- 666 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
PROVOKASYON
PROVOKASYON
Dr. Sadık ÖZEN
Son yapılan hain saldırı için, resmi ağızlarca “Provokasyon” sözcüğü kullanılarak, bu olayı kimlerin yarattığının araştırılmakta olduğu açıklanmış bulunuyor. Ulusumuzu gözyaşına boğan ve kimlerin yarattığı apaçık ortada duran, kurduğu tuzakla 7 askerimizi şehit eden caniler için bu sözcüğün kullanılmasını anlamsız bulduğumu ve hatta şaşkınlıkla karşıladığımı söylemek istiyorum.
Sizlere “Günaydın !” diyorum beyler !. Lütfen, daldığınız gaflet uykusundan uyanır mısınız artık! Çok zahmet olacak ama daha fazla vakit geçirilmeden, daha çok kan akıtılmadan, analar daha çok gözyaşı dökmeden, artık, uyanma ve gerçekleri görme zamanınız gelmiş de geçiyor.
Hangi provokasyon beyler, bu saldırının; günlerdir ülkemizin birçok yerinde karakollarımıza ve güvenlik güçlerimizin oturduğu lojmanlara saldıran, buraları ateşe veren ve ülkemizi cehenneme çeviren tescilli terör örgütü tarafından işlendiğinin farkında değil misiniz? Bunu artık ilkokul çağındaki çocuklar bile biliyor ve meydanlara çıkarak bunu yapanlara lanet okuyor. Sabır taşını çatlatan bu haykırışları kulaklarınız duymuyor mu?
Bırakın tertip ve provokasyonu ortaya çıkarmak için çaba göstermeyi, gerçekleri görün artık. “Açılım” adı verilen garabetle bu sorunun çözüme kavuşturulamayacağını anlayın. Bu sorunun çözümü, ne ABD, ne AB ve ne de Meksika’dadır. Çözüm ülkemizdedir. Çözüm İmralı’ da da değildir. Çözüm TBMM’ndedir.
Bu konu, siyasi olmaktan çıkmış ve tamamen milli bir sorun halini almıştır. Parti çıkarlarını, oy hesaplarını ve siyasi polemikleri bir kenara bırakın. İnatlaşmaktan vazgeçin.
Halkımız büyük kuşkular içindedir. Medyada yer alan ve korku yaratan haberler yanında, kulaktan kulağa, çok olumsuz fısıltılar yayılıyor. Milletimizi korku ve kuşkulardan kurtarmakla yükümlü olduğunuzu unutmayınız. Ülkede huzur, ahenk ve refahı sağlamakla görevli olan sizlersiniz.
Provokasyon sözcüğü altında; yeni kuşkular, yeni suçlular ve yeni senaryolar üretilmesine izin vermeyin. Bu halkın daha fazla olumsuzluk yaşamaya dayanma gücü ve direnci kalmadı artık. Yeni senaryolarla karşılaşmak istemiyor.
Sayın İçişleri Bakanı; “Sizin öneriniz var mı” diye soruyor. Evet Sayın Bakanım, benim çok geçerli bir önerim var. İzninizle, bu sorunuza, şu sorularımla yanıt vermek istiyorum:
- Yasalarımızda, olağanüstü durumlarda uygulanması gereken hükümleri neden uygulamıyorsunuz?
- Olayların yoğun olduğu bölgelerde neden “Sıkıyönetim” ilan etmiyorsunuz? Yaşanan olumsuzluklar yetmedi mi? Daha ne bekliyorsunuz?
Birçok vatandaşımızın sizlere bu soruları yöneltmekte olduklarına inanıyorum. Sesime, daha doğrusu feryadıma kulak verin lütfen. Ben bir vatandaşım ve sizlerden bunları istemek benim hakkım.
