SAĞ DEVRİ
SAĞ DEVRİ
Dünya döner, ay döner
Güneş döner galaksiler döner, evren döner...Allah’ın bir ismi ’’devvar’’dır..Ve bir gezegen dışında tamamı saat yönünün tersine yani soluna döner.. Bu dönüşe sağ devri denir. Solu içeri alır, hapseder. Sol Allah’ın celal sıfatlarını, sağ Cemal’ini temsil eder. Celal yıkıcı güç, cemal yapıcı güç demektir. Ve evren düalite üzerine var edilmiştir. Varlık cemal den, yokluk celaldendir. O nedenle Hz Mevlana her şey döner ben neden dönmeyecekmişim dedi, semaya başladı. Ama kesrete gitti. Günde bir keresi yeter. Ehli şartlarına uyarak üç kere de devir yapabilir. Ancak üçten ziyadesi zararı muciptir. İşte o mucize dönüşün nasıl yapıldığına dair yazımız.
Tam da Kâbe’de hacıların yaptığı farz ibadet şekliyle;
SAĞ DEVRİ:
Sağ devri efal sırrında en büyük korunma efalidir... Her türlü tehlike anında yapıldığı gibi, günlük olaylarda olması muhtemel olumsuzluklardan Allah’a sığınmaktır. Ayet el kürsi ile yapılan devire ’devri ala ’ denir. Kişinin kendi kalbi etrafında tavaf etmesi demektir. Kâbe’nin tavafı ile eş anlamlıdır. Hz İbrahim Halilullah zamanından buyana ehli tarafından bilinen bir ibadet şeklidir. Allah’ın celal sıfatından cemal sıfatına sığınmak demektir.
Evrende her ne olursa Allah’ın sıfatlarının tecellisinden ibarettir. Gerek kaderin cilvesi, gerekse yine kader sırrının gereği olarak yaptığımız işlerin, söylediğimiz sözlerin sonucu olarak bize geri dönen olumsuz tecellilerin etkisinden korunmak üzere yapılır... Ayet el kürsinin koruyucu etkisine sığınmaktır. Hakkın bir sıfatı diğer sıfatını izale eder. Saniğ kudret ezelde böyle hükmetmiş... Açlığı nimeti izale eder, hastalığı şifa sıfatı iyileştirir.
Geçmişte bilmeden veya irademizle hayır zannıyla yaptığımız efal ve dualarımız hikmette belli işlemlerden geçtikten sonra beşeriyete intikal ile bize mükâfat veya ceza olarak döner. Ceza olarak dönenlerden Allah’ın af ve koruyuculuğuna sığınmak üzere bu sağ devri seçilmişler tarafından yapılagelmiştir.
Her ne hikmetse hep gizlenmiş. Bu zamanda müminlerin imdadına yetişmek üzere bildirilmesinde bir sakınca görülmemiş, beyanına Hakk teala izin vermiştir. Bu efali düzenli olarak yapan bir Allah yolcusu hem içten hem dıştan gelen saldırılara karşı korunmuş olur. Hasta ise şifa bulur, dertli ise deva bulur, süluku sırasında engelleri kolay aşar. Kendisini emniyette hissedeceğinden cesareti artar. Şeytanın tuzaklarından, akli yanılgılardan, vesvese ve evhamlarından arınır.
Günde bir defa yapılır...
Namaz kılanların herhangi bir vakit için bunu adet edinmesi ve her gün aynı vakitte yapması tavsiye edilir. Yirmi dört saatte bir yapılması yeterlidir.
Sağ devri besmeleye eklenecek ihtiyaca göre eklenen iki esma ile de okunur. Ancak bu esma bilgisi gerektirdiğinden daha zordur. En iyisi ayet el kürs-i ile korunmaktır.
Her duada olduğu gibi niyet etmek gerekir. Niyetsiz ibadet olmaz. Abdestsiz ibadet olmadığı gibi niyetsiz ibadet de olmaz.
Niyetsiz ibadet hedefsiz ok gibidir.
Bana bütün dualarımda şöyle niyet etmem emredildi:
‘’Allah’ım; okuyacağım esmaların ve yapacağım efallerin sırrı mucibince(hikmeti gereğince)zatımı ve sıfatımı korumanı niyet ve talep ederim.
Dostuma dost düşmanıma düşman, zaman içinde an serian ve gariben mucip sıfatınla tecelli buyur’’.
Derim.
Sonra;’’ İstimdat ya Resulullah
İstimdat ya Habibullah,
İstimdat ehli beyti güzin,
İstimdat ashabı-ı kiram,
vel istimdat cümle ruhaniyat’ …diyerek yardım dilerim.
Ve üç yahut dokuz kere salâvat-ı şerife getiririm.
’’Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala âlihi ve sahbihi ecmain ’’
veya;
’’’Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala ali seyyidina muhammet’
Ellerini namazdaki gibi bağlar,
Bir Fatiha okur ardından besmele çeker ayet el kürsiyi bir defa okursun. (yahut besmeleye gerektiğinde ihtiyaca göre, en çok iki esma daha ekler) doksan derece, bir çeyrek daire soluna, ayakları kaldırmadan, sürükleyerek dönersin. Yönün doğuya olur.
Yeniden aynı ayeti besmele ile birlikte okur, bir çeyrek dairelik dönüşle yönün kuzeye gelir.
Yeniden aynı ayeti besmele ile birlikte okur dönersin, yönün batıya olmuş olur.
Yeniden okuyarak kıbleye dönersin ve devir tamam olur. Kendini ve sıfatını okuduğun esmaların(ayet el kürsinin) anlamıyla daireye, korumaya aldın demektir. Burada dilersen bir kere daha ayeti okur gökyüzüne nefes edersin. Yeniden okur yere yönelerek üflersin. Yeniden okur ve yutkunursun, yutarsın. Böylece yedi yönden kendini korumuş olursun. Bu yedi kere okuma işi her zaman şart değildir. Sıkıntı duyulduğunda yapılır. Ancak yapmakta bir sakınca da yoktur.
Üç veya dokuz salâvat getirilerek devir tamamlanır.
Bir kere de;
‘La ilahe illallah’ü, vahte hu la şerike leh lehülmülkü velehül hamdü ve hü ve ala külli şey’in kadir.’’ Okursun.
İşin tamam olur.
İlk önce sol adımını atarak devirden çıkarsın.
Sol ayakta kendi zatın vardır. O nedenle solla çıkarsın ki kendini daireden çıkarmış olursun. Buna çok dikkat etmelisin. Aksi halde o dairede hapsolmuş olursun ki bu hikmette yasaktır; zarar görürsün. İptilaya uğrarsın. Bu yaptığın efal ile hem kendini hem yakın çevreni, sevdiklerini, müminleri koruma altına aldın demektir. Tecellisi halinde seni üzecek her tecelli Allah’ın izniyle mahviyete gidecek, affedilecektir.
SAĞ devir bu demektir.
Hikmet ilminden haberdar olan azizim; normal olarak günde bir defa bu devri Zühre saatinde yaparsan CELAL sıfatını kontrol altına alırsın. Herhangi bir ihtilaç almamışsan besmele ile yaparsın. Eğer bir ihtilaç varsa o ihtilacın gerektirdiği esmalardan ikisini besmeleye eklersin.
Soldan devire gelince;
Azizim;
Bilirsen, çok değerli bir bilgi aşağıya alınmıştır. Efendimizden sonra gelmiş geçmiş en büyük âlim, hikmet ilminin kâşifi zatın, el yazması eserinden tercüme edilen bilgi faydanıza sunulmuştur...
Eğer zat soldan devir eder ise semada ve yerde celal kuvvet bulacağından rahmet yağar.
Bu devir sadece zata mahsustur. Ki onda tevhit tecellisi mevcuttur. Bu efal rahmeti davet eder. Bu demektir ki; Hikmetullah’ta celal kuvvet bulur, hava yükseklerde soğur, su buharı ağırlaşmaya başlar semada bulutlar oluşur. Beşerin bu işte nasibi yoktur. Nuru tevhide mazhar olmuş Zata ait ilahi yetki ve salahiyetin tecellilerinden birisidir.
Bu devir, zat evliyası tarafından bile olsa günlük üç defadan ziyade yapılmaz.. Şiddet oluşur, tebdil edilmesi çok güç olur. Beşer için bir defası bile, akıl edilemeyecek kadar zararlara sebep olur. Kişi her yönden savunmasız kalır. Yerlerde ve göklerde ne kadar cemal kuvvet ve kudreti (hayırlı gelişme) varsa bağlanır, bütün celali (olumsuz) güçler harekete geçer. Celali güçler deyince her türlü olumsuzluklar akla gelmelidir.
Bu hareketle sağ ayak ve vücudun sağ tarafı tamamen devrin içinde mahsur kaldığından, yerlerde ve göklerde cemal mahsur olur. Mahlûkatı koruyan meleki güçler esir alınmıştır. Bu efal celalın en muazzam kuvvetidir. Genelde hayatı cehenneme çevirir. O nedenle rahmet kapısı açıkken çok kazalar ve zararlar oluşur.
