Söylediklerinizi duyurmak için kimseyi kolundan tutmayınız ; zira insanlar sizi dinlemeye arzulu değillerse, onları tutacak yerde çenenizi tutmanız daha hayırlıdır.-- chesterfield
de
demokritos

Yazma eylemi ve yabancılaşma..

Yorum

Yazma eylemi ve yabancılaşma..

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

788

Okunma

Yazma eylemi ve yabancılaşma..


Yazma eylemi ve yabancılaşma..

Herhangi bir yazılı metindeki mesaj; okuyucu için verili akla denk düşer.

Yazarın yazdıklarıyla bir ussal belirleme gerçekleşir. Bu durumda yazar verici, okur alıcıdır.
Okuyucu aldıklarını doğrulayıp içselleştirebilmek için o verileni eleştiri süzgecinden geçirir ki, bu zaten onun dışında gelişen bir süreçtir..
Burada okurun önceden edinmiş olduğu bilinç, dolayımsız olarak işin içine girer.
Bu da aklın eyleme geçme anıdır..

Bu noktada yazının içeriğine ilişkin oluşan sorun ve bu soruna ilişkin çözüm okuyanın; yani yazılanı eleştirenin bilinciyle belirlenir.
Yazar; gündemine aldığı yazıda, metafizik-idealist bir bakış açısı sergiliyorsa; okuyan da metefizik-idealist bir bakış açısıyla alıyorsa verileni, buradan doğacak olan bilinç, metafizik-idealist düşünme biçiminin yeniden yapılandırılmasından başka bir şey olmayacaktır.
Bir anlamda bu durumdan yeni bir bilinç doğmayacak. Bilincin yerini bir kabul ediş alacaktır.
Yazar ele aldığı metinde kaba materyalist bir yaklaşım sergiliyorsa; sonuçta yaratılmak istenen bilinç, biraz daha derinleşmiş olacak ama sonuç yine yaklaşık aynı olacaktır.
Ama diyalektik işin içine girerse eğer, yazıdaki sorun ve bu sorunun çözümü görünür hale gelecek, ve orada oluşan diyalektik, sorunla birlikte çözüm aşamalarını da içerecektir.
İşte tam bu noktada ‘yabancılaşma’ dediğimiz kavram; çok önemli bir açılım gerçekleştirir. Yazma eylemini gerçekleştiren yazar, diyalektik bir algıyla yazmıyorsa eğer, orada bir yabancılaştırma öne çıkar. Bu hem yazarın kendine yabancılaşması, hem de yazdıklarını okuyanların kendilerine yabancılaşmasını beraberinde getirir. Tüm tarihsel süreç içerisinde metafizik-idealist düşünürlerin ve buna bağlı olarak da kaba materyalist düşünürlerin tarihsel misyonu, insanı kendine yabancılaştırmak noktasında biçimlenir.
Ve bu tarz düşünenlerin büyük bir çoğunluğu, bu görevlerini bilinçli olarak, kişisel çıkarlar çerçevesinde gerçekleştirirler.

Örneğin bu gün, feminizm adı altında örgütlenmeye çalışılan düşünce…Kirgegaard’ın ipe sapa gelmez safsatalarından doğmuş, Sartre’nin Ve Bouovar’ın o saçma düşünceleri, Marksizm’e eklemlemesiyle somutlanmış bir felsefi akımdır..

Kadını erkeğe karşı örgütlemek, onu insanlığından uzaklaştırmaktan başka bir şey değildir.
Buradaki koparma, insanlığa çok zarar verir. Çünkü erkekle kadın birbirinden ayrı iki varlık değil. ‘İnsanın’ bütünüdür..
İnsanların kendileri için seçtikleri mücadele alanları onların demokratik haklarıdır bence ama bu eleştirilemezler anlamına gelmez.

Emek; tüm insanlığın ortak emeğidir ve onun kadını erkeği olmaz.
Buradaki en önemli nokta; diyalektiği her yerde görebilmek.
Çünkü o her şeyin bizzat kendisi.
Bir birey olarak izim sorunumuz;
ne kadarını görebiliyor olduğumuzla ilişkili.
Bu düşüncenin ardında giden hep mutlu olur.
Çünkü bundan başka bir mutluluk yoktur.
Ve tek kalıcılık burada oluşur.
Diğerleri ise bunun paralelinde gelişir..

Sedat Akıncı..

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yazma eylemi ve yabancılaşma.. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yazma eylemi ve yabancılaşma.. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yazma eylemi ve yabancılaşma.. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.