- 1496 Okunma
- 17 Yorum
- 0 Beğeni
HOŞÇA KAL.
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İnsan beyni inanılmaz . O kadar çok detayı hatırlıyor ki. Ve bir o kadar da hatırlaması gereken şeyi unutuyor ya da savunma mekanizması olarak derinlere gömüyor. Şu bir kaç gün, tüm geçmişimle, büyük bir hesaplaşma yaşadım. Türlü senaryolar ürettim, yarına ait. Öyle olursa duygularım ne olur, ne yaparım? Böyle olursa ne yaparım? diye.
Başkalarını düşünmeden konuşuyorum. Herkesin yaptığı kendini bağlar. Herkes kendi yaşadığını bilir.
Doğduğum günden beri, sürekli bir mücadele içindeyim. Konu hep aynı: Sevgi, değerli olmak, önemsenmek, vazgeçilmez olmak. Olamadım. Herkes konumuna göre, yapabilirliğine göre bir tavır koyup “Ben” dedi. Benim “Ben” im ise duyulmadı. Çok sevdim. Hayatıma giren herkesi sevdim. Sevdim, çok sevdim, en çok sevdim. Artarak, her gelenle çoğalarak. Çünkü tek amacım, sevgiyi yaşamaktı. Başka bir şey istemedim.
Hiç bir bitişi kabullenmedim. Bildiğim her şekilde mücadele ettim. Kimse bana “Gitme” demedi. Kimse bana ” Sensiz olmuyor ” da demedi.
Lütfen, sen de, hem köşene çekilip, hem de " Seni düşünüyorum. Seni yaşıyorum" deme, bana. Yeter artık, duymak istemiyorum.
“Kendimce sebeplerim vardı”.
Bu lafları da bırak. Bir insan, bir insanı gerçekten seviyorsa, kaybetmemek için mücadele eder. Açık ve net der ki : “Sensiz yapamıyorum, sana ihtiyacım var “. Tek duymak istediğim buydu. Dağları aşardım.
Sabah, "Günaydın" ın la uyanmak istedim. Akşam, " İyi uykular " ın la uyumak. Sen hep derdin ki "Önemli olan, söylediğin ya da yaptığın değil. Onlarla, karşındaki insana, ne hissettirdiğin". Çok doğru. Önemli olan, karşındaki insanın ne hissettiği. Ne hissettirdin bana? Düşün bakalım.
Artık susuyorum. Senin için mücadele etmeyeceğim. Tercih senin. Çok özlediysen görüntümü, sesimi, beni ve dediğin gibi hala içindeysem, hala seviyorsan; İşte meydan. Bakalım ne yapacaksın?
Var olmak isteyen, olur. Yok olmak isteyen, yok olur.
Sevgi, mücadele ister. Gördüğün ilk zorlukta, kuyruğunu kıstırıp kaçmakla, sevgi anlatılmaz.
Hayatında, ne olmasını istediğine karar vereceksin. Kimi kaybedersen ne kaybedersin? Bunun muhasebesini iyi yapacaksın. Mücadeleni ona göre vereceksin. Değerlerden bahsetmiyorum, dikkat et . O değerleri hayatında tutabilmek için vereceğin mücadeleden bahsediyorum. O değerlerin kalabilmesi için, gerekli malzeme ile farklı bir yemek pişireceksin. Kendi özel değerin için, farklı yemek pişireceksin. Tatlar, lezzetler, malzemeler asla birbirine karışmayacak.
Dürüst olacaksın.
Kızgın mıyım? Hayır, asla..
Kırgın mıyım? Evet, çok..
Değiştim mi? Hem de çok.
Bu, seninle konuşmam. İçimden, aklımdan, yüreğimden geçen hiç bir duyguyu, düşünceyi senden saklamadım, saklamam da. Bilmek en doğal hakkın. İster, sen bunu iste, istersen “ Bana ne? “ de. Ben böyle düşünüyorum ve bana göre sevgi bu işte. Bildiğini, düşündüğünü bilme hakkını vermek.
Benden bu kadar. Umarım bu mektubum, seni incitmez. Amacım bu değil çünkü. Sadece açık ve net olmak. O kadar.
Seni seviyorum.
Seni özlüyorum.
Ama…
Hoşça kal.
Eser Aslanlı
izmir
YORUMLAR
Güne taşıyan tüm dostlar; İyi ki varsınız..Ve sayın Onur Bilge, görüşlerinizi okurken, " Keşke Dil bilgisi derslerini yatarak çalışmasaydım da, kaytarmak için, uyuya kalmasaydım " diyorum. Yanlış anlamayın, lütfen. Yapıcı eleştirilerinizi, dikkatle takip ediyorum. İfadeyi destekleyen, en önemli elemanlar, noktalama işaretleri. Ama Word programında yok, ne yazık ki..:-)) Teşekkürlerimle.
YORUM/UM
1. Yarım bırakılan cümleler yan yana üç nokta ile bitmeliydi. Dört cümle bu yönden eksik kalmış.
2. Vurgulu bir yazı, meydan okunan yerler çok. Buna rağmen en az altı yedi cümle ünlem isterken konmamış.
3. İki nokta yan yana... Bu msn alışkanlığı olsa gerek. Sık ratlanır oldu.
