- 1451 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Çocuklarımız…
Geleceğimizin mimarları… her anne ve baba gönlünde iyi bir evlat yetiştirmek ister ama bunu ne derece başarır.İşte bu başarıyı etkileyen faktörlerin başında,Çocuğun okuma zevki ve sürekliliği kazanmasıdır.Okumayan,araştırmayan,kendini geliştirmeyen bireylerin oluşturduğu toplumların;Ülkelerin seviyeleri,tarihsel serüvenlerini biliyoruz.O yüzden okuyan bireyler için okuyan çocuklar gereklidir.Bu da öncelikle ailede sonra okulda kazanılır.Üst ve orta sosyo-ekonomik ve kültürel düzeyden gelen çocukların daha çok anne-baba ve öğretmenlerin tavsiye ettikleri kitapları okudukları,alt sosyo-ekonomik ve kültürel düzeydeki çocukların ise,ne bulursa okuduğu,anne babanın herhangi bir kitabı önermediği tespit edilmiştir.İşte bu noktada;Bizlere emanet olarak verilen sevgili yavrularımızın,Ruhi gıdasının önemli bir bölümünün oluşturan kitapların niteliği çok büyük bir önem arz ederek önümüze geliyor.Çocuklarımızla kitap okuyacağız onlarla birlikte kitapçılara giderek kitap alacağız hediye edeceğiz ve tavsiye edeceğiz.Ama hangi kitabı,hangi nezriyatı?çocuklarımıza güzel dil ve anlatım yeteneği kazandırılması hayalini gerçekleştirmesi bu kitaplarla onlara yani ufuklar açılması gerekir.Çocuk edebiyatının içine dil,yazı,resim,çizgi sanatının ürünlerini koyabiliriz.Günlük hayat içinde her türlü konu,çocuk edebiyatına konu olabilir.Elbette ki önemli olan bu konuların nasıl yazıldığıdır.Yoksa ;kitabın resimlerini,kağıdın kalitesine bakıp ta,içeriğine dikkat etmemek çok yanlıştır.
Özellikle,benim bu yazıyı hazırlamak istememdeki ana gayem şimdi değineceğim modelle özdeşleştirmedeki tehlikeye dikkat çekmektir.Benimde;biri kız diğeri erkek iki çocuğum var kız ve erkek çocukların bu tür yayınlara karşı ilgisini kendi çocuklarımdan yola çıkarak bizzat gözlemledim.Bu gözlemlerimin akışında beni sonuçları faydalı olabilecek şekilde tedirgin etti.Elbette her anne-baba,çocuğunu eğitim konusunda her türlü olumsuzluğa karşı teyakkuz halinde olmalı,emanete sahip çıkmalı.Bu gözlemlerime dayanarak çıkan sonuçları sıralamak gerekirse;
Çocuk kişiliğinin gelişim sürecinde,kendini bir modelle özdeşleştirme ihtiyacı duyar.Bu modeller önce anne ve baba iken sonraları arkadaş,öğretmen,yakın akraba,ilerleyen zamanlarda;Film ve kitap kahramanları olur.Kendi çocukluğumuza dönelim,sisli hatıralarımız arasında,kendimizi yerine koyduğumuz modelleri hatırlamaya çalışalım.Bu belki bize bir ip ucu verebilir.Kimimizin aktör,fulbolcu,şarkıcı,ünlü politikacı veya resimli romanlardaki kahraman yada kimimizin annesinin anlattığı masallarda geçen iyi insanlar modelimiz olmuştur.Bu bakımdan bizler günümüz anne-babalarının yada bu yayınların yazarlarının sorumluluğu oldukça büyüktür.Çocuk yayınlarında kitap kahramanlarının ahlak ve sosyal açıdan sağlıksız olması çocuğun kötü bir modelle özdeşleştirilmesi sonucunu getirir.Özellikle çizgi resimli yayınların çocuklar tarafından daha çok tercih edildiği bilinen bir gerçektir.Bu resimler anlatılan konunun kolay öğrenilmesini hatırlanmasını sağlar,ilgiyi daha çok artırır.7-8 yaşları civarındaki çocuklar,okumayı rahatlattığı için bu tür kitapları daha çok okumak isterler.Çoğu çocuk maalesef bu tür saplanıp kalır,daha ileri gidemez.Resim ile yazının kare kare beraber yürüdüğü bu yayın türünden benim çocuklarım da talip olmuşlardı ve bende onların isteğini yerine getirerek birçok dergiden aldım örnekler vermek gerekirse;Spiderman(örümcek adam) jetix,prenses Lilifee,Winxclub,Pixie-mag,Witch,Barbie,Ben 10(Benten),Periler,Sünger Bob,Bratz,Miço,Blue-jean v.b.
