- 1310 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk ve Zaman (kadınlara)
“ aşk, bu zamanda en çok insanlardan korkuyor. Ne aşka, ne de zamana kızabiliriz. Hayatı farklılaştıran bizler olduğumuz sürece, daha birçok olgu değişmekle beraber, inandırıcılığını kaybedecektir!”
Hayat, bakış açılarıyla ilerleyen bir özgürlük tabutu. Sunulan, sunum yapan ve izleyen hep insanoğlu… Kolay olan birçok şeyi zorlaştırıp, dolambaçlaştıran yanımızı kullanarak, ne kadar korktuğumuzu su üstüne çıkarıyoruz. Sanıyoruz ki ulaşılamamak, bizi, gizemli ve vazgeçilmez biri yapıyor. Oysa sadece yalnızlığımıza, sevgisizliğimize ne kadar uzak olduğumuzu gösteriyor. Bir kurgu içinde en acı rollerle süslüyoruz bedenimizi, çoğu kez ezilen yanımız görünüyor. Farkında olmuyoruz, olamıyoruz.
İnsan denen varlık aynı duygularla yüklü bir heybe taşır sırtında. Ve çoğu zaman aynı durumlarda karşılaştığı olaylar karşısında, farklı tepkilerle var olma savaşı verirken hayata. Bazen duygu yönü ağır basarak vicdanını kullanırken, bir yandan da içindeki duyguyu bastırıp acımasız yanını gösterir. Ama bu herkeste hiçbir zaman aynı yoğunlukta olmaz, olamaz. İşte burada kişinin karakter etmenleri ön plana çıkar. Biz buna kişi hak ve hürriyeti diyoruz… Anlayamasakta!
Hayatta tanımlamalar yapmak kadar, yaşamak hiç kolay değildir. “seversem, ihanet etmem!” diyebiliriz, ama bunu uygulamakta nedense çok aciz kalabiliriz. Bir yastıkta fedakârca, saygılı bir ilişki yürütmenin en güzel yanı nedir biliyor musunuz? Nedensiz sevmekle başlayan ve zamanının en güzel saatlerini yüreğinde kuşkulara yer açmadan bağlanabilmekte saklı desem… Ve ben buna inanmak istesem, dünyalar acılarla dönse, yine de ölmek istemem!
Size kendi aşk hikâyelerimden bahsetmek isterim. Ben aşkı zamansız, yurtsuz yaşayanlardanım. Hiçbir zaman aşkın en tutkulu yanını yaşayamadım. Bunu çok istediğimi söyleyemem, açıkçası bir kadına bağlanabilmenin yüküyle ezilmekten korktum. Bana sorarsanız kadınlar, hisleri erkeklerden çok daha kuvvetlidir. Onların yapılan yanlışlıklara karşı önceden bilgileri hep olmuştur ve olacaktır! Yaradılış mucizesi diyebilirim ben buna. Ve kadınların suskunluklarındaki gizemli duruşta hep bu yüzdendir. Kadınlar sustuklarında, erkeklere şans verirler ve kadınlar en çok sustuklarında güçlüdürler! Biz erkekler kendimizi zeki sandığımız yanlarımızla övünürken, mutsuz bir geleceğin temelini atmaktayızdır. Çünkü aşkı güzelleştirende, anlamlaştıranda sadece kadınlardır!
Benim için aşk, dünü-bugüne, bugünü-yarına bağlayan zincirleme bir tutkudur. Ve ben hayatıma giren kadınlara hep hayranlıkla bakmasını bilmişimdir. Hayatımda ki gelişimimin en büyük pay sahibi her zaman onlar olmuştur. Asla hiçbirinden nefret etmedim. Ayrılıklar oldu, hemde en zamansız anlarda. O zamanlarda bile düşman olmadım hiçbirine ve ne zaman aklıma getirsem o güzel melekleri, kendimi hep şanslı hissetmişimdir. İhanet olmadı, büyük kırgınlıklarımız aslında çoğu zaman yanlış iletişimden kaynaklandı. Elimde olsa yine yaşardım aşkın en güzel halini sadece onlarla… Yine, yeniden ayrılıp, sadece onlara yazmak isterdim. Belki onlar hiçbir zaman bilmeyecek bu yazdıklarımı, ama bende hiç unutmayacağım onların yüreğine uğrayıp beni bu acımasız hayata karşı güçlü yaptıklarından dolayı hiçbirini…
Aşk ve zaman, bence çok önemli… Kendi aşklarımda bu zamanı tutturamadığımdan dolayı, yaşamış olduğum kopukların acısını halen yaşamaktayım. Doğru zamanı olur mu aşkın, ya da insan bu zamanı nasıl yaratır. İnanın bilmiyorum. Ama bana göre aşkta önemli olan kişinin kendisini tamlamasıdır. Kendi kişiliğini ve isteklerini iyi bilen birisi, karşısındakini çok daha çabuk çözümleyebilir. Ki bir sevgilinin gizemli yanlarını keşfetmek yedi dünya keşfinden daha mucize bir olaydır.