Saygılarımla…
08.12.2009
YORUMLAR
Çok fazla yazı ve cevaplar var.hepsini bilahere okuyacağım ancak ana yazıya katılıyorum tamamen her harfine..bir de sn.engin tatlıtürk ün aşırı iyiniyetçiliğine ve hala bu ülkeye çok uzaklardan baktığına şaşırdım..hergün onlarca şehit verirken her yer yağmalanırken efendim iyi niyetli olalımmış yahu biz mi kötü niyetli olduk ülkeme halkıma kastedip ellerinin kanıyla demokrasiden bahsedenler neden demokratik değiller.ayrılma çabaları onlarda aşırı milliyetçilik onlarda ve hala körü körüne iyimserlik taslıyoruz..uyanın beyler çıkarın at gözlüklerinizi ülke elden gidiyor iyimserlik diye diye.daha geniş zamanda yazılara verilen cevapları okuyup tekrar fikir belirteceğim ..
Saygılar üstadım..
Benim fikirlerim benim için doğru olduğu kadar, sizin fikirlerinizin de sizin için doğru olacağına inanıyorum. Zaten öyle olmasa fikirlerimizi savunamayız ki !.. Önemli olan bu fikirlerin ülkemizin ve ulusumuzun hayrına olmaları. Hiçbirimiz diğerimizin kopyası olmadığımıza göre fikirlerimizin farklı olmaları da doğaldır. Bunları karşımızdaki insanları rencide etmeden ifade edebilirsek düzeyli tartışmalar yaşanır ve bundan yararlı sonuçlar da alınabilir. Evet fikirlerimiz birbiri ile uyuşmuyor. Ancak, dikkat edilirse uyuşan taraflarının olduğu da anlaşılır. Örneğin, ikimiz de birlik ve beraberlik istiyoruz ve ikimiz de demokrasinin faziletinden yanayız. Tabii ki söz konusu olan , herkesin kendi tarafına yonttuğu değil de gerçek olan demokrasidir. İnşallah bir gün o da gerçekleşir.
Yazılarımı okumuş olmanızdan dolayı size teşekkür ederim. Ben de sizin yazılarınızı okumak istedim ve bazılarını okudum da. Edebi yönden son derecede güzel yazılar, ama içeriği bana ters geldi. Bu yüzden sizi kırmamak için yorum da yapmadım. Zira herkesin kendine göre bir uslubu var. Ben ölke sorunlarıyla daha çok ilgileniyorum, bu da ister istemez siyasi ağırlıklı oluyor. Salt olarak sadece iktidar partisini hedef alıyor değilim. Kendi mensubu olduğum siyasi partiyi ve liderini de sırası geldiğinde eleştiririm. Keşke hepimiz bunu yapabilsek. O takdirde bir uyarı görevini de gerçekleştirmiş olabiiriz.
Bütün tartışmaların sona ereceği huzurlu ve mutlu günler dileğiyle sevgilerimi sunuyorum.
Benim fikirlerim benim için doğru olduğu kadar, sizin fikirlerinizin de sizin için doğru olacağına inanıyorum. Zaten öyle olmasa fikirlerimizi savunamayız ki !.. Önemli olan bu fikirlerin ülkemizin ve ulusumuzun hayrına olmaları. Hiçbirimiz diğerimizin kopyası olmadığımıza göre fikirlerimizin farklı olmaları da doğaldır. Bunları karşımızdaki insanları rencide etmeden ifade edebilirsek düzeyli tartışmalar yaşanır ve bundan yararlı sonuçlar da alınabilir. Evet fikirlerimiz birbiri ile uyuşmuyor. Ancak, dikkat edilirse uyuşan taraflarının olduğu da anlaşılır. Örneğin, ikimiz de birlik ve beraberlik istiyoruz ve ikimiz de demokrasinin faziletinden yanayız. Tabii ki söz konusu olan , herkesin kendi tarafına yonttuğu değil de gerçek olan demokrasidir. İnşallah bir gün o da gerçekleşir.
