eylül
Eylül geldi yine, ve ben eylül ayını hiç sevemedim. Hep bana hüznü hatırlatır inceden.Sonra kışın gelişini haber verir sinsice. Erken kararan hava hep içimi karartır. Dökülen her yaprakta içimden hep birşeyleri alır götürür.Aslında istemem bu ayı böylesine hor görmeyi.Ama elimden başka türlüsü gelmez.
Yaz sonu, kış başlangıcı bir mevsimin temsilcisi olmanın yanında, bin keder yüklü bin hüzün saklıdır bu ay benim için ve pek çok insan için. Öyle olmasaydı hakkında binlerce yazı yazılır mıydı?Binlerce romana, filme, resme konu olur muydu?
Nedense bu ay ayrı bir etkiler bütün bünyemi, daha bir hassaslaşır duygularım.Melankoli kaplar tüm benliğimi, bitmiş sevdaların ağıtları yanar içimde alev alev.Ölümün soğukluğunu hissederim gövdemde. Ayrılıkların ağır kokusu siner tüm evrene.
Dökülen her yaprak alıp gider sanki hayata dair bir şeyleri.Yaşam daha aceleci gibi olur, yaşanmışlıkların son demlerini hatırlatır sanki hazan.Hazan hep hüzünle omuz omuza ayrılmaz bir bütündür. Erken inen akşam ahmet Arif"in mapushanesine dönüşür eylülle. Bir mahkum gibi eve bağlanır, içe kapanırız.Yazın o cıvıl cıvıl cümbüşünden sonra pek bir yalınlaşır herşey. Renkler bile eski parlaklığını kaybeder giderek eşya griye boyanır.Güneşin eski yakıcılığı mat bir serinliğe bırakır yerini. Havadaki taze ot kokusu rutubetli bir havaya dönüşür. Ayrılık ayıdır baştan başa hüzün kokar eylül.
Nedense bu ay ayrı bir etkiler bünyemi, daha bir hassaslaşır duygularım. Melankoli kaplar tüm benliğimi, bitmiş sevdaların ağıtları yanar içimde alev alev. Ölümün soğukluğunu hissederim gövdemde. Ayrılıkların ağır kokusu siner tüm evrene.
Üç mevsimin arasında en arada kalanı hazandır. Her mevsim farklı bir cazibe taşır bünyesinde, Hazanı ise en çok melankoliye yatkın deprosyona meyilli insanlar çekici bulur. İnsanın içini acıtmak için eylülün gelmesi yeter bu tip insanlara.Zira verdiği acıdan garip bir haz duyarlar böyleleri.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.