İYİKİ VARSIN FUTBOL!

• 7 Ağustos 2007 Salı 17:57:42

12.yüzyılda ilk keşfedildğinde tek amacı,topu karşı kaleye kurallara uygun olarak sokmaktı.Sınırlı izleyici kitlesinin bir topun peşinde koşan 22 kişiyi izlemesiydi önceleri...Ayak topu diye ad buldu ingiltere’de.FUTBOL yani.Sonraları bu bön bön bakan izleyici kitleleri çoğaldı.Bakışları manalaştı.İçlerinde bir taraftar hissiyatı oluştu.Bu hissi tanıdıklarıyla paylaştılar,tanıdıkları da tanıdıklarıyla...Tanıdıklarının paylaştığı duyguyu,tanıdıkları tanıdıklarına anlattı.Daha sonra bu büyüdü,çok büyüdü,dev kadar oldu.Artık heryerde konuşuluyordu futbol.İnsanlar tanımadıklarıyla bu sayede tanışmaya da başladılar.Futbol’un diğer adı:"Tanışma"oldu.Bir diğeri:"paylaşma ve kardeşlik",bir diğeri de:"Dostluk ve barış"...Daha bir sürü isim koydular futbola.Oynayanlar da oldukça arttı.Daha sonra da "KAZANMAK"ön pilana çıkarıldı.Boş yere koşmak istemedi futbolcular.İzleyiciler:Biz de bir şeyler kazanalım!"dediler.Bahis çıktı ortaya.Milyon dolarlar,Siterlinler,Franklar uçuştu havalarda.Bahislerden fakirken zenginolanlar oldu.Zenginken fakirleşenler de...Futbol’a lanet okuyanlar da oldu,topu öpüp alnına koyanlar da...Ama bu oyunu kimin keşfettiğini bilen yoktu.
Günümüzde Futbol’un adının geçmediği mekan,zaman,olay yok.Bir çok şeye sebep olmuş vaziyette.Bol bol sakatlanmalar,büyük paralar,ölümler,yıldızlar,hayaller,çizgi filmler,oyunlar,filmler,diziler,kartlar,tasolar,formalar...Daha yüzlercesi...Dünya’nın en popüler oyunu bu,yeni doğan bebeğin bile bildiği.
Herkesi hayatında olduğu gibi benim hayatımda da acı tatlı çok yeri var futbolun.
Henüz küçüktüm.Ama biliyorum futbolu,Tusubasa’dan öğrenmiştim.Çok güzel bi japon çizgi filmiydi bu.Oyunu da var.Yetenekli bir çocuk ve onun her bölümde kazandırdığı Futbol takımı...Saat 7’de ayakta olurdum onu izlemek için.Öğlenleyin tekrarı vardı ama ben sabredemezdim.Tüm ev halkı yatağında uyurken ben daha yüzümü bile yıkamadan televizyonu açar,karşısındaki koltuğa kurulurdum.
Ve Tusubasa koşardı topun peşinden...Ayak sesleri kulağımda.Futbol kunduralarını çok iyi hatırlıyorum.Çorapları kir içindeydi.Ve Tusubasa karşı kaleye geldiğinde,karşısına rakip takımdan iki kişi çıkardı.Bir sağ bir sol yapardı geçerdi onları Tusubasa.Sonra ekrana kalecinin yüz ifadesi gelirdi;bir çift çatık kaş.Tusubasa bir vururdu topa,ne kaleci,ne de kale ağları zaptedemezdi.Top deler geçerdi hepsini.
Maç sonrası Tusubasa kız arkadaşının yanına giderdi.Çok tatlı bir kızdı.Adını şimdi hatırlayamıyorum.Ama gerçektende sevilecek şeker bir kızdı.-Aman Tusu duymasın!-
Her akranım gibi ben de Tusubasa seveniydim işte.Çocukluk hali,salaktık hepimiz!

Gelelim "Eğer Futbol olmasaydı"ya...
Bu neüdü belirsiz kişi veya kişiler, bu ayaktopunu keşfetmeseydi:Beckham,bir kapıcı çocuğu olarak büyüyecek,Ronaldinho’nun diğer insanlardan tek farkı büyük dişleri olacak,küçükler var olmayan tusubasaya hayranlık duymayacak,onun için sabahın köründe yüzünü bile yıkamadan tv’nin karşısına geçmeyecek,ne beşiktaş,ne fener,ne de galatasaray bu kadar meşhur olmayacak,onca Futbol etkinliği yapılmayacak,gençler bir araya geldiklerinde:"hadi futbol oynayalım,"yerine,"hadi misket oynayalım,"diyecek,Pepsi ve Coco cola nın reklamları tutmayacak,gol diye bir kelime sarfedildiğinde kimse hoplayıp zıplamayacak,mankenler,zengin ve kariyerli sevgili bulmakta zorlanacaktı.Futbol diye bir şey olmasaydı eğer,şimdiki tüm futbolcular belki basketbolcu olacak,ribaundlara kafa atacak,bol bol ayak sıtepsi yapacaktı.Eğer olmasaydı bu Futbol,dijitürk sırf açık saçık film kanallarıyla para kazanmaya çalışacaktı...

Bu neüdü belirsiz kişi veya kişilere çok şey borçluyuz.Neyse,öbür tarafta öderiz...

İYİKİ VARSIN FUTBOL!