Yapılan teknolojik araştırmalar ışığında gelinen noktada,
Uzay penceresinden bakıldığında kâinat kütlesinin dünya hücresi zarından dışarıya bakmakta olduğumuzu!
Bize bu kadar büyük görünen dünyamızın parçası olduğu makro âlem karşısında mikro bile olamadığını gördük.

Bize göre mikro âlem dediğimiz atom, hücre gibi küçük zannettiğimiz parçacıkları incelerken de hücrenin zarından içeri koca bir kâinatın gizli olduğunu hayretle müşahede ettik.

Bu teknolojik veriler gösterdi ki Yüce yaratıcı kâinatı zerrede gizlediği gibi,
Zerreyi dahi kâinat kadar mükemmel yaratmıştır.

” Zerreyi (Atomu) kim yaratmışsa manzume-i şemsiyeyi (Güneş sistemini) dahi tanzim eden odur” (R. Nur.)

Makro âlem ile mikro âlem arasındaki fark,
Bizim ölçülerimizin sınırlı oluşundandır.

Kudreti binihaye ve ilmi muhit için büyükle küçük arasında bir fark yoktur.
Her şey mukayese edildiği şeye göre (büyük veya küçük diye tanımlanır.) değer ifade eder.
Efendiler efendisi Sevgili Efendim.
’ Tefekkuri saatin hayrun min ibadeti senetin.’ diye tefekküre teşvik etmesinin sırı yavaş yavaş anlaşılıyor.
O sırra eren bahtiyar Üstadlardan biri.
’ Semavatın yıldızlarını Tillo’nun sokaklarından daha iyi bilirim der.’

Yine tefekküre 21. yüzyıl boyutu kazandıran.
Üstad Hz. ’İyyake na-budu ve iyyake nestain ’ derken Zerratı kainatın,
Hüceyratı bedenin ve alemi islamın ibadatının icmalini his eder,
görür,
ve heyecanını yaşar.
Bize de anlatmaya çalışır.
Allah’ın,
Büyüklerimizi görecek bir göz,
Sevecek bir kalp,
Arkalarından gidecek bir aşk, şevk ve irade ihsan etmesi dileklerimle.

Herkese sevgi ve selamlarımla.