Babama
Hey gidi Babahasanlar’ın Yusuf’un Ömer
Daha ömrünün ilkbaharında tanıştın zemheri iklimlerle ve hep öyle devam etti. Fırtınalar, boranlar ideallerinin o masum gül bahçelerini satranç masası olarak kullandı. Filler çaprazlamasına talan, atlar sağa ileri, sola geri tarumar ettiler. Zamansız zamanlarda poyrazlar, karayeller gönül kalenin burçlarında demirden güllelerle pingpong maçı yaptılar, ama surlarında bir gedik bile açamadılar.
Sen cumhuriyetin körpe zamanlarının, ezik kuşak vagonlarında, dolgu malzemesi olarak kullanılan neslin asi sesi Sen cumhuriyetin taze zamanlarının, yitik kuşak ummanlarında karakter avlayan aykırı balıkçısı. Sen cumhuriyetin olgun haset zamanlarının, sönük kuşak rampalarında hız kesmeyen, 61 plakalı 56 Şavrolesinin(Chevrolet) isli dikiz aynasından bakan romantik gözü. Sen cumhuriyetin kart zamanlarının, esrarlı bitik kuşak adalarında cüce cüsseler elinde mahpus kalmış ‘Güliver’i. O zemheri çöllerinde dört tane kardelen yetiştirdin. Hepside senin gibi ne ezildi, ne yitti gitti, ne söndü, ne bitti.
Yeri gelmişken sana birkaç itirafta bulunayım. Hani derdin ya niye eksiliyor bu sigaralar diye. İşte o gizli otlakçın bendim. O okul aidatı diye verdiğin para vardıya, onu da kaybetmemiştim, üst komşunun oğluyla sinemaya kaçmıştık. Bir kaç tane daha masum yalan, o kadar. Ama en çok yandığım ne biliyor musun, sana seni sevdiğimi söylemediğim.
Doktorlar diyor ki, Teşhis; Serobrevasküler hastalıklarında, beynin vasküler sendromlarından orta serbrol arter sendromu. Herhalde direk felç oldunuz demek başka felçlere yol açmasın diye böyle uzun ve anlaşılmaz söylüyorlar. Her şey gelirde aklıma, felçliliği bir türlü konduramam sana. Daha sigarayı da yeni bırakmıştım.
Şimdi sabahı olmayan gecelerde ben kahır nöbetlerindeyken, sense halisunasyonlarla, karabasanlarla poker oynamaya çalışıyorsun, oysa sen felçlisin elinde kâğıt tutamazsın.
Canım BABAM benim dert ettiğin şeye bak, yeter ki senin canın sağ olsun,
Hayatın bestsellers bir roman. Ne mutlu bana o romanda bir noktayım.
İsmet BABAOĞLU
YORUMLAR
Sevgili hemşerim ben böyle bir gurgulu yazı okumadım desem vallahi yalan olmaz eğer okumuşsamda hepsini sildim bu yazı bir babaya yapılan en güzel iltifattır hatta iltifat değilse sevgidir .
Hani seninle telefonda konuşurken babandan bahsettik ve babaın rahatsızlığı konu olunca hatırlamadığımı söyledim sende bana hatırlatmaya çalıştın ve dedinki yazımda yazmıştım diye bende tamam tamam hatırladım dedim ama inan ben o yazıyı okumamıştım ve babanızın hastalığını bilmiyordum.Telefon konuşmasından sonra hemen sayfana baktım ve bu yazıyı okudum
Çok harikasın çok güzel yazdın biliyormusun bende ne anama nede babama seni sizi seviyorum dediğimi hatırlamıyorum şimdi köye gidince diyorum ama iş işten geçti beni duyup duymadıklarını bilmiyorum
yanlız öyle içten söylüyorumki anama ana seni çok özledim didye derken içim parçalanıyor beni anladığını sanıyorum.
Rahmetli Erkan OCAKLI nın bir türküsü vardır
NE GÜZELDİR NE GÜZEL MAÇKANIN DERELERİ
ANLATAYIM SİZLERE BAŞIMA GELENLERİ
DOKSANDA BABAM ÖLDÜ ANAMDA ARKASİNA
..................KURTLARIN SOFRASINA
diye gidiyor o türküyü sanki bana yazmış gibiydi..
Şuanda sağ olan Ana ve Babalara Allah sağlık versin bu Dünyadan göçenlerede rahmet etsin
İsmet kardeşim hiç geç kalmadan git Babana seni çok seviyorum de sonra benim gibi olursun ve iş işten geçer....
