Kızsal muhabbetler(37)(i)................
-Sedaaaaaaaaaaaaaa iyi ki geldin.
Uzun arkadaşlıkların iyi yanı burda işte.Bu her hali bilme halleri.Ses tonundan ,konuşmasından ruh halini sezme hatta sezişten de öteye geçme.Bilme ,emin olma halleri.......
Seda Leylanın ses tonundan ,Sedaaaaaa diye uzatışından anladı ,üzgündü Leyla.Zaten telefonda da sesi iyi gelmemişti.
-Leyla noldu?Neyin var?
-Sorun da burda olan bişey yok.Ben yokmuşum gibi davranıyo Seda.Vedata bir haller oldu?
-Leyla üzerine gitme belki bir derdi vardır.İncifer de gitti ama hala tartışmalarınız devam ediyor, anlamadım gitti.
-Seda beni hiç aramıyo.Kuru,kupkuru bikaç mesaj.Nerdesin?Eve vardın mı?Bunlardan öteye geçmiyo mesajları.
Seda Şeyh Galibin mısrasını anımsadı.Aşkın daha iyi tarifi var mıydı?
-Ahh Leyla işte bak aşk bu.Şeyh Galibin de dediği gibi:
’’Cennet gibi görünen cehennemdir aşk’’
-Seda çok güzel demiş şair de sen söyle nasıl kurtulurum bu cehennemden.
-Hiçbişey yapmayarak.
-Nasıl yani?
-Evet.Hiçbişey yapmayacaksın.Sadece sabret ,bekle.
Leyla ile Sedayı koltukta ellerinde karanfilli çaylarıyla bırakıp,kumral gencin odasına girelim biz.Sinan yeni çıktı duştan.Üzerinde bornozu var.Pembe renk.
-Anneeeeeeeeeeeee bu bornoz niye pembe ?
-Amann abi pembe bornoz giyince, erkekliğe zeval mi geldi sanki?
Sinan kardeşinin mutfaktan gelen sesine cevaben:
-Didem ya kaç kez diyicem bu salak bornozu benim odama koymayın!
Renkler ve erkekler!Erkekliği renklerde sanan erkekler!
Sinan,bornozun pembeliğinin verdiği dişilik hissinden kurtulmak için elini erkekliğine attı.İşte yerindeydi.
-19cm.
Sinan kendi kendine gülmekte şimdi.İlk defa penisini ölçtüğü günü anımsadı.19 çıktığı anda hissettiği gururu hatırladı.Şu an Sinan pembe bornozun sözüm ona kadınsılığından kurtulmak adına bornozu çıkardı.Siyah olamamış ,mavinin koyuluğuna gönül vermiş,lacivert bir eşofman giymekle meşgul.
O giye dursun, biz kızların yanına gidelim.Sohbetleri gide gele Fatihe gitmiş.Aşk,Vedat,Şeyh Galip.....
Bu sohbet nasıl Fatih’e gitti bilinmez ama Leylanın Sedaya anlattığı hikayeyi dinleyelim beraber.Fatih kim mi?Kim olacak Mehmet olan, Sultan olan Fatih.Oooo Leyla hikayeye başlamış bile.
Leyla:Fatih Rum mimarın elini kestirmiş.
(Leyla çayları tazelemeye gitti.Hikayenin buraya kadar olan kısmını kaçırdık ,ben anlatayım Leyla gelene kadar.)
Fatih Sultan Mehmet bir Rum mimara (sanırım mimardı)bir yapı yapmasını emretmiş.Nasıl istediğini anlatmış.Rum mimar yapıyı yapmış ancak bir yerini Fatihin istediği şekilde yapmamış.Esasında olması gerekeni yapmış ama Fatih çok sinirlenmiş Rum Mimarın elini kestirmiş.
İşte Leyla geldi devam etmesini bekleyelim.
-Hadi Leyla sonra nolmuş?
-Seda sen bu kadar sabırsız değildin.Anlatıyorum.O dönemde Fatih bir yasa çıkarmış.Halk istediği takdirde ,hükümdarı bile mahkemeye verebilirmiş.Rum mimar da Fatihi mahkemeye vermiş.Esasında bir şey beklediği yokmuş ama izzeti nefsinden yapmış işte.Mahkemede Fatih bir köşeye çekