Merhaba aysima
Merhaba aysima,
Soğuk bir gecede selamlıyorum seni yine, yine o benliğime bulanmış kara bir gecedeyim, sayende demeyi ne çok isterdim
ama diyemiyorum, kıyamıyorum nur cemaline, ne elim gidiyor ne yüreğim gidiyor seni sevmemeye, öylesi bir gece baharındayım işte...
sana sitemler biriktirirken içimde, susmayı tercih ediyor yüreğim, sevgim sitemleri boğar oldu aysima.
klasik erkek olmak istesemde, bilirsin işte ne kahveye giderim, ne uzatıp ayaklarımı boş vakitlere gömülürüm
olamadım hiç bir zaman bir yardan kopup, diğer yarda nefes tüketen bir adam...oysa ne çok isterdim seni bir kalemde silip atabilmeyi,
kısas’a kısas yapmak gibi güzel bir huyum olmadı hiç biliyorsun aysima, beceremedim yine kısas yapmayı, silemedim sesini kulaklarımdan,senin sildiğin gibi.
arada bir aklına gelirmiyim aysima?nescafeyi çok sevdiğimi, nurettin rençber şarkılarına tav olduğumu, onur akın’ın "seviyorum seni" şarkısını
bir başka sevdiğimi düşünürmüsün arada? peki ya kulağına fısıldadığım "sensiz olmuyor işte" şarkısını hatırlarmısın arada bir?
ben mi? ben hiç birşey’ini unutmadımki aysima, ne varsa senin sevdiğin, sevdiğim yaptım seninle birlikte...
mesala sen seviyorsun diye şiir yazıyorum, sen sevdiğin için dinliyorum tuna tabuyu, sen sevdiğin için tüketiyorum çayı,
sana dair ne varsa hepsinden ortak nokta yaratmaya çalışırken yüreğimizin ortak olamaması ne kötü aysima...
saat bi hayli geç oldu,sabah kalkıp işe gideceğim, korkudan yatmıyorum aysima
yatarsam yüreğime daha bir ağır çökeceksin, soru işaretleriyle beynimde dans edeceksin, bir sağa bir sola devrileyeceğim yatağımda,ve
uyuyamayacağım... uyumak için bünyemin çok hırpalanmasını bekliyorum, istiyorumki yatağa girdiğimde mecalim kalmasın düşünmeye seni,
gündüzki düşüncelerim yeter olsun, ki yorgunluğumda bu yüzdendir.
güne her sabah bir sıfır yenik başlıyorum aysima,
koltuk değneklerimin nereye bastığını bile göremeyecek kadar şuursuz oluyorum,aklım dalgın,şaşkın ve senli...
işe gidip masama oturduğumda arkadaşlar dalga geçiyor benimle "gece beşik mi salladın şef yüzün asık" diyorlar,
ben alıştım bu halime onlar alışamadı, herkes gülücük bekliyor, sorumluluk bekliyor, ilgi bekliyor...ya benim yüreğimi kim doyuracak aysima?
ilk defa dün unuttum bizim cadı yeğenin çok sevdiği sakızı almayı, kaşlarını çatıp yarım yamalak aksınıyla bastı fırcayı
"ama amza neden unuttun çakıçımı? küştüm işte şana " unuttum işte dedim unuttum, aklımda sen olduğunu söylemedim...
Annem; yemek porsiyonlarımdan iki çatal eksiltip sofradan kaltığıma dikkat çekmiş, bu gece "neyin var senin son zamanlarda" dedi,
benim canım acıyor anne diyemedim,
baştan sağma o bilindik cümleyi kuruverdim " ne bilim iştahım yokki"
bilirsin işte analar dayanamaz evlatlarına, annem hemen çözümü üretti
"yarın git eczaneye iştah açıcı ilaç al"
başımı salladım içimden benim ilacımın üretimi durdu anne diyerek...
böylesi garip zamanlardayım aysima,
ne mutluyum, ne mutsuz, biraz aklım bulanık, yüreğim deli sevdalı
neden bir ayrılık ertesinde "unuttum gitti" diyenlerden olamıyorum bilmiyorum,
sanırım seviyorum hüzzam makamlarda yaşamayı, ne dersin?
YORUMLAR
sevgili dost kalem hüzzam makamı hep etkili bir makam olmuştur.Tesiri bıraktığı iz farklıdır.Bir Hicaz olsa daha başka iz bırakırdı.Onun için hüzzamlarda sevmenin farkı bambaşkadır.Tebrik ederim güzel bir anlatım.Yürek sevginin her daim esidir bence bu esaretten yüreği kurtarmanın hiç mi hiç imkanı yoktur.saygılarımla.