Bu dergi kahramanlarının maceraları tv’lerde,çizgi dizilerde izleniyor.Birçoğunun da internet ortamında siteleri var.Her türlü oyun bulmak mümkün bu dergilerden birini elime aldım ve oğlumla paylaşmak için inceledim derginin adı;BEN-10(Ben-ten)diye okunuyor.İnternette oyunu da var incelerken aynı zamanda sanal oyunu oğlumla birlikte oynarken gördüğüm manzara karşısında dehşete düştüğüm anlar olduLSizinde bu tür yayınlara ilgi duyan çocuklarınız varsa ve bu tür yayınları incelemeye vaktiniz olmadıysa lütfen bu uyarılarımı dikkate alın.
-Jetix Dergisi (syf 4)’’bir gün birisi çıkıp antik Yunan tanrılarının hala hayatta olduklarını söylese ne yapardın? Yada,anne veya babanın bu tanrılardan biri olduğunu söylese…Olağan üstü güçlere sahip olsa ne hissederdin?
(syf 5) Cehennem çocuğu Helboy kötülere karşı.Fantastik yaratıklarla dolu bir dünyada geçen bu maceranın,çocukların o temiz ve masum dünyasın da oluşturacağı kavram karmaşasına bir bakın cehennem çocuğu kötülere karşı!...
Çocuklarımıza cehennemden önce Allah sevgisini,yaratılışımızı,peygamberleri,cennetin güzelliklerini anlatmamız gerekir.Cehennemin çocuklarda oluşturduğu imaj Allah’ın yaktığı ve içine kötü insanları attığı kötü bir yer,işte böle kötü bir yerden çıkan iyi biri,diğer kötüleri yok etmek için gayret gösteriyor.O halde bunun cehennemde ne işi var bu adaletsizlik olmaz mı? Jetix (syf-6) Tanrıların tacı üzerinde yedi ayrı galaksiden gelme yedi değerli taş bulunan ve onu giyene sonsuz bir güç veren(-ki dinimizde sonsuz güce sahip olan bir tek Allah’tır)Sihirli bir taç.Dünyamızın hatta tüm evrimin kaderi şimdi Power Ranger ekibinin elinde (Kaderin elinde olduğu tek varlık,yüce Allah’tır.) Eminim ki dinimizin temel kavramlarının,asıl verilmesi gereken yüce Rabbimize sıfatlarının çizgi film kahramanlarına verildiğini ve bu kahramanların bir nevi İlahlaştırıldıklarını körpe dimağlarının kirletildiklerini farkına varmamızı istiyorum.Jetix Dergisinde geçen Crash Bandicoot (Hayali tilki etraftaki en kötü mutantların (gerçek olmayan,doğa üstü,hayali,mistik,genetik yapısı değişmiş)kontrolünü ele alıyor ve onların güçlerini kullanarak kendisini çok daha kuvvetli hale getiriyor.Bilgisayar oyununda ise,çocuklar bu yaratıkların yerine geçip onların güçlerini kullanıyorlar.