Yazılarımı okumuş olmanızdan dolayı size teşekkür ederim. Ben de sizin yazılarınızı okumak istedim ve bazılarını okudum da. Edebi yönden son derecede güzel yazılar, ama içeriği bana ters geldi. Bu yüzden sizi kırmamak için yorum da yapmadım. Zira herkesin kendine göre bir uslubu var. Ben ölke sorunlarıyla daha çok ilgileniyorum, bu da ister istemez siyasi ağırlıklı oluyor. Salt olarak sadece iktidar partisini hedef alıyor değilim. Kendi mensubu olduğum siyasi partiyi ve liderini de sırası geldiğinde eleştiririm. Keşke hepimiz bunu yapabilsek. O takdirde bir uyarı görevini de gerçekleştirmiş olabiiriz.
Bütün tartışmaların sona ereceği huzurlu ve mutlu günler dileğiyle sevgilerimi sunuyorum.
Benim fikirlerim benim için doğru olduğu kadar, sizin fikirlerinizin de sizin için doğru olacağına inanıyorum. Zaten öyle olmasa fikirlerimizi savunamayız ki !.. Önemli olan bu fikirlerin ülkemizin ve ulusumuzun hayrına olmaları. Hiçbirimiz diğerimizin kopyası olmadığımıza göre fikirlerimizin farklı olmaları da doğaldır. Bunları karşımızdaki insanları rencide etmeden ifade edebilirsek düzeyli tartışmalar yaşanır ve bundan yararlı sonuçlar da alınabilir. Evet fikirlerimiz birbiri ile uyuşmuyor. Ancak, dikkat edilirse uyuşan taraflarının olduğu da anlaşılır. Örneğin, ikimiz de birlik ve beraberlik istiyoruz ve ikimiz de demokrasinin faziletinden yanayız. Tabii ki söz konusu olan , herkesin kendi tarafına yonttuğu değil de gerçek olan demokrasidir. İnşallah bir gün o da gerçekleşir.
Yazılarımı okumuş olmanızdan dolayı size teşekkür ederim. Ben de sizin yazılarınızı okumak istedim ve bazılarını okudum da. Edebi yönden son derecede güzel yazılar, ama içeriği bana ters geldi. Bu yüzden sizi kırmamak için yorum da yapmadım. Zira herkesin kendine göre bir uslubu var. Ben ölke sorunlarıyla daha çok ilgileniyorum, bu da ister istemez siyasi ağırlıklı oluyor. Salt olarak sadece iktidar partisini hedef alıyor değilim. Kendi mensubu olduğum siyasi partiyi ve liderini de sırası geldiğinde eleştiririm. Keşke hepimiz bunu yapabilsek. O takdirde bir uyarı görevini de gerçekleştirmiş olabiiriz.
Bütün tartışmaların sona ereceği huzurlu ve mutlu günler dileğiyle sevgilerimi sunuyorum.
Benim fikirlerim benim için doğru olduğu kadar, sizin fikirlerinizin de sizin için doğru olacağına inanıyorum. Zaten öyle olmasa fikirlerimizi savunamayız ki !.. Önemli olan bu fikirlerin ülkemizin ve ulusumuzun hayrına olmaları. Hiçbirimiz diğerimizin kopyası olmadığımıza göre fikirlerimizin farklı olmaları da doğaldır. Bunları karşımızdaki insanları rencide etmeden ifade edebilirsek düzeyli tartışmalar yaşanır ve bundan yararlı sonuçlar da alınabilir. Evet fikirlerimiz birbiri ile uyuşmuyor. Ancak, dikkat edilirse uyuşan taraflarının olduğu da anlaşılır. Örneğin, ikimiz de birlik ve beraberlik istiyoruz ve ikimiz de demokrasinin faziletinden yanayız. Tabii ki söz konusu olan , herkesin kendi tarafına yonttuğu değil de gerçek olan demokrasidir. İnşallah bir gün o da gerçekleşir.
