- 1882 Okunma
- 27 Yorum
- 0 Beğeni
Pazarlık...!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bugün sıkı bir pazarlık oldu seninle.
Kalkar kalkmaz aynaya baktım. Hiç acımadan kendime, azarladım beni. Bir ben ki baştan aşağı sendi.. Zaman, benim kadar vefalı değildi. Biliyordum artık. Yuvasından çıkmıştı tüm akrepler saat kadranında. Bu nasıl bir kovalamaca?
Bugün bütün cümlelerimin içine yerleştirmeliydim kendimi. Sadece kendimi saklamalıydım gözlerime. Ve kendime süslenmeliydim hak etmek için kocaman bir “günaydın”ı. Evet, gün aydındı oysa. Bendim kalan karanlığında.
Çocuk çocuk gülmeli, çocuk çocuk sevinmeliydim bugün. Düşmemeliydi hiç bir şey içimdeki boşluğa. Kendime uyumalı geceleri ve kendime uyanmalıydım her sabah. Gün geçmeden ırzına gülüşlerimin, ağız dolusu gülmeliydim.
Nasılsa değil miydi her yanı intihar koğuşu? Değil miydi kendini kabul ettiren o çılgınca duruşu?
Ucuzca harcanan düşler vardı avucumda. Oysa nasıl da pahalıya patlamıştı bu vurdumduymazlık her karesinde hayatın. Doğuştan sürgün gibi duruşlar yakalamıştı tozpembe hayalleri. Her düşümde jop izi. Antik çağlardan kalma bir dramdı içimde sevda. Dikiş tutmazlığı, mekânsızlığı bundan. Çok oldu o hikâyeden yaka paça kovulalı.
Acının büyüttüğü çocuklar kadar yalnızım şimdi.
Bir yanım hırçın, bir yanım uysal. Kendimedir bu sakıncalı duruşlar.
Zordu oysa yüksek ökçelerle alçak kaldırımlarda dolaşmak. Adımı anmış, yerimi saptamıştı zaten hayat. Öğrenmiştim artık kendime bölünen olmayı, kalansız. Ve yerinde etkisiz eleman, yerinde yutan. Yani hayatın “sıfır”ında kalan.
Ve dedim ki kendime;
Bugün transparan yaşa.
Çık şimdi sokağa. İşe giderken o çok sevdiğin kurabiyelerden al mesela. Ne güzel olur sabah çayının yanında. Aldığın gazeteyi oku, bulmacasını bile boş bırakma.
Her şey tıkırında değil mi? Tek sorun “açılım” mesela. Neyi ve kime açtıklarını bilmeyenlerin tekelinde kalan. Yine de sen bilerek hayatın her bir tarafına “ölüm” sıkıştığını, her an savaşı özleyenlerin varlığını.
Yaşa hayatı en dolu tarafından.
Değil mi ki zaten hayatın kendisi “boşluk doldurma”. Habersiz bırakma kendini borsa iniş çıkışlarından. Yaşa kendini; magazine yem olmadan, üçüncü sayfalara malzeme çıkarmadan. Ne tapulayarak bir şeyleri, ne de tapulanarak bilmediğin hanelere.
Yani, demem o ki;
Sen artık biliyorsun hiçbir şeyi sahiplenmeyeceğini. Gecikmeden hiçbir şeye. Özellikle kendine.
Çokça yabancı, azca sen.
Hep yeniden, hep yeni/len.
Kilometre daim başta.
Kendine kal, kendinle her savaşta.
“Silik sanmayın bıraktığım izleri…Her izim kendime bir devrimdi…”
sevgi kaya
YORUMLAR
Canım şairem, deftere geldiğim ilk günlerden dikkatimi çekensin
her şiirinde mest olmuşluğuma bir de bu yazın eklendi...
Dantela gibi işlenmiş her satır.. Şiirle iç içe... Nefis bir mensur şiir tadında...
İçerik zaten tam da kendim.. Ah hayatı transparan yaşayabilseydik hepimiz, şu dünya nasıl da yaşanılası olurdu değil mi?
"Gün geçmeden ırzına gülüşlerimin, ağız dolusu gülmeliydim. "
Bu satır var ya, bu satır; işte hayata koca bir şerh koyuyor..... Başlı başına hayatın özeti....
Ömrüne bereket, nefisti... Yine yine gelip okumak istiyorum.... Tadı damağımda kalarak ayrılırken..
Kutlarım güzelliği, sevgilerimi yolladım canım kucak kucak........
Değil mi ki zaten hayatın kendisi “boşluk doldurma”. Habersiz bırakma kendini borsa iniş çıkışlarından. Yaşa kendini; magazine yem olmadan, üçüncü sayfalara malzeme çıkarmadan. Ne tapulayarak bir şeyleri, ne de tapulanarak bilmediğin hanelere.
