Vakit gece yarısını geçmişken ,hala niye uyumuyor bu kız?
Gözleri karşı apartmanın ışıklarında.Oysa baktığı evde olmasını istediği kişi, şuan evde değil.Bakışlar hüzünlü olunca daha bir tesirli oluyor .Vedat baksa bu gözlere şuan,dayanamaz sarılır Leylaya.
-Üzülme Leylam kızgınlıktan,kıskançlıktan böyle davrandım derdi.
Ama bu mümkün değil şuan.Zaten sadece ağladığı gün değişti Vedat ,oysa şimdi yine aynı soğuk,mesafeli Vedat.
Leyla ışığı söndürdü ,odasında ne kadar mum varsa hepsini yaktı.Geçen seneki günlüğünü açti.Sayfaları biten günlük, yerini başka deftere verirken içindekilerden de vermişti biraz.
Rastgele bir sayfa açtı Leyla.
15 Mart
Ali’ye
Yüksekten atılan herhangi bir cismin düşüş hızı ,yere yaklaştıkça artarmış Ali.Öyle diyor fizik kuralları.Ben sayısalcı değilim Ali,bu sebebtendir ki bu cümleyi edebiyata uyarlayacağım.
Seni sevdim ve bitti.
Yüksekten yere düşüş işte bu.Öyle bir hızla düşüş ki kalbimde her ne varsa parçalanacak sandım.Oysa düşüşe yakın hız artmasına ve parçalanma olasılığın artmasının tam tersine....
Sana olan sevgim arttı.İlla ki düşmem mi gerekiyordu?Bunu bilmiyorum.Ben de artı olan sende eksildi...
Leyla günlüğüne dalmışken, Seda da Ebu Said Ebul Hayr den bişeyler okuyor.Bakalım neymiş:
’’Yadında mı doğduğun anlar
Sen ağlardın gülerdi alem
Öyle bir ömür sür ki mevtin
Olsun sana hande,
Halka matem’’
Şimdi Didemden bahsedelim mi?O da bişeyler okuyor.Seda okusa hoşuna gidecek şeyler:
’’Harabisin,harabati değilsin
Gözün mazidedir,ati değilsin’’(Ziya Gökalp)
Ziya Gökalp bu dizeleri geçmişe ve Osmanlı kültürüne aşırı düşkünlüğüne atıfta bulunduğu Yahya Kemal için söylemiş.
Didem Yahya Kemalin cevaben yazdığı dizeleri okuyor şuan ,çok beğendi:
’’Ne harabi (yim) ne harabati(yim)
Kökü mazide olan (bir)atiyim’’
Eğer şun Leyla ağlamıyor olsaydı inanın devam ederdim yazıya ama o ağlarken yapamam....