- 960 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DOST DOST DİYE
DOST DOST DİYE!
Arkadaş seçimi çok önemli. Dost ve komşu seçimi de öyle. “Ev alma komşu al” veya “bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim” sözleri boşuna söylenmemiş.
Ve insan yaşamında çoğu zaman bu en yakın dostlarından bulur kötülüğü. Bu, o dostların yaşama bakışıyla ilgilidir. Kişisel menfaatleri ve çıkarlarıdır onları yoldan çıkaran. Size yani en yakın dostuna kötülük edebilmesinin nedeni de budur.
Dünya var olduğundan ve insanlığın oluşumundan beri vardır bu tür şeyler. Çoğunlukla da geri kalmış toplumlarda olur bu tür şeyler. Toplumlar geliştikçe, uygarlaşıp bilinçlendikçe bu tutumları da değişir. Uygar insan dedikoduyla uğraşmaz. Uygar insan “yarın kimin kuyusunu kazmalıyım” diyerek uykuya yatmaz. Uygar insan, kimin ayağını kaydırmalıyım diye çirkin hesaplar yapmaz. Uygar insan “Bu işte benim çıkarım ne, çorba parası var mı” diyerek olması gereken işlere de engel olmaz.
Bazen yıllarca sırtınızda taşıdığınız dostlarınızı bir anlık yere indirdiğinizde sizden daha kötüsü olmaz o dostlarınız için. Artık o dostlarınızdan her türlü kötülüğü bekleyebilirsiniz. Bazen kendi elinizle düşersiniz bir tuzağa. Yıllardır değer verdiğiniz, omuzladığınız arkadaşınızdan kendi ellerinizle bir canavar yaratırsınız.
İsa peygamberin kaderinde de, Pir Sultan’ın kaderinde de, ve bir çok Osmanlı Padişahı’nın kaderinde de hep en yakın dostlarının, en yakın arkadaşlarının oyunlarına gelip kelleyi vermeye kadar varan yaşamları olmuştur.
İsa’yı en yakın dostu, havarilerinden Petrus ele vermiştir.
Bürütüs, Sezar’a ölümcül kılıç darbesi vurduğunda, “sende mi Bürütüs!” diyebilmiştir Sezar.
Pir Sultan’ın müridi Hızır, medreselerde okumuş, adam olmuş ve de Sivas’a vali olmuş ama ilk işi Pir’ini astırmak olmuş.
Cem Sultan mı atılmamış zındanlara, kendisinin yerine padişahlık koltuğuna oturmasın diye nice kardeşler katledilmiş tarihte.
Tamam, bütün bunlar çok gerilerde kaldı dediğinizi duyar gibiyim. Ama biz de toplumu olarak henüz fazla ilerlemedik ki! Bu yüzden de ihanetin, dedikodunun, ayak kaydırmanın, şantajın, çıkar kavgasının dost kazığının alası bizde var ve günümüzde de devam etmekte.
İşte size sapına kadar çıkar ve menfaat duygusunun açığa vuruluşunun en güzel örnek sözü: “Köprüyü geçinceye kadar ayı’ya dayı diyeceksin” deyimi hangi toplumun Literatüründe var acaba?
Çıkarsız, menfaatsiz, dosdoğru dostlar diliyorum hepinize...