- 868 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
PSİKOLOJİ ÖĞRETMENİM
Sizlerle paylaşmak istediğim daha önce hiçbir yerde anlatmadığım daha doğrusu anlatmaya cesaret edemediğim önemli bir konuyu ve benim hayatımda derin yaralar açan bir hatıramı anlatmak istiyorum. Anlatmak istiyorum çünkü yarın sizlerde eğitimci olacaksınız ve bu anlatacağım kötü hatıramda, bir eğitimcinin insan yaşamında nedenli önemli olduğunu ve benim hayatımda nelere mal olduğunu anlatacağım.
Geçmişte bu yaşadığım acı olay üzerimde öyle büyük etkiler yapmıştı ki inanın yıllarımı çaldı desem yetmez. Eğer mücadele edip yenmeye uğraşmasaydım hayatımı zehir edecekti. Belki sizlere birazdan anlatacaklarım çok abartılı gelebilir ama şunu söylemem gerek: YAŞAMAYAN ANLAYAMAZ, BİLEMEZ. Bu açıdan hassasiyetimi anlamanızı rica ediyorum.
Yıllar önceydi; lise hayatıma, gençliğime ilk adımımı atacağım an da habersizce karşıma çıkmıştı psikoloji öğretmenim “fakat bu psikoloji öğretmeni, psikolojisi bozuk ve bir o kadar da karşısındakinin psikolojisini bozan ve insanlığı öğretemeyen bir öğretmendi” daha ilk derste piyango bana isabet etmişti; bana yönelttiği ilk sorunun ardından cevabını alamayınca, hayatım boyunca unutamayacağım ilk tokadını yüzümde bitirdi.
O an da yüzüm kıpkırmızı kesilmişti, o an yüzümde beliren kızarıklık utangaçlıktan değildi; tokadın şiddetinden yüzüm kızarmıştı fakat felaket bundan böyle başlamıştı; o tokat yetmemiş gibi arkadaşlarımın arasında beni öyle bir rencide etmişti ki; bununla da yetinmeyip alay edercesine al yanak ne kadar yakışmış arkadaşınıza dediğini dün hatırladığım gibi şimdi de hatırlıyorum. Kabus gibiydi… arkadaşlarım alay etmeye başlamışlardı. Artık herkes benim düşmanımmış gibi hissediyordum o dönemde. Öğretmenlerimden hangisi bana bir soru yöneltse artık tokat atmalarına gerek kalmadan yüzümde o günkü acıyı ve sıcaklığı hissetmeye başlamıştım. Günler, haftalar, aylar ve yıllar böyle geçti. Bazen sorulan sorunun cevabını bildiğim halde korkumdan cevaplayamıyordum. Tahtaya kalkmak benim için ölmekten beterdi. Bendeki değişikliği o dönem itibariyle anlayamıyor ve anlamlandıramıyordum da. Bu korku içimde hep var oldu, terk etmedi beni yıllarca; öyle korkunç hale geliyordu ki adeta sinsi sinsi avını kollayan bir tilki gibi etrafımı sarıyordu. Okul ortamımdan yavaş yavaş gündelik yaşamıma giriyordu hiç hissettirmeden ve çok geçmeden tıpkı kanserli bir tümör gibi tüm yaşamımı ele geçirmeye başlamıştı yayılıyordu tüm ruhumda ve bedenim de.
Utangaçlık korkusu ya da tıp diliyle sosyal fobi artık tüm yaşamıma girmişti.
Yıllarca beni insanlardan ve toplumdan uzaklaştırmaya çalıştı kısmen başarılı olsa da yine de başaramadı; izin vermedim, vermeyeceğim de! O benim üzerime geldikçe bende onun üzerine gittim. İnanın arkadaşlar eğer ben bu canavarla değil de yapmam gerekenlerle uğraşsaydım ve yapsaydım hayatım bambaşka olacaktı; yine de hiçbir şeyin geç olmadığını atalarımızın da dediği gibi zararın neresinden dönersen kardır mantığıyla hareket edip yılmadım ve daima üzerine gittim. Kimi zaman kızardım, belki hakikaten rezil oldum ama 1000 kere de rezil olsam bu canavarın bana hâkim olmasına müsaade etmeyeceğim. Bunu yenmeye kafama koymuştum, yenecektim. Yendim de çünkü şuan sizlerin karşısındayım.