Bu yazıyı ömrüm sonuna kadar saklıyacağım
.......................selametle hemşerim..
Ağyar
Gösterdiğin alaka ve değerli satırların için çok teşekkürler ediyorum.Bende dünyadan göçen büyüklerimize rahmetler diliyorum. Bu vesile ile adını andığınız değerli hemşerimiz Erkan Ocaklı'yada rahmetler olsun yüce mevladan
Saygılar, selamlar
Ağyar
Üç tane kız çocuğum vardı, şimdi bir tane de 75 yaşında oğlum oldu, nazlatıp duruyorum :)
Saygı bizden efendim
Ağyar
Gözünüz arkada kalmasın, üç kızım vardı, birde oğlum oldu, yaşı 76, nazlatıp duruyorum
Saygı bizden efendim
"Sen cumhuriyetin kart zamanlarının, esrarlı bitik kuşak adalarında cüce cüsseler elinde mahpus kalmış ‘Güliver’i. O zemheri çöllerinde dört tane kardelen yetiştirdin. Hepside senin gibi ne ezildi, ne yitti gitti, ne söndü, ne bitti."
---------------
ne mutlu size ve babanıza...
baba?
hiç anlamını bilmediğim yaşamadığım bir duygu...annemin aşırı sevgisiyle eksikliğini de duymadım...
sadece arkadaşların babalarına nazlarını kıskanırdım:)
yazınız etkiledi acıttı ne zor "seni seviyorum demeden sevdiğine hasta yatağında ulaşamamak eskisi gibi
ellerinize sağlık... hüzünle yazılan kendiyle hesaplaşan duyarlı yürek sağolsun...
Sevgili Ayşegül hanım temennileriniz için çok teşekkür ediyorum. Laf aramızda benim babamda Maltepe içerdi, Lakin o zamanlar parolamız "bedava sirke baldan tatlıdır" işareti ise "paralı tatlı sirkeden ekşidir", anladın sen oni :) saygı, selam bizden
Sevgili Engin sende çok sağolasın.
Yok, yok fesada çekmedim, Nöröloji servisinde, gecenin üçünde, plastikten refakatçi sandaliyesinde, bir yandan ağlıyorken bu kadar oluyor işte ne yapayım. saygı bizden, aleyküm selam
Sevgili "sözbir" sizede ayrı teşekkür ediyorum, çok sağolun
Saygılar, selamlar
Nedense bir ara Deniz gezmiş geldi aklıma.
Kardeşim harika bir yazı olmuş.
Yazıların odağında yada bir köşesinda yazar yadasevdiği varsa harikalar çıkıyor.
Ammaaaa.
Yazarı delip de geçiyorrrrr....
Yine fesada çekme.
Sabah sabah atlar kişnedi, filler tepişti, kaleler nettiydi?
Neyse aklım karıştı.
Üzüldüm ya. Derdini candan paylaşırım. Allah yardımcın olsun. Saygı, selam ve sevgiler.
"anne" ne kadar şefkat, masumiyet, korunak ve sevgiyi anımsatırsa bana; baba da bir o kadar gücü, kuvveti, rol modeli, disipinlini, terbiyeyi ve en güvenli limanları temsil eder beynimde...
yanlış zamanda yaşıyoruz yanlış...insanların bir zamanlar bi ereği, bi edebi bi duruşu varmış. şimdi nereye bakarsanız, hayalsiz ve günün getirisinde oradan oraya savrulan gençler, kimliksiz kişiliksizlikler ve düzüşnceden ırak bir toplumun fertlerini görmemiz mümkün.
işte bu yüzden babalarımız, dedelerimiz inanın hepsi bestsellik yaşamış bu hayatı ve bize de en azından bu bağlamda deforatif figür olma görevi layık görülmüş.
çok beğendim. keşke o elem hastalığı yaşamasaydı babanız ama maalesef herşey allahtan. kaderde ne varsa onu yaşıyoruz. çok geçmiş olsun diyorum. allah diğer sevdiklerinize sağlıklı, sıhhatli ve huzur dolu mutlu ömürler nasip etsin.
paylaşım adına teşekkürler sevgili şair.
ama şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. benim babam sigara bile kullanmıyordu. büyükbabamsa maltepe içerdi. hiç sevmezdim dolayısıyla çalmaya tenezzül etmezdim:) en azızndan bu anlamda şanslı bir gençlik dönemi yaşamışsınız.
:)
sevgim saygım, tebriğim çokça...