Bilinen bir gerçektir;Güzel şeyler insanın içindeki güzellikleri de gün ışığına çıkarır,çirkinlikleri görmek ise bunları benimsemeye estetik duygusunun körelmesine yol açar bu çizgi filmleri gözlemci olarak incelediğimizde;Korkunç ve fizyolojisi çirkin,itici anlamsız şekilsiz bir sürü yaratığın gezindiğini görürüz.Üstelik bu hilkati garibeler iyi rollerde de olabiliyorlar.Örneğin insan yüzlü kertenkeleler,kafalarının ortasında kocaman tek gözü olan yaratıklar,kurt şeklindeki buz adamlar,on parmaklı,altı gözlü,tepesinde boynuzları olan,rengarenk uzun saçlı sadece dişleri ve kırmızı gözü olan taş adam,v.b…sadece Poke-mon veya Ben-10 adlı çizgi filmde bu yaratıklara taş çıkartacak derecede ne olduğu belirsiz bir sürü model var.Yine bu çizgi film kahramanlarının ilahlık taslayan sözleri ve tanrısal kudretleri çocukların henüz oluşan soyut dünyalarını karmaşık ve sağlıksız bir yapıya dönüştürebilir.Bu şekli,fikri,zikri bozuk yaratıklar kendilerine ilahi güçler vererek her türlü maceraya atılırlar.
Çocuklarımıza dinimizi anlatırken,imanın şartlarından başlarız.
İmanın şartlarından ilki;
Allah’ın var ve Bir olduğuna inanmaktır.Bunları anlatmak,hikayelendirmek,çocuğun zihnine nakşetmek için zaman gerekir.Emek,sabır ve sevgi gerekir.
Anne,baba olmanın mesuliyeti bunları motif-motif öncelikle çocuklarımıza işlemektir.Ecr-i,mukafatı da büyüktür.Peygamber efendimiz buyurur ki;Benim vesilemle birinin imana gelmesi,vadiler dolusu kızıl develerden daha hayırlıdır.Allah’a gerçek anlamıyla iman eden bir insan,tesirleri hem bu dünya hem Ahiret yönüyle etkilenir ve etkiler.Bu dünyaya yönelik elinden ve dilinden insanlar ondan emin ve hayırlara vesile olur.Ahiret yönüyle cenneti hak ederek sonsuz azaptan kurtulur.Bundan daha büyük onur,makam ve paye olamaz.Bu açıdan emek,zaman ve sabırla işlenmesi gereken en öncelikli ve en önemli bir konuda çoğu ebeveyn ya önemini kavrayamadıkları ya zaman bulamadıkları yada yöntemini bilmedikleri için çocuklarına bu temeli inşaa etmekte ihmalkar davranıyorlar.
Tabiat boşluk kabul etmez.Sizin bıraktığınız boşluğu birileri muhakkak dolduracaktır.Kaldı-ki işin ilginç yani bu çizgi film istilasına bizler ellerimizle çocuklarımızı maruz bırakıyoruz.Anneler ev işleriyle meşgulken,misafirleri ile ilgilenirken babalar iş sorunlarıyla meşgulken çocuklar ya tv’nin karşısında yada Pc başında bu film kahramanlarıyla doyasıya bir iletişim içindedirler.Bunun etkilerinin ortaya çıkacağı zamanlarda ise anne-baba şaşkınlıkla bu çocuğa neler oluyor böyle diye üzülüp hayıflanacaktır.
Saldırgan modellerin çokça yer aldığı çizgi film, çizgi roman, sanal oyunların,bir bölümünü çocuklarınızla birlikte izlemenizi tavsiye ederim.Nefret sözcüklerine,öldürme sahnelerindeki aldırmazlığa dikkatinizi çekerim.Armut gibi yere düşen,ölen,öldürülen insanların ardından üzülecek hiçbir aile ferdinin olmaması,öldürenlerin vicdan azabı çekmedikleri hayretinizi çekebilir.