Yazılarımı okumuş olmanızdan dolayı size teşekkür ederim. Ben de sizin yazılarınızı okumak istedim ve bazılarını okudum da. Edebi yönden son derecede güzel yazılar, ama içeriği bana ters geldi. Bu yüzden sizi kırmamak için yorum da yapmadım. Zira herkesin kendine göre bir uslubu var. Ben ölke sorunlarıyla daha çok ilgileniyorum, bu da ister istemez siyasi ağırlıklı oluyor. Salt olarak sadece iktidar partisini hedef alıyor değilim. Kendi mensubu olduğum siyasi partiyi ve liderini de sırası geldiğinde eleştiririm. Keşke hepimiz bunu yapabilsek. O takdirde bir uyarı görevini de gerçekleştirmiş olabiiriz.
Bütün tartışmaların sona ereceği huzurlu ve mutlu günler dileğiyle sevgilerimi sunuyorum.
Benim fikirlerim benim için doğru olduğu kadar, sizin fikirlerinizin de sizin için doğru olacağına inanıyorum. Zaten öyle olmasa fikirlerimizi savunamayız ki !.. Önemli olan bu fikirlerin ülkemizin ve ulusumuzun hayrına olmaları. Hiçbirimiz diğerimizin kopyası olmadığımıza göre fikirlerimizin farklı olmaları da doğaldır. Bunları karşımızdaki insanları rencide etmeden ifade edebilirsek düzeyli tartışmalar yaşanır ve bundan yararlı sonuçlar da alınabilir. Evet fikirlerimiz birbiri ile uyuşmuyor. Ancak, dikkat edilirse uyuşan taraflarının olduğu da anlaşılır. Örneğin, ikimiz de birlik ve beraberlik istiyoruz ve ikimiz de demokrasinin faziletinden yanayız. Tabii ki söz konusu olan , herkesin kendi tarafına yonttuğu değil de gerçek olan demokrasidir. İnşallah bir gün o da gerçekleşir.
Yazılarımı okumuş olmanızdan dolayı size teşekkür ederim. Ben de sizin yazılarınızı okumak istedim ve bazılarını okudum da. Edebi yönden son derecede güzel yazılar, ama içeriği bana ters geldi. Bu yüzden sizi kırmamak için yorum da yapmadım. Zira herkesin kendine göre bir uslubu var. Ben ölke sorunlarıyla daha çok ilgileniyorum, bu da ister istemez siyasi ağırlıklı oluyor. Salt olarak sadece iktidar partisini hedef alıyor değilim. Kendi mensubu olduğum siyasi partiyi ve liderini de sırası geldiğinde eleştiririm. Keşke hepimiz bunu yapabilsek. O takdirde bir uyarı görevini de gerçekleştirmiş olabiiriz.
Bütün tartışmaların sona ereceği huzurlu ve mutlu günler dileğiyle sevgilerimi sunuyorum.
Benim fikirlerim benim için doğru olduğu kadar, sizin fikirlerinizin de sizin için doğru olacağına inanıyorum. Zaten öyle olmasa fikirlerimizi savunamayız ki !.. Önemli olan bu fikirlerin ülkemizin ve ulusumuzun hayrına olmaları. Hiçbirimiz diğerimizin kopyası olmadığımıza göre fikirlerimizin farklı olmaları da doğaldır. Bunları karşımızdaki insanları rencide etmeden ifade edebilirsek düzeyli tartışmalar yaşanır ve bundan yararlı sonuçlar da alınabilir. Evet fikirlerimiz birbiri ile uyuşmuyor. Ancak, dikkat edilirse uyuşan taraflarının olduğu da anlaşılır. Örneğin, ikimiz de birlik ve beraberlik istiyoruz ve ikimiz de demokrasinin faziletinden yanayız. Tabii ki söz konusu olan , herkesin kendi tarafına yonttuğu değil de gerçek olan demokrasidir. İnşallah bir gün o da gerçekleşir.