Dün bir ara yazınızı okumuş ve çok beğenmiştim. Bu gün bu yazıyı günde görmek süpriz olmadı benim için.
Öyle çok sorgulamalar içinde bırakmış ki yazınız. Bizler hala yaşamımızda boşluk doldurmaya devam edebilmek için, sorgularamalar cevaplar arıyoruz.
Kutluyorum kaleminizi ve sevgiler yüreğinize
gözyaşlarına hep dalgakıranlarla karşılık verdiler
oysa sen hep içine ağlamıştın...
gözlerine baktığımda hep o yakılmış şehirlerin dumanı.
işte o yaşamadık ölüm bırakmayan duruşunla hayatın akıl almaz kalleşliklerine cam üfleyerek karşılık veriyorsun,ki kırılan dökülen hep içindeki ayna.
sana bıraktığım renklerden hayaller kur ve sakla
insan onurunun ve namusunun serbest piyasa sisteminde
yaşam envanterine demirbaş olarak bile geçmeyen ucuzluğunda, hadi birer kelebek bulalım kendimize ve kanatlarına bize ait olan ne kadar düş varsa hepsiyle evcilik oynayalım.
yalnızlık usta işiyse, biz yalnızlıktan emeki olduk Sevgi.
İllaki beyazı eksik etmeyiz saçlarımızda.
bir tebessüm bırakıyorum sana,hadi al.
"Sen artık biliyorsun hiçbir şeyi sahiplenmeyeceğini. Gecikmeden hiçbir şeye. Özellikle kendine. "
--
Evet sahiplenmeden, beklentisiz olamak...
Fakat illa insan denicek.
Sınırları bir şekilde aşmak isteyecek.
İllaki bazı şeylerin içine girecek.
Hiç bir şey yağpamasa hissettirecek varlığını.
---
Tebrikler.
oyy.oyyy..yenerim gelmiş...hem de ne gelmiş..."yalnız "gelmiş yüreğine doldurarak kocaman sevgisini..
ıskalamak yok yenerim..ıskalamak yok..vin odasına astım bir dart tahtası..her gün deneme..:)))
o güzelliği yaparım kendime sıklıkla yenerim...benim derdim benle değil...kendimle....:)))
sevgiler göndererek ve yüreğinden öperek...rastgele
aaaaaaaaa....şiiri kaldırmışsın...:((
alırım geri..unutma...:)
Yalnızlik,
Ne etkili bir afrodizyaktır; ki intihar eylemine kalkmış şarlatan dürtülerimizi kabartan..aynalara bakınca kendi gülüşümüzü, kendi değerimizi ıskalamış olmak, görmezden gelmiş olmak ondandır..
Oysa ki biz kendimizi zamanın acımasız girdabına salıvermişken, aynada görünen o yüz belki de keyif çatıyordur kıs kıs gülerek
O yüzden en iyisini yapmışsın
Hatta daha fazlasını yapman gerekir..Çok çalışıyorsun mesela..:))
Biraz da bu konuya eğil ne dersin ha..
İşe giderken o çok nefis kurabiyelerden al ama; iş yerinde yeme mesela.. İn sahile; denize karşı bir masa ,gazeteni de orda oku hatta..
Göndereyim istersen ofiste bulunacak ehli biri yoksa… biz hayatta boşluk doldururken bizim boşluğumuzu da dolduracak birileri olmalı sonra…
Neden mi
Çünkü sen daha daha iyisini hak ediyorsun…
Alkışlarımı, ve yıldızlarımı bıraktım sayfaya
sevgilerimle
yenerata tarafından 12/10/2009 3:29:44 PM zamanında düzenlenmiştir.
Değil mi ki zaten hayatın kendisi “boşluk doldurma”. Habersiz bırakma kendini borsa iniş çıkışlarından. Yaşa kendini; magazine yem olmadan, üçüncü sayfalara malzeme çıkarmadan. Ne tapulayarak bir şeyleri, ne de tapulanarak bilmediğin hanelere.
Yani, demem o ki;
Sen artık biliyorsun hiçbir şeyi sahiplenmeyeceğini. Gecikmeden hiçbir şeye. Özellikle kendine.
Çokça yabancı, azca sen.
Hep yeniden, hep yeni/len.
Kilometre daim başta.
Kendine kal, kendinle her savaşta.
.......
sevgi dostum,,,
şiirselliğini nesire ne güzel taşımışsın.
can-ı gönülden kutlarım paylaşımını.
saygım hayranı olduğum o şahane kalemine...