Konuların da genellikle REKABET,KISKANÇLIK,PARA HIRSI ve GÜZELLİK olduğunu görürüz.Ölümle şakalaşan bir nesil yetiştirilmektedir adeta.
Çizgi filmlerde yer alan kötü tipler,çok iğrenç bir yüze ve şekle sahipler.Hatta bazen filmin kahramanı olan tipte çirkin bir görüntüye sahip oluyor.Şeytan tiplemesi şeklinde çocukların çok sevdiği ve iyi rolde kahramanlar da var.Çirkinlikleri hoş gelecek şekilde gösterilmesi onların kalplerindeki güzellikleri bozmaya hizmet eder.
Günümüzdeki çizgi filmlerdeki olmuşluklardan biride şiddetin en çok kullanılan tema olduğu da kahramanlarımız doğruluktan yana olsalar bile,öylesine saldırgan ve acımasız olarak canlandırılır ki çocuğun aklı karışsın doğru amaçlara ulaşmak için her yöntemin meşru olduğuna inanabilir.Çocuk izlediklerini ve aktarılanların karşısında savunmasızdır,olduğu gibi açıktır,Hiçbir eleştiri yapmadan kabul edebilir,zihninde yerleştirebilir.Bu etkilerin neye sebep oldukları yıllar sonra bu çocuklar büyüdüğünde daha iyi anlaşılır.
Kızlar için piyasaya çıkarılan dergiler ile kızlarımızı olumsuz etkileyebilecek şu yönlere dikkat çekmek isterim;
Dergilerde en çok kullanılan kelimeler moda, sihir, aşk, müzik,v.b…
Bu kelimelerin içeriğiyle ilgili oldukça geniş çizgi film, çizgi roman, sanal oyun, bulmaca, bilmece, çıkartmalar mevcuttur.
Zihinsel istila için en uygun ve en savunmasız dönemde yerleştirmeye çalıştığımız dini, ahlaki, toplumsal faydaya yönelik kavramların yerini bu tip kavramlar işgal etmiş durumda. Ayrıca bunları destekler tarzda TV’lerdeki sihir, aşk, moda içerikli aile mefhumu içermeyen dizileri de(selena, bez bebek, acemi cadı, v.b…)kattığımızda durumu vahametini sanırım daha iyi anlayabiliriz.
Bu tür dergilerde genç kızlarımıza nasıl giyinecekleri, erkek arkadaşlarını nasıl etkileyeceklerini, gençliğini nasıl doya doya yaşayacağını en ince ayrıntılarına kadar (içki, aksesuar, ayakkabı, v.s…)sayfalarca empoze ediliyor. Giyim türlerine dikkat ettiğimizde özellikle şuanda furya halinde piyasayı gezen Winxclub kızlarının giyimlerine baktığımızda, bırakın dinimizin emrettiği şekilde giyinmeye, toplumun genel ahlak ve töreleriyle bile zıtlıklar içeren, vücut teşhirini ön plana çıkaran,0 Beden utanmayı hayayı ortadan kaldıran ve bunu normal sıradan bir tarz olarak kanık sattıran giyim kuşam daha doğrusu soyunma modellerini görürüz
Bu dergilerle birlikte hediye olarak verilen yabancı-yerli erkek şarkıcı aktör posterleri kızların odalarının duvarlarını süslemektedir. Kızlar, bu modellere hayranlık beslemekte, bu modellere benzeyen veya benzemeye çalışan erkeklerle arkadaşlık yapmakta, erkeklerde kızların bu model özentisine cevap vermek için bu erkeklere benzemeye çalışıp saçlarını, favorilerini, giyimlerini bu gençler gibi düzenlemektedir. Piyasadaki gibi bir örnek giyinen, saç traşı olan ve bunlar gibi davranan gençlerin sebebi bu olsa gerek. Musap-bin Umeyr’leri, Enes’leri, Ali’leri, Fatih’leri, Taha’ları, Yavuz’ları bırakalım bir kenara şimdi zaman uyuşturucu kullanan, alkolik hayatının sonu intiharla veya huzurevlerinde yapayalnız biten, depresif, agresif, cinsel vurguları öncelikle şarkıcı aktör devri duvarlarımızı onlar süslüyor, onların şarkıcıları kulaklarımızda, okul servislerimizde çalınıyor aşkları kalbimizde yer alıyor.