Bir sevgili ömrüne ayna olabilecek kişiden sadece bir şey ister: kendine iyi bakmasını… Sıradan bir cümle gibi gelse de kulağımıza, aslında içinde mutlu bir dünya barındırır hep. Seven yürek, sevdiğinden kendisine çok iyi bakmasını istemekle, onu yüceltir aslında. İki sevgili ayrılırken aralarında hep buna benzer konuşmalar geçer“ kendine çok iyi bak, sağlığına dikkat et ve yüreğine yaslan en zor anında…” kim sevdiğini, kaybetmek ister ki. Aşkta nefret olmaz, olamaz. Ayrılık olur, anlaşamayabilirsin. Ama birini yüreğinle sevdiysen, onu hayatından tamamen söküp-atamazsın! Bu kişinin kendine en büyük ihanetidir. Kendinle yüzleşebilen ve ne istediğini tam olarak yansıtabilen, sabretmesinin kazancını bekleyen yüreklerin, sevgisi de, saygısı da hiç bitmez! Her ilişkinin aşk olup- olmadığını, nefretinizin olmadığı kişiyle anlayabilirsiniz… Eğer gönlünüzde sevgiye yer yoksa aşkı kirletmeyin! Sırf biriyle beraber olmak adına, özentivari ilişkilerle ruhunuzu aşındırmayın. (Rüyalarınızda en sevdiğinizle beslenip-büyümeniz dileğiyle)
Sonsuz günlerde, sonsuz sevişmeler aşklarını unutmayanlarla olsun…
Emre onbey
YORUMLAR
Benim için aşk, dünü-bugüne, bugünü-yarına bağlayan zincirleme bir tutkudur. Ve ben hayatıma giren kadınlara hep hayranlıkla bakmasını bilmişimdir. Hayatımda ki gelişimimin en büyük pay sahibi her zaman onlar olmuştur. Asla hiçbirinden nefret etmedim. Ayrılıklar oldu, hemde en zamansız anlarda. O zamanlarda bile düşman olmadım hiçbirine ve ne zaman aklıma getirsem o güzel melekleri, kendimi hep şanslı hissetmişimdir. İhanet olmadı, büyük kırgınlıklarımız aslında çoğu zaman yanlış iletişimden kaynaklandı. Elimde olsa yine yaşardım aşkın en güzel halini sadece onlarla… Yine, yeniden ayrılıp, sadece onlara yazmak isterdim. Belki onlar hiçbir zaman bilmeyecek bu yazdıklarımı, ama bende hiç unutmayacağım onların yüreğine uğrayıp beni bu acımasız hayata karşı güçlü yaptıklarından dolayı hiçbirini…
vawww diyorum etkilendim... çok güzel...
"Benim için aşk, dünü-bugüne, bugünü-yarına bağlayan zincirleme bir tutkudur. "
Evet benim için de aşk, dünü bu güne, bu günü yarına bağlayacak olan, olmazsa olmaz duygulardandır. Aşk ve sevgi hayatta var olabilmemiz için var olması gereken en değerli iki duygudur ve aşk zaman değil, zaman aşka yenik düşmelidir.
Güğzel bir yazı ve güzel bir sorgulama. Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize
"Aşk ve zaman, bence çok önemli…"
Ekonomi hocamın söylediklerini anımsadım bir an.
Gerçi o piyasalar için söylerdi de biz hayata adapte eder "yanlış insan yoktur, yanlış zaman vardır"derdik.
O kadar doğru tespitlerle dolu bir yazı ki yorumsuz kalamadım.
Her satır bir kuş olup yüreğime konuverdi sanki...
Aşka ve bunca ıstıraba bu kadar tebessümle bakabilen bir suskun sesleniş...
Yürek defterine dökülen damlaları okurken,
Susuyorum her defasında, susarak ölünmüyor ne yazık...
Tekrar okuyup tuz gibi yaralarıma basıyorum her satırı.
Ölemiyorum okudukçada affet sevgili hüzünbaz kardeşim...
Hüzünlü bir sonbaharda kurumuş güller bırakıyorum sayfana.
Ne desem az, belki ne desem çok, ne desem yetersiz bu satırlara...
Susuyorum, susacaklarım bitmiyor, çünkü biliyorum.
"Kadınlar en çok sustuklarında güçlüdürler"
Sevgiler kardeşime....
Hem sever hem ihanet ederiz. Evet, karşımızdakilerin davranışlarını anlayıp hem hak verir hem kızarız. Aşk bozuldu bozuluyor der, bile bile kendimizi içine atarız.
Ya hayatımıza tek kişi girse ve üzülseydik yine hayranlıkla bakabilir miydik?
Gün gelir ki kendini de unutursun.
Olmaz, imkansız deme dostum. Hayatta imkansızlarda olur vakti saatinde.
Güzel bir yazıydı. Bakış açını iyi aksettirmişsin.
Teşekkürler.
Benim için aşk, dünü-bugüne, bugünü-yarına bağlayan zincirleme bir tutkudur. Ve ben hayatıma giren kadınlara hep hayranlıkla bakmasını bilmişimdir. Hayatımda ki gelişimimin en büyük pay sahibi her zaman onlar olmuştur. Asla hiçbirinden nefret etmedim. Ayrılıklar oldu, hemde en zamansız anlarda. O zamanlarda bile düşman olmadım hiçbirine ve ne zaman aklıma getirsem o güzel melekleri, kendimi hep şanslı hissetmişimdir. İhanet olmadı, büyük kırgınlıklarımız aslında çoğu zaman yanlış iletişimden kaynaklandı. Elimde olsa yine yaşardım aşkın en güzel halini sadece onlarla… Yine, yeniden ayrılıp, sadece onlara yazmak isterdim. Belki onlar hiçbir zaman bilmeyecek bu yazdıklarımı, ama bende hiç unutmayacağım onların yüreğine uğrayıp beni bu acımasız hayata karşı güçlü yaptıklarından dolayı hiçbirini…
aldım burasını hocam uygulamak için. tecrüben için sağol