4. “Böyle olursa ne yaparım? diye.” Bu cümlede soru işaretinin kullanımı hatalı.
Kendine güvenen, açık sözlü, realist bir kişinin rest çekişi! Güzel, okumaya değer. Burada kaliteli yazılar gördükçe mutlu oluyorum.
Kutluyorum.
Onur BİLGE
Onur BİLGE tarafından 12/12/2009 8:44:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
sorun sen değil benim,
sen daha iyilerine layıksın,
bırak da kaybettiğim için ben üzüleyin,
vs vs vs...
nedense hepsi aynı, biride farklı yaklaşsın diyeceğim ama ne yazık ki hep basit ve bilinen nedenler...
bence bu tip insanlarla hayatımızı yalan bir şekilde yaşayacaksak,
varsın bu yalan bizim hayatımızda olmasın,
Allah boşuna yolunu ayırmaz sevenlerin,
vardır elbet bir nedeni,
ya bu hayatta gösterir ya da ahirette gösterir nedeni,
isyan etmemek ve herşeye rağmen yoluna devam etmek zor ama yapılacak en doğru ve asil davranış budur kalan için..
giden zaten basitleşmiştir,
hayır gelmez yüz üstü bırakıp gidenden,
beklemek de anlamsız,
bu kadar acı yaşattıktan sonra, otursun oturduğu yerde..
kaleminizi kutlarım efendim...
sevgiyle...
Sevgi, mücadele ister. Gördüğün ilk zorlukta, kuyruğunu kıstırıp kaçmakla, sevgi anlatılmaz.
........
sevgi; evet, savaşmadan, bedavadan sevgiye konmak isteyenler vardır. bu kişiler er geç, en ufak bir zorlukta tası tarağı alığ sırra kadem basarlar. e, böylece, bi,ndikleri dalı kesmiş olup, sevgisiz yaşamayı da kabul etmiş olurlar. kendi bilecekleri bir şey.. bedel ödemeden sevdaya konmak var mı?
güzel, içten bir yazı..günde görmek sevindirici...tebrikler.
Severken ve özlerken hoşça kal diyebilmek çok zordur, yürekte kopardığı fırtınanın ne onulmaz yaralar bıraktığını bilecek kadar tadı yabancı değil...zamana karşı bir mücadelenin içine girilir ve sonun da kazanırsın savaşı,unutur musun? asla, ama alışırsın aşina olduğun acına sarılırsın, yalnızlığın sığınağın olur...
Çok samimi duygularla yazılmış 'son mektup'...
Sevgi ve selâmlarımla...
Son cümleleri okumazsam, buradan "bir daha karşıma çıkma" sonucunu çıkaracaktım. O birkaç sihirli kelimeden oluşan finali okumasaydım, aşıkların hep "bencil" oldukları yönündeki fikrim pekiştirecekti. Bu olumsuz izlenimlerimle beraber, bence bütün olumsuz yönlerine rağmen insanı başta ezen, sonra yer yer üzen ve sonunda onurlu bir duruşa sevk eden aşk güzel bir şey... Ve yazınızda da bu üç serüveni görebiliyorum. Duygularınızı samimi ve başarılı bir şekilde aktarmayı başardığınız bu yazınızdan dolayı tebrik ederim...
Saygılarımla...
“Kendimce sebeplerim vardı”.
Bu lafları da bırak. Bir insan, bir insanı gerçekten seviyorsa, kaybetmemek için mücadele eder. Açık ve net der ki : “Sensiz yapamıyorum, sana ihtiyacım var “. Tek duymak istediğim buydu. Dağları aşardım.
Kaybetmemek için mücadele vermememeyi gerektirecek hiç bir olay neden olarak sürülemez ve görülez. Eğer hep bir nedenlerin arkasına sığınıyorsa kaybettikten sonra insanlar, zaten baştan af edilmemeyi kabul etmişler demektir bana göre sevgili Eser hanım.
Yazınızı bu gün geldim okudum ama yorum yazamamıştım zaman bulup da. Şimdi günde görmek çok mutlu etti beni.
Kutluyorum kaleminizi, Sevgiler yüreğinize.
Yaşamadığım hiç bir olayı ve duyguyu paylaşamam..Aksi, afaki olur ve ifadelerimde beni, yanılgılara sürükler. Sizler de bunu anlarsınız, zaten. Yaşadıklarım için asla üzgün ya da pişman değilim. Henüz affetmeyi başaramadım. Ama başaracağıma inanıyorum.
Değerli katkılarınızdan ötürü, teşekkür ediyorum...Sevgiler yüreğinize...
Hayatımızı paylaştığımız, ömrümüzü adadığımız insanlar tarafından,sevilmek ,önemsenmek,hakımız olsa gerek.Sevdiğimizi söylemek,sevildiğimizi gönülden duymak isteriz, çünkü sevgidir dallarımızı yeşerten ,geleceğe taşıyan, bunun için mücadele etmek gerekir,ve geçmişe hürmet duymak adına, durup düşünmek kolaya kaçmamak lazım elbette.
Duygularınızı yürekten paylaşıyoum...
sevgi ve selamlarımla