Tavsiyeler,
1- Çocuğun seyrettiği, okuduğu, şahit olduğu, oynadığı ve yaşadığı şeyleri onunla müzakere etmek, sebep- sonuç ilişkilerini fark ettirmek anlattığı şeylerdeki tutarsızlıkları görebileceği soruları sormak en faydalı yollardandır. Tabiî ki bu emek ve zaman ister. Ama kıymetli olan şeylerde sabır göstermemiz gerekiyor.
2- Nede olsa çizgi film izliyor zararı yok diye bir rahatlık duygusu içinde olmayalım izlediği çizgi filmleri izleyici bir nazarla baştan sona kadar izleyin.
3- Seyahatler ve geziler çocuklarda çok değişik ilgilerin değişmesine neden olur böylece bu ilgiden dolayı çocuk okumadığı öğrenme ihtiyacı hissetmediği konuları merak eder. Çocuklarımızla birlikte yapacağımız seyahatler bir amaç ve plan dâhilinde olmalıdır.
Günümüzde geziler ve seyahatler anlamı değişmeye başladı.
Büyük şehirde oturanlar çocuklarını çocuk eğlence merkezlerine götürerek eğlendiriyorlar. Seyahat tende deniz kenarına gitmek anlaşılıyor. Çocuklarımızı alıp şehrimizin arka sokaklarının çeşitli mesleklerin imal üretim yerlerini (bakırcıları, gümüşçüleri, sahafları, fabrikalar) onunla birlikte gezelim bildiklerimizi anlatalım. Namaz vakitlerinde bulunduğumuz yerdeki camiye, mescide birlikte girip biz namaz kılarken camiyi incelemesine fırsat verelim.
4- İmam Gazali çocuğa günün belirli saatlerinde beden eğitimiyle ilgili hareketlerin yaptırılmasını söyler, yoksa tembellik ve durgunluk çöker, sporla birlikte çocukta biriken enerji takdir gören bir faaliyeti kanalize edilirse üzerindeki baskıdan kurtulur dikkatli, sabırlı ve azimli olmayı öğrenir
AYTEN ALANKUŞ/ 2009
YORUMLAR
Çocuklarımız geleceğe gönderdiğimiz mesajlarımızdır bizim. Öyleyse değindiğiniz gibi onları en iyi bir biçimde hazırlamalıyız hayata.Ama çok da müdahale etmeden. Okumak elbette önemlidir ama daha da önemlisi düşünmeyi ve soru sormayı bilmektir. Bence çocuklarımıza soru sormayı öğretmemiz aslında her yönelişin başlangıcı alacaktır.
Yazınız kapsamlı ve ilgi çekici.Tebrik ediyorum, Ayten hanım.Selamlarımla...
Dikkatle okunması üzerinde düşünülmesi gereken bir yazı.Çocuklarımız bize verilen çok kıymetli bir emanettir.Emanete hiyanet etmeyelim.Kendi çocuğumuzu başıboş bırakarak Hak nazarında hain ilan edilmeyelim.Çocuk sürekli ilgi ve ve sevgi bekleyen bir varlık.Azıcık bir ilgilenmeyle ortaya çıkan sonuçlar bizi şaşırtacaktır.Bu değerli yazıyı yazıcıdan çıkarıp okutmayı düşünüyorum.Saygımla...