- 557 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
''DÖVDÜĞÜM ADAM'' IN DOĞRULARI
Muhatabamın , yani dövdüğümü söylediğim adamın, aslında çoğul olmasını arzu ediyorum ! Fakat bunun mümkün olması için, bu ülkeyi yöetme hakkını kendinde görenin tek kişi olmaması, her şeyde demokratik kuralların işlemesi, tüm yetki ve sorumluluğun tek kişide toplanmamış gerekiyor. Eğer öyleyse , mesele yok. Ama tersiyse, işte o zaman ’’ dövdüğüm adam ’’ yani muhatabım tek kişi oluyor.
Şiddetten yana değilim ben, hiç bir zaman da olmadım. O yüzden dayağı da söz ile, yazı ile atmış olabilirim.
Efendim ; bu günkü iktidarı ve onun başındaki kişiyi çok eleştirdim yazılarımda. Çok da eleştiriler aldım bu yüzden. Bir defa şunu tekrar etmek zorundayım ki ; bunu yaparken, asla bir başka partiye, ya da kişiye hizmet etmedim.Kkesinlikle hiç bir partinin üyesi ya da destekçisi değilim. O yüzden de doğruya doğru, yanlışa yanlış demekte zorlanmam.
Bence bu günkü iktidarın ilk doğru hareketi, Irak işgalinde ABD’ye destek vermemiş olmasıdır ! Bunu zamanında eleştirmeyen çok az kişi kalmıştı ama bu gün herkes doğru olduğunun farkında. Bunu itiraf edenler ise pek fazla değil.
Kürtler, en beter olanını yaptılar ve Saddam’a karşı, yaşadıkları ülkeye ihanet edip, ABD ile işbirliği yaptılar. Şimdi, ABD gitmeye kalkışınca, Araplardan ve Türkmenlerden korktukları için, bizden medet umuyorlar. Onlara bu gün ’’ Hadi bakalım, başka kapıya ’’ da denilebilirse eğer, en güzeli yapılmış olacak.
Zamanında Barzani bize sığınmadı mı ? Hayatını bize borçlu olduğunu söylemedi mi ? Peki yıllardır PKK’nın en büyük destekçisi kim ? PKK’lıların çoğu, onun peşmergeleridir. Bunu herkes biliyor da, Barzani, bilinmediğini zannediyor. Yeryüzünde en son güvenilmesi, hatta kıyamette bile güvenilmemesi gerekenlerin başında Barzani gelir !
Hükümet, komşu ülkelerle ve hatta komşu olmayanlarla iyi ilişkiler kurma politikası ile en güzelini, en doğrusunu yapmaktadır. Yunanistan olsun, Suriye, Irak, İran ve hatta Ermenistan ile bile dialogda yarar var. Tabii, Barzani ile de restleşmenin anlamı yok.
Bilinmesi gereken gerçek ise, Ermenistan ve Barzani’ye kesinlikle güvenmemek ve uyanık olmaktır. Bu ikilinin, bu güne kadar bu ülkenin çektiği olumsuzluklarda, çok büyük payları vardır.
İsrail ile ilişkilerde de dikkatli olmak gerekir. ABD’ye yaranmak uğruna, asla Araplara karşı İsrail desteklenmemelidir. Kapalı olarak da olsa, Arapların safında olmakta yarar vardır. Tabii bu, Arapları israil’ê karşı kışkırtmayı falan gerektirmez. Mümkün olduğunca uzlaşmacı ve barıştan yana olarak, İsrail’in de yanında olmayarak, onun elini güçlendirmemeliyiz.
Hükümet galiba, bu konularda biraz benim istediğim şeyleri yapıyor. Benim değil, gerçeği görebilen, ülkesini seven çok kişinin istediği gibi...
Gördüğünüz gibi, aslında pek çok şeyini eleştirdiğim ve bu güne kadarki yazılarımda dövdüğüm adamın, bulabildiğim doğruları, aslında ülkem için hayatî önem taşıyor.