Yazılarımı okumuş olmanızdan dolayı size teşekkür ederim. Ben de sizin yazılarınızı okumak istedim ve bazılarını okudum da. Edebi yönden son derecede güzel yazılar, ama içeriği bana ters geldi. Bu yüzden sizi kırmamak için yorum da yapmadım. Zira herkesin kendine göre bir uslubu var. Ben ölke sorunlarıyla daha çok ilgileniyorum, bu da ister istemez siyasi ağırlıklı oluyor. Salt olarak sadece iktidar partisini hedef alıyor değilim. Kendi mensubu olduğum siyasi partiyi ve liderini de sırası geldiğinde eleştiririm. Keşke hepimiz bunu yapabilsek. O takdirde bir uyarı görevini de gerçekleştirmiş olabiiriz.
Bütün tartışmaların sona ereceği huzurlu ve mutlu günler dileğizle sevgilerimi sunuyorum.
Benim fikirlerim benim için doğru olduğu kadar, sizin fikirlerinizin de sizin için doğru olacağına inanıyorum. Zaten öyle olmasa fikirlerimizi savunamayız ki !.. Önemli olan bu fikirlerin ülkemizin ve ulusumuzun hayrına olmaları. Hiçbirimiz diğerimizin kopyası olmadığımıza göre fikirlerimizin farklı olmaları da doğaldır. Bunları karşımızdaki insanları rencide etmeden ifade edebilirsek düzeyli tartışmalar yaşanır ve bundan yararlı sonuçlar da alınabilir. Evet fikirlerimiz birbiri ile uyuşmuyor. Ancak, dikkat edilirse uyuşan taraflarının olduğu da anlaşılır. Örneğin, ikimiz de birlik ve beraberlik istiyoruz ve ikimiz de demokrasinin faziletinden yanayız. Tabii ki söz konusu olan , herkesin kendi tarafına yonttuğu değil de gerçek olan demokrasidir. İnşallah bir gün o da gerçekleşir.
Yazılarımı okumuş olmanızdan dolayı size teşekkür ederim. Ben de sizin yazılarınızı okumak istedim ve bazılarını okudum da. Edebi yönden son derecede güzel yazılar, ama içeriği bana ters geldi. Bu yüzden sizi kırmamak için yorum da yapmadım. Zira herkesin kendine göre bir uslubu var. Ben ölke sorunlarıyla daha çok ilgileniyorum, bu da ister istemez siyasi ağırlıklı oluyor. Salt olarak sadece iktidar partisini hedef alıyor değilim. Kendi mensubu olduğum siyasi partiyi ve liderini de sırası geldiğinde eleştiririm. Keşke hepimiz bunu yapabilsek. O takdirde bir uyarı görevini de gerçekleştirmiş olabiiriz.
Bütün tartışmaların sona ereceği huzurlu ve mutlu sünler dileğizle sevgilerimi sunuyorum.
Muhterem kardeşim sizi kırdımsa affedin. Elbette fikir beyan edeceksiniz. Ama fikrinizin mutlak doğru olduğuna da iman etmeyeceksiniz. Bilemediğimiz, gizlenen şeyler de olabilir.
O nedenle tahripkar olabilecek yazılar yerine tansiyonu düşüren yazıları tercih etmeliyiz.
Size katiyen şahsi bir garezim olamaz. İşim gücüm yok da niye sizinle uğraşayım. O hisse kağılmanız her halde değer verip yazılarınızı takip etmemdendir. Keşke sizde bana değer verip her yazımı okusanız.
Fikirlerimiz genelde çelişiyor. Bu suç mu?
Şeliştiğim ve katılmadığım noktaları nedeni ile izah etmem suç mu?
Sebebi ne olursa olsun demukrasiye müdahaleye karşıyım. Avrupa parlementer sistemde her şeyi çözüyorsa biz de çözmeliyiz.
Bu benim kanaatim. Bunu söyleyip fikirinize katılmamam anaormal mi?
İktidarı yıkamayan mualefet ihtilalden medet ummaktadır. ona zemin hazırlamaktadır. Basireti bağlanmış siyasiler olmasa ortalık bunca toz duman olmazdı.
Ama yine de DEMOKRASİ diyorum.