Yeterli rahmet yağar yağmaz zat hemen cemalde efalini yapar, sağ devriyle önceki tecelliyi karşılar.
Sol devrinde kalp cemalde kaldığından ömürde bir defa yapılmasında fayda vardır. Bunu fahri âlem efendimiz s.a.v ömründe bir defa yapmıştır. Sol devri yapıldığında kalp soğur. Kandaki hararet azalır. Kandaki su oranı artar. Sağlık açısından tehlikelidir. O nedenle fazla yapılmaz... Bu devri yapan kişide en kısa zamanda vücut üşür, soğuk algınlığı denilen hastalık oluşur. Hayat gidicidir. Avam bilmeden sağ tarafını içeri alarak trafikte sol devri yapmakla bu hastalığa yakalanır. Bu hikmeti bilmediklerinden sebebini, ’’üşütmüşüm, soğuk algınliğa yakalandım’’ diyerek izah eder..
Hava cereyanlarında kalmaktan veya yetersiz giyinmekten de aynı şey olur. Vücudun aldığı enerji ile içinde bulunduğu ortamın soğukluğundaki aşırı farklılık dahi aynı sonuçları doğurduğundan, sol devrinin etkisini farketmek imkânsız gibidir.
O nedenle keşfedemezler.
Soldan devri günlük davranışlarında istemeden de olsa fazla yapanlar yaz aylarında bile bu soğuk algınlığına yakalanırlar. Böyle durumlarda gece yatarken sol yanlarının üzerine yatarlarsa vücut ısısı yükselir, iyileşme başlar.
Alışkanlıkları nedeniyle sürekli sağ yanına yatanlar rahatsızlığın artışına neden olurlar.. Çünkü sağ yanına yatmak vücutta soğukluğu artırır. Böyle durumlarda sağ devri yaparak birkaç gece sol yan üzerine yatmak gerekir. Soğuk algınına yakalananlar sağ yanlarına yatmaya devam ederlerse öksürük ilerler, ciğerlere inen üşütme balgama ve ardından sindirim sisteminde hazımsızlığa ve safra artışına sebep olur.. İstifra, kusma başlar.. Bu durumda hastayı sol yanına yatırmak safrayı azaltır, vücudun kendi kendisini tamirine ortam hazırlar..
İlaçların yanında vücudun hikmetlerinden yararlanılırsa iyileşme hızlanır. Sağ devri yapmak hayatı davet eder. Vücudun, aklın, ruhun ve nefsin kemali sağ devri ile yerinde olur.. Sol devir hemen her şeyi olumsuz etkiler. Kişi enfüsünde sıkıntıya maruz kalırken diğer yandan sıfatların tamamında(afakta) olumsuzluklar, aksilikler peş peşe gelir. İnsanı darlığa düşürür.. Hayat cehenneme döner. O nedenle ev içinde ve trafikte düzenli olarak sağ devrine uygun hareket edilmeli, sola dönüşlerden, sağ yanımızı kısıtlamaktan kaçınmalıyız.
Sol devirleri farkında olmadan yapanlar, gün içinde Utarit saatinde yapar, beş saat kadar bir müddeti istirahatle geçirip nüzula dair bir zaman diliminde (semste) aynı şekilde bi devir daha yaparsa felç olurlar. Evkat’tan haberdar olmadıklarından, neden böyle bir iş başlarına geldi bilemez, başka şeylerden şüphelenir alt sebeplerle ilgilenirler. Konuyla ilgili geniş bilgi ’’evkatlar arasındaki nüzul’’ bahsinde işlenmiştir.
Şimdi konumuza dönerek yeniden tembih ediyoruz ki asla sol devrine girilmemeli. Sıradan hareketlerimize dahi dikkat etmeliyiz.
Şeriatta farz ibadetlerin hikmetlerinden yaralanmak lazımdır.
