- 1286 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
DOKTOR EDWARD MEIDLER'IN OĞULLARINA YAZDIĞI VASİYET MEKTUBU
19 Eylül 1879 Londra - İngiltere
"Evlatlarım,
Şunu hiçbir zaman unutmayınız ki, her insan layık olduğu kadar sevgi, saygı, fedakarlık ve merhameti hak eder. Tavrınız ne kadar içtenlikli ve dürüst olursa olsun, fazlasını veren üzülmeyi göze almış demektir. Çünkü şunu biliniz ki, ne kadar acı da olsa insanoğlu nankördür!
Değer verin, deneyin ve sonra görün! Hiçbir zaman uzun dönemde yaptığınız fedakarlıklar ve anlayışınız değerlendirilmeyecek, sadece bir hata yapacaksınız ve işte o hatanız sizin defterden silinmenize yetecek!
Hepsi bu kadar basit ve en sonunda olup olacağı da bu.Sizin fedakarlıklarınızın ve samimiyetinizin ödülü bu! Çünkü siz, karşınızdakini sizin gibi sanıyorsunuz. Açık yüreklilik, dürüstlük ve fedakarlıklarınız var sizin. Hem de beklentileriniz olmadan bunu yapıyorsunuz.
İşte bu yüzden size diyebilirim ki; Hazır olun. Çünkü fırtına yanı başınızda eserse, size büyük bir hasar verip şehrinizi terk edecek. İşte tastamam olacaklar bunlardan ibarettir. Farkına varmanız gerekir ki, sizin fedakarlıklarınız karşısında değer verdiğiniz insanlar ne kadar fedakar olabildiler? Farkına varmanız gerekir ki, siz samimi ve dürüst bir insan olduğunuz halde acaba karşınızda duran "değergören şahsiyetler" size bunun yarısını hissettirebildiler mi?
Oğullarım,
İnsanları sevin, onlara değer verin. Ama asla unutmayınız ki verdiğiniz değer, onların hak ettiklerini geçmemelidir. Yetimleri ve açları doyurun. Ama lütfunuz da sonsuz bir tevazu içinde olmayın.
Bilmeniz ve hayat boyu unutmamanız gerekir ki, insanlar doyumsuz ve nankördürler. Gerektiğinde sizi çiğneyip gözlerini bile kırpmadan üzerinizden geçerler. Söz konusu olan babanız yani ben bile olsam, hiçbir kimsenin sizi ezmesine, sömürmesine ve üzmesine asla izin vermeyiniz.
Belki ölümümle birlikte içimde büyük bir acı hissettiren terk edilişim, bunları size anlatmamı gerekli kıldı. Evlatlarım, annenizi hiçbir gün mutsuz bir durumda görmek istemedim. Bunun için elimden geleni yaptım, hatta bazen kendi işlerimden ve sağlığımdan bile ödün verdim. O, hayatımın en büyük önceliğiydi benim için. Ama en sonunda anneniz beni William’la aldattı. Beni terk etti ve öylece bıraktı.
Evliliğimizde 25 yılı bitirmişken, tek ve basit bir sebepten ötürü beni bir başıma koyup gitti. Bana “beni sevmediğini düşünüyorum” dedi ve çekip gitti. Hem de onu bunca yıldan sonra daha büyük ve sonsuz bir aşkla sevdiğimi bilmesine rağmen.
O gittikten sonra 2 sene büyük bir bunalım yaşadım, artık hiçbir şey yiyemiyor ve gülemiyordum. En nihayetinde hastalık yakama yapıştı ve ben veremli bir adam oluverdim.
Evlatlarım,
Size bırakabileceğim büyük bir evim ya da servetim yok ama size benim hayatımı mahveden bu olaydan kendi hayatınız için çıkaracağınız çok büyük ve değerli bir yaşam dersi bırakıyorum. Bu sizin geleceğinizin anahtarı ve tüm hayatınızın en anlamlı servetidir.
İleride evlenme çağına geldiğinizde, sevdiğiniz kadının da sizi sevdiğinden fazlasıyla emin olun. Ona hak ettiği değeri verin ama sadece hak ettiği değeri verin. Bu ne eksik ne de bir fazla olmalı! Bunu iyi ayarlayın. Onun sizin için ne kadar fedakar, dürüst ve içten olduğunu kesinlikle gözlemleyin. Bir gün hayatınızın sonuna geldiğinizde benim gibi mutsuz ve acı çekmiş bir adam gibi ölmek istemiyorsanız, sözlerimin anlamını bütünüyle özümseyin.
Oğullarım, diliyorum ki, öğütlerime uyarak yaşantınızdaki büyük servete kavuşmuş olacaksınız.
Tüm Kalbim ve Benliğimle Gözlerinizden Öperim.
Babanız Edward Meidler “