- 1104 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
KENDİNİ ARA =*
Kar kaplı kışın ortasında şöminenin etrafında birikmiş bi sürü kuzu kendilerine yetecek kadar sıcaklıgın oludugunu merak edercesıne tedırgın bı sekılde etrafı süzüyor ısınmaya çalısıyorlardı birden içeriye köyün saygın kişilerinde olan uzun boylu iri yarı kendını bılen tavırlar ıcerısınde olan sıyah foter sapkası olan mete ağa olarak tanınan koyunların sahibi girdi .girişiyle karşıki sofada elinde oyuncak misali kırmızıya çalan bir tür tesbihi ile oyalanan oğluna kaşlarını diker,gözlerini büzercesine eli belinde bir duruş sergiledi ve
_ bu gün günlrden nedir haberin yok mu senin’ der
oğlu ise umursamaz tavırlar sergileyip sanki sesi kendinde bir vızıltı uyandırırcasına şöyle zor bela dönüp
_ biliyorum,ne olmuş’ dedi. kara kışın getirdiği bu az verimli yılın ardından kendisini endişe içinde gören ve her fırsatta nasıl bu günleri,bu işsizliği yorgun geçen günlerin verdiği bitkinliği düşünerek oğlunun verdiği cevaba aslında tek bir bakışla vermek istediği cevabı vermiş oldu .namı değer mete ağa nasıl böyle bir evladı olduğu konusunda çevre dostlarından da sürekli tepkiler almıştı. haklılardı bir yerde ancak mete ağanın hiçbir şey yokmuş gibi durması ve daha da vahim olanı gülümsemesine köy halkının bir anlam vermesi beklenemezdi.kendi içinde tutmayı seçtiği düşünceleriyle ancak bir bakış yoluyla aktarma isteği kabarmıştı onda.hayatın gereksiz ve tedirgin hatta huysuz konuşmalardan ibaret olmadığını biliyor en azından öyle düşünüyordu.nitekim sahip olduğu bu düşünceye nazaran oğlunun vermiş olduğu tepki aslında ters bir baba-oğul ilişkisi sergilese de aslında tekin in içerisde saklı olan ve yıllardır kendisinde derin izleri körüklercesine barındıran düşünceleri de babasından farksız değildi.şöyleki onların hayatı sürekli geçmişlerinden yaşadıkları her saniye ye kadar bir duygu boğulması,gizliden gizliye acı veren bir isyandan başka bir şey değildi.onları anlamak için olunması gereken onların dostluğunu kazanmak idi belkide... ancak bu şekilde anşabilirlerdi çevrelerindeki çoğu insana göre garip olan bu ikili ile. tekin bir kaç yıl önce okumaya gitti sehir kasabasında kendini ve tüm insanları kendi gözünde değiştiren bir olay yaşamıştı. okula ilk gittiğinde herkesten masum etrafındakilerin nereye kostugunu anlamaz bir şekilde süzücü bir bakış ile takip ediyordu ona her çarpıp geçeni ve bunlar içerisinde başını çevirip özür dileyenleri.o zamanlardı ki tekin in yaşamaya başladıgı zaman onun dönüm noktalarından birisi olacaktı .kişiliği kendine gelecek tanıdıkça aydınlanacak ve kendını kendıne tanıtacaktı.günlerdir gelip geçen ders trafiği içerisinde fark etmişti ki içine bir kapının vurulması gibi derin derin boğuk ve bir o kadarda derin sesler düşüyordu.sanki geçmişte,kendisi var olmadan yaşadığı ve bundan haberı olmadıgı bır olay bır hayat hakkında derin bir acı üzüntü ve sıkkınlık yaşıyordu.her günü kendisine acı veren içine karanlık günlerin karanlık saatlerini döken bir an,geçmiş veya hesap sormaya gelmiş öteki kişiliğiydi...en azından kendisibu kanıya çabuk varmıştı.kimi zaman normal fikirler ve görünüş içerisinde arkadaşlarıyla konusup görüşlerini değerlendiriyor kimi zaman ise içine sahip olan bu gizli düşüncenin ondan vazgemediğini kabulleniyor ancak onun kendısıne acıklama yapacağını düşünerek’elbet...’diyordu. bir gün gelmişti ki artık değişerek içindeki her neyse ona aka uydurdugunu görmeye ,ona dokunmaya başlamıstı.sabahları uyandıgında önceleri hiç yapmadıgı ve suan bunu yapmakta kendisine neden diye sormadıgı bır değişim içerisinde ık derslere girmiyor arkadaşları hazırlanıp derse gidine meraklı bakışlarla etrafını suzup kapıları