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Her insanın hataları kadar doğruları da vardır. Elbetteki hatalar bulunup urtaya çıkartılacak.Ama doğrularda dile getirilmeliydi ve bunu da yaparak, tarafsız olduğunuzu gösterdiniz bir bakıma. Burda bence kendi kişisel düşüncelerinizi aşmışsınız.
Sizi tenzih ederek söylüyorum, biz nasıl bir milletiz biliyor musunuz? hERKES TEN ÇOK MİLLİYETÇİ VATANSEVER OLDUĞUNU İDDİA EDEN, AMA VATANI İÇİN ZERRE İYİLİK YAPMAYAN. Bakıyorum asıyor kesiyor etrafımdakiler. Ama devlet malını babalarının malı gibi öyle kullanıyorlar ki. En basitinden kağıt olsun, kalem olsun. üLKEMİZDEKİ KAĞIT İSRAFI DÜNYADA YOKTUR BENCE. Peki bu milli servet deği midir? O halde nerde milliyetçilik.Çok milliyetçiler gördüm, oğlu askere gidince, batıda bir yerlere aldırmaya uğraşan. Hani bu vatan için seve seve can verirriz diye slogan atıyordunuz dediğimde, türlü türlü bahaneler sunuyorlar.Dediğim gibi biz halk olarak ne yazık ki mayası bozuk yoğurt gibiyiz. Ana göre duygularımızla hareket ediyoruz. Rüzgar ne yönden eserse o tarafa savruluyoruz.prensipsiziz. Biz doğru bir millet olsak, kimse bileğimizi bükemez. Çünkü seçtiklerimiz de bu doğru milletin içinden çıkar. İyiye dürüste namusluya değil de, oğlumuzu işe koymayı vadeden zengin takımına oy veririz.Yalan mı? Hangi fakir fukaranın meclise girdiği görülmüş.Fakirden adam çıkmıyor mu yani? Diyeceğim bize her şey müstahak. Çünkü biz artık şiirlerde kalmış, o mübarek ve asil millet değiliz artık.O milletin son kırıntıları da, Çanakkalede şehit oldu.Biz sadece onların aziz hatırasıyla övünen, ama onların gösterdiği fedakarlığın binde birini gösteremeyen zavallı bir milletiz." Türküm doğruyum çalışkanım" dedirtiyoruz çocuklarımıza. Evet Türk doğru çalışkan olmalı ama öyle mi acaba? Genç nesile baktıkça eyvah diyorum.Bunlar mı bizim geleceğimiz. Hani eski adetler, çocuk yetiştirme biçimleri.Sertti biraz belki, ama onurlu gururlu namuslu çocuklar yetişiyordu, yanılıyor muyum?
Yadıklarımın konunuzla alakası yok belki ama, ben şuna inanıyorum. Hükümetler iktidarlar geçicidir.Halk baki. Biz dosdoğru olmadığımız sürece, geleneklerine, dinine, vatanına, Atasına bağlı nesiller yetiştiremediğimiz sürece, zavallı olmaya mahkum bir milletiz.
Benim dedem 93 yaşında, belki yarım metre sakalı var. 7 kere hacca gitmiş. Birgün yerde bir kağıt parçası buldu.Nasıl atarlar bunu yere deyip, evinin salon kapısının üzerine sıkıştırdı. Yirmi yıldır neredeyse, kağıt parçası o kapının üstündedir. Yazıalrı bile silinmiş, resim anlaşılmaz halde. O ne resmiy di biliyor musunuz.Atatürkün ilk meclis erkanıyla çekilmiş resmi. Eskiler, dinli dinsiz, vatana böyle sahip çıkan bir milletti işte. Yazık yedik bitirdik bize kalan şeref mirasını. Şimdi kimseye suç bulmayalım.
Ahlakaı çömüş bir milletin, geçmişini hatırlamayan bir milletin, devlet malına sahip çıkmayan bir milletin, nasıl bir geleceği olabilirse o yöne doğru gidiyoruz ne yazıkki.
Kutluyorum sizi. Selamlar.