İnşallah beni daha yakından tanır ve artniyet yada garez gibi duygularla hareket etmediğimi anlarsınız.
Saygılar ve selamlar.
Bir taraftan AB'ye mahk^m değiliz diye ahkâm keseceksin, diğer taraftan AB'ye almazlar diye teröristlerin ayağına kırmızı halı sereceksin ! Acizlik dediğin böyle olur. Ülke yönetmek aciz insanların işi değildir. Yeter bu ülkenin kaybettiği kan ! Şunu yaparsak almazlar, bunu yaparsak kızarlar ! Nerede o Kasımpaşa delikanlılığı ? Sadece masum halka söker değil mi ?
Ben gerçekten iyi niyetle bir öneride bulunuyorum ve bu önerimde israrlıyım. Önerim, bu kadar karışımış olan ortalığın durulması içindir. Sıkıyönetimden bu kadar korkulmasını gereksiz buluyorum. 1960 öncesi ve 1980 öncesi ülkemizde yaşanan olayları anımsadığımda, her türlü olumsuzluklarına rağmen, ihtilallerin yine de, ülkeyi daha kötü durumlara düşmekten kurtararak yarar sağladıklarını düşünüyorum.
Sıkıyönetimle ihtilalleri bir tutulmasına şaşırdım. Ben ihtilal istiyorum demedim, var olan anayasa ve yasalarımız çerçevesinde sıkıyönetim ilan edilmesinden söz ettim. Askerimiz gerek iç, gerekse dış güvenliğimizin teminatıdır. Siyasiler ülke ortamını bu durumlara düşürünce vatandaşın bu tür önerilerde bulunmasını yadırgamamak gerekiyor. Hem askerlerimizden bu kadar korkulmasının nedenini de anlamış değilim. Bu vatan uğruna canlarını veren ve şehit düşen insanların geçici bir süre için ülke yönetimine katkı sağlamasının ne gibi kötü bir yanı olabilir ki. Üstelik sıkıyönetimler vatandaşın belli bir kesimine hizmet etmezler ki. Onlar, her etnik kökenden gelen vatandaşlarımız için güvencedir.
Her gün askerlerimizin şehit edildiği, polisimize saldırıldığı, karakollarımızın basıldığı ve yakıldığı, her gün yeni yeni bölücü isteklerle devletin karşısına çıkıldığı bu ortamın oluşmasında siyasilerin büyük paylarının olduğu inkar edilebilir mi? Bu olumsuzlukların durup dururken ortaya çıktığını kim söyleyebilir ki. Ayrıca siyasi terör olayları dışında, asayişle ilgili daha bir çok olayın yaşandığı görülmüyor mu? Bugün, maalesef sadece öğrencilerimiz değil, her etnik kökenden vatandaşımız bulundukları ortamlarda, evlerinde, işyerlerinde, marketlerde ve hatta pazarlarda alışveriş yaparlarken bile güvenlik korkusu yaşar hale gelmişlerdir. Öneri veya eleştirilerde bulunulurken bu gerçeklerin gözardı edilmemesi gerekiyor.
Ben bilmediğim konularda ahkam kesen biri değilim. Sözünü ettiğim hususlar herkesin gözü önündedir. Ben bütün içtenliğimle yaşanan bu olumsuzluklara çare bulunmasını istiyorum. Sıkıyönetim isteğim faşist bir yönetimi çağrıştırmamaktır. Çünkü ben askerlerimizi hiçbir zaman bu nitelikte görmedim. 30 ve 50 sene öncesine nazaran ülkemizin fikri yapısında büyük gelişmeler olmuştur. Modernleşme yanında, daha demokratik olması gereken bir çağdayız. Sahip olduğumuz nimetlerin iyi paylaşılamaması ve ülkenin taraflı idaresi istenmeyen sıkıntılar yaratıyor. Gerçekçi bir anlayışla sorunlara çözüm getirilmesi ihtiyacı ile karşı karşıyayız. Siyasetçiler büyük yanlışlık içindeler ve vatandaştan aldıkları oyları hazmedemeyerek demokrasi dışı uygulamalara yönelmiş bulunuyorlar. Ne yazık ki, bunların içinde sıkıyönetim en demokratik çare olarak görülmeye başlamıştır.