Arkadaşlar inanın bugün benim için yeniden doğmak desem yeridir;
Bu durumu bu yaşadıklarımı ne aileme ne en yakın arkadaşıma ve ne de en sevdiğim insana anlattım; işte arkadaşlar benim hayatımın da sırrı bu!
Peki, neden aileme, sevdiklerime değil de sizlere anlattım!
Çünkü
Sizler eğitimcisiniz…
“İYİ Kİ DE PİYANGO BANA İSABET ETMİŞ” - NEDEN Mİ?
ÇÜNKÜ
DİĞER ARKADAŞLARIM BENİM KADAR MÜCADELECİ OLAMAYABİLİRDİ VE TÜM HAYATINI KARARTABİLİRDİ.
O ÖĞRETMENİMİN ARKASINDAN RAHMETLE ANIYORUM
TABİ VEFAT ETMİŞSE…
Cebrail UÇAR
YORUMLAR
YAŞAMAYAN ANLAYAMAZ, BİLEMEZ. Bu açıdan hassasiyetimi anlamanızı rica ediyorum.
Yıllar önceydi; lise hayatıma, gençliğime ilk adımımı atacağım an da habersizce karşıma çıkmıştı psikoloji öğretmenim “fakat bu psikoloji öğretmeni, psikolojisi bozuk ve bir o kadar da karşısındakinin psikolojisini bozan ve insanlığı öğretemeyen bir öğretmendi” daha ilk derste piyango bana isabet etmişti; bana yönelttiği ilk sorunun ardından cevabını alamayınca, hayatım boyunca unutamayacağım ilk tokadını yüzümde bitirdi.
Müthiş bir paylaşımdı şair kalemine ve cesur yüreğine bin sağlıklar olsun
o öğretmenlerden öyle çok var ki hangi birini sayalım..
-Tedavi edeceklerine/tedavi olmalılar diyelim mi ?
kalemine sağlık .
Medeni cesaretinizi takdir ediyorum.Aslında hangimiz o tür olaylarla karşılaşmadık ki.Hepimizin vardır buna benzer olayları.
Mesala ben köy ilkokulundan mezun olup ilk defa gittiğim şehirde ortaokulu okumaya başladığımda utangaçlığımdan dolayı iki yıl derslerde parmak kaldırmaya cesaret edemiyordum da öğretmenin gözüne bakıyordum ki beni tahtaya kaldırsın veya bana sorsun da cevaplayayım.
Bazen düşündüğüm gibi oluyor du.Bu sefer de azar işitiyordum,madem biliyordun neden parmak kaldırmadın diye.Keşke o yıllarda biri fark edip psikolojik sorunumu çözseydi.
Yine bana şükür.Bir arkadaşımız da soru sorulduğunda dili tutuluyor konuşamıyordu .Nasıl oldu bilmiyorum ama lise de konuşmaya başladı.Şimdi de yanyana geldiğin de sustur susturabilirsen.
Yani anlayacağın kafana takma.Hepimiz senin gibi psikolojik sorunlarla hayata devam ediyoruz.
Sen psikoloji öğretmenimisin yoksa bizide konuşturmayı başardın.:)
Tebrik ediyorum yazınızdan dolayı.
SAYGILARIMLA.
wallahi ben rahmetle anamıyorum..keşke allah akıl fikir werseymiş zamanında diorum..bu we buna benzer olaylar yaşanıyor we bu tarz talihsizliklere sebep olan(bu bir eğitimci de olabilir) affedilmesinden deil kınanmasından ve gereken cezayı almasından yanayım her zaman için..paylaşım için teşekkürler...