dış dunyaya kapatıyordu .burada kendısıyle mi yuzlesiyor yoksa içindeki anlamsız kaygı veren saklanmış acı ile mi? o içindeki acıyla yüzleşmeye karar vermişti...en azından ben değiştim demiyordu kendı kendıne ...değiştirildim ve bir seyleri değiştirmek ıstenıyorum dıyordu.peki bunca yaşadıgı olayların bır anlamını bulamayıp sahte gecelerde içindeki sahte gizlilikle yuzlesmeye onu yıten ne ıdı ? hem önceleri içini sıkan kurtulmaya çalısan bır haldeyken artık bu durumu kabullenmıs,hatta kabullenme ıstegı ıcerısınde olan bır goruntu ıcerısındeydı.derslerden baska herseyden konusuyordu ancak ısın ılgınc yanı konustugu seyler her neyse konusulan derslerın kendısıne olan faydasından daha faydalı oldugu acıkca ona yakın olan tum arkadasları tarafından görünüyordu.konusurken elleri cocukları guldurmek ıcın tutulmuş bir palyaconun yuzu kadar hareketlı,gözleri sönmüş yanardağların yenıden faalyete gectıgını ısaret eder gıbı öfkeli ve kızgın ,konustugu kelımeler devasa bir ejderhanın anlasılmaz kızgınlıgını andırırcasına buyuktu.bunun acıklanmaz artısı okudugu ıkı yıl ıcerısınde derınden etkiledi onu ilk görunumlerinden gecen surede ve hatta daha sonraki o garıp anlasılmaz kendını soyutlamıs ve kendıne kanıtlamıs goruntusunden bambaska bır elbıseye burunmus idi.artık ıcınde yasadıgı tarıfı olmayan ayrı bır tekın ayrı bir yol onun tarafından ıdrak edılmıs her ne kadar da onu acıtsa da o bundan zevk almısa benzıyordu cunku hayat bu dıyen bakıslar sergıledıgını gormek herkes tarafından ve ozellıkle nıhayetınde kendısı tarafından oncelerı mutluluk getırse de daha sonraları bu duruma bagımlı hale gelmıstı hatta bazen normal olmayan bu kısılıgın normal olarak’ ben nasıl bu hale geldım bana ne oldu boyle seyler bızım orada yoktur’ gıbı aslında onun acısından sıradısı bıle algılayacağımız bır hal ortaya koymustu...
iste... evine yuvasına kendını ılk gordugu yere yanı ılk oncelerı aıt oludugu sokaklara domustu.içinde bıtırıp geldıgı okulun basarısının yanında bırde kullerını ıcıne bırakmıs sadece durgunlugu kalmıs bır kısıyı daha taktı getırdı koluna... demıstı ya kendısı,’bızım oralarda boyle seyler olmaz’ diye ıcerısındekı bu yalnızlıgı kayıp gıtmıs hıslerını kımsenın anlamasını beklemıyordu bıle.hatta babası mete ağanın onu anlamaya calısması ve aslında sert bır kısılık olmasına karsın oglunun halını kalpten gordugu ıcın onu anlama yoluna gıtmesı tekını anlamaya gayret eden bır adamı bırakmıstı sadece gerıye ... ıste o gundu kı mete ağa ogluna gunlerden ne bugun bılmıyor musun dıye sordugunda artık tekın onu bıle onemsemek ıstemeyen bır tavır sergılemeye baslamıstı .belkıde onune gelen ımkanı ıcını kendıne hapseden bı varlık yuzunden tepmısdi. cunku o gun orada o tesbıh ıle oyalanmayabılır ve kalkıp kucuklugunden berı cok sevdıgı ve onunla bırlıkte kendını hayal ettiği kısının yanına kendı deyımıyle kısmetının yanına gıderdı ...öylekı onu babasının bıle zor anladıgını ve ona zor tahammul ettıgını dusunuyor kendını anlamsız ıfadelerle bırlestırmeyı kafasına koyuyor ve yenıden eskı halıne donene kadar en ıstedıgı seylerden bıle vazgecmeyı dılıyordu.bu yasadıgı donem ıcerısınde onun baska bırı halıne donusmesıne neden olan gordugu her seyden psıkolojık anlamda etkılenıp gereksız fıkır ve bıtkınlık eylemlerıyle kendını yıpratmıstı,bunun da otesınde bunu kendısının yarattıgını kabul etmeyıp baska dunyalara sıgınmak ıstemesi onun sahıp olamayıp olmak ıstedıgı farklı hayalerın ve hayatın hatta kendıne benzemeyen ınsanların da farklı olabılmesını ıstemesınden baska bır sey deıldı kı en cok ıstedıgı seyden bıle vazgeçmesını bılmısti...
HAYATIN GİZLİ NOKTALARI O KADAR COKTUR Kİ BUNU YAKALAMAK İÇİN NE ONUN KACMASI GEREK,NE DE SENIN KOVALAMAN...