Ülkeyi yönetenlerin beyinleri olduğu gibi, bu ülkede yaşayan bizlerin de beyinleri var. Ben beynimi ve yasal çerçeveler içindeki düşüncelerimi hiç kimeye tutsak etmeyeceğim. Ben bütün yaşamım boyunca, kendi işimi, yani hekimlik mesleğimi; en iyi şekilde, aralarında hiçbir ayırım yapmadan bütün vatandaşlarıma en yararlı bir biçimde sundum. Aynı şeyi yapmakta devam ediyorum ve edeceğim de.
Bana sataşmayı kendisi için adeta bir görev haline getirmiş olan Engin Tatlıtürk arkadaşımızın, ne iş yaptığını bilmiyorum ama işini en iyi şekilde yapmakta olduğunu sanıyorum. Bu yüzden ona "Git köşende otur" deme hakkımın olmadığını da biliyorum. Bu memlekette yaşayan bütün insanların düşüncelerini açıklama haklarının olduğuna ve bu haklarını kullanmalarına engel olunamayacağına inanıyorum. Düşüncelerin açıkça ortaya konmasında ülkeye zarar gelmez. Zarar verenler, karanlık fikirler ve kapalı kapılar ardında oynanan oyunlardır.
Bana bu düşüncelerimi açıklama fırsatı verdiği için Engin Tatlıtürk'e teşekkürler.
Sevgilerimle...
Yazınız iyi niyetle yazılmış. Lakin olağan üstü yönetim yada sıkı yönetim gibi demokratik olmayan onerileri çarçabuk, panikleyerek nasıl önerirsiniz?
Polis daha sert yüzünü bile göstermem,şken.
Üstelik bu insanlar kışkırtılmişda olsa, dağ kadrolarından şehire inmişde olsa bizim insanımız.
Öncelikle kazanmaya çabalamalıyız.
Sıkı yönetimlerin bir işe yaramadığını 12 Eylül ihtilaline zemin hazırladığını görmüştük.
Orta öğrenimde ki farklı okulda okuyan oğlum ve kızım anlatıyor.
" Baba Kürt arkadaşlarımız tedirgin. Korktukları yada dışlandıkları için Kürt oduklarını bile gizliyor, ısrarla inkar ediyor " diyor.
Canımızdan can veremeyiz.
Gerilim düşmeli ve barış sağlanmalıdır. Ama bunu asker değil evvela siyasiler denemelidir.
40 yıldır askeri tedbirler sorunu çözdü mü?
Çün kü kaynağı dışarda.
İdam gelse Apo asılsa, yeni Apolar icat ederler.
Devletin her şeyi derinliğine bilip düşünen beyinleri yok mu?
Sen en iyi bildiğin işi yap.
Siyasiler ve askerlerde kendi işlerini.
saygılar.
Benimde aklıma takılan sorulardan birisi; bu muhalefet parti başkanları ne işe yararlar?
Dedikodu kazanı kaynatmaktan başka ne iş yapar bunlar?
Hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için deme vakti geldi geçiyor, bunlar neyin hesabını yapmakla meşguller acaba??
Ya biz yıllardır sayın Baykal'ın tarzına alıştık, peki sayın Bahçeli ne yapıyor?
Kazan peşine düşme zamanı değil Ülkemiz kan gölüne dönmek üzere!
Yani bu kadarına pes doğrusu. Olur da bu kadar vurdum duymazlık olmaz!
Yaşatılan ezalar milletimize reva değil bilinsin artık!
Ocak söndürenin ocağı tütmez, unutulmasın!
Yetim bırakılan yavrunn ahı yerde kalmaz unutulmasın!
Dilekçenize eklenti olsun.
Saygılarımla ..