Şöyle ki;
Namazda sağ el sol eli tutar.. Buna günlük davranışlarımızda da uymalıyız. Aksini asla yapmamalıyız.. Meleki âlemi kontrol eden bu efal, celali melekleri efalden mahrum eder ki zararları kişiye dokunmaz. Sol ayak üzerine oturulur.. Sağ ayakla yürüyüşümüze başlarız. Hacılar sol kollarını içeri alarak tavaf yaparlar.. Kamet sağ el sağ kulağa götürülerek yapılır. Sol el sol yanakta tutulursa esef olur, insan sürekli kötümser senaryolar yazar. Olaylara umutsuzluk penceresinden bakılır. Namaz kılmak sanıldığından daha fazla hayırlı bir ibadettir. İnsanın kurtuluşunun vesilesi olduğundan emirdir. Yoksa Allah’ın ilahlığını tatmin için değildir. Cennete açılan kapı, allah’a ulaştıran miraç merdivenidir. Ve asla vakit aksamasına sebebiyet vermemek, kazaya bırakmamak gerekir. Beş vaktin üstüne kuşluk ve gece namazları ile takviye bile gerektiren bir zincirleme yükselme aracıdır.
Sol el ceza meleklerine davetiye çıkarır, sağ el lütuf, kerem meleklerini harekete geçirir. O nedenle sağ yanına yatarken sağ el baş altına konulur öylece uyunur. Sol yanına yatılırken el yanağa konulmaz. Fahri âlem efendimiz bunları bile ümmetine bildirmiş ama öğrenip uygulayacak akıl sahibi nerede…
Maalesef hayat bilgilerinden insanımız bihaberdir. İlmihal bilgisi yetersiz veriliyor. İslam sağlıklı ve hür yaşamanın sistematiğini on dört asır önce gündeme yerleştirdiği halde zamanla birçok bilgiye hurafe gözüyle bakılmış, hikmetleri üzerinde düşünülmemiştir.
İnsan vücudu yaratılırken hakikat kimyası ile donanmıştır. Yerleri ve gökleri harekete geçirecek marifetullah insanın melekelerine yerleştirilmiş. Ağzımızdan çıkan esmalarla vücudumuzdan meydana gelen hareketler hikmet efallerini oluşturur. O hareket ve sözler melekleri Hikmetullah’ın sani kudret iktizasınca göreve davet eder.
Başımıza gelenler hep kendi hareketlerimizin ve sözlerimizin zahire çıkan sonuçlarıdır. Biz talep etmişizdir, Kudretullah (mucip sıfatının gereği olarak) icabet etmiştir. ’’Siz talep edersiniz, biz icabet ederiz’’ ayetinin sonucudur... Kaderimizin büyük bir bölümü irademizle yahut istemeden yaptığımız efallerimiz ve sözlerimizin tecellisi ile oluşur. Şeri yasaklar ve emirler herkesin anlayabileceği kadar kolaylaştırarak hayatımızı, dünya ve ahirette huzurlu yaşamak üzere düzenlenmiştir. . Anne babamızı, cinsiyetimizi tayin edemeyiz ama iyilik ekerek iyilik biçebilir, hayır, konuşup hayırla karşılaşabiliriz. İnsan ister ilahi yasalara inansın ister inanmasın her hareket ve sözüyle dua halindedir. İnananların dua ve dilekleri nispeten düzenlidir, inanmayanlarınki ise daha düzensiz ama hikmetullahta hep geçerli (hareketler) dualardır.
Nüzul illetine yakalanan kişiyi, Zühal’de bir sağ devri yaptırıp, ardından Merih’te ve Zühre’de sağ devriyle okuyacağınız ‘’şafi, hay, muhyi, kavi, metin’’ esmalarıyla tedavi edebilirsiniz. İlk gün böyle üçlerde yaptığınız devirleri bir gün geçtikten sonra düzenli olarak Zühre’de okur, hastalığın durumuna göre bir haftada, üç haftada yahut kırk günde şifaya kavuşmasını sağlayabilirsiniz... Erken hareket iyileşmenin süresini belirler. Tıkanan damarların açılması yahut felçten dolayı oluşan hasarların derecesi iyileşme süresini etkileyen faktörlerdir. Erken yahut geç teşhise rağmen bu yolla mutlaka iyileşme sağlanır.
Felç illeti çift taraflı ise iyileşmede zorluk vardır. Bunları uygularken ilaçlardan yararlanmaya devam edilir ki ilaçta duada Allah’tandır… İlaç alan duadan, dua eden ilaçtan vazgeçmemelidir. Esas olan ruhu ve bedeni bir bütün olarak harekete geçirmektir.
Şu halde insan vücudunun sol tarafını Kudretullah celal kuvveti ve kudreti, sağ tarafın kudretullah’ın cemal kuvveti ve kudreti bilip, ona göre hareket etmek lazımdır. Sol taraf, celal kuvvet ve kudreti, düzenli olarak içeride (mazruf)tutulmalı, sağ taraf zarf olmalıdır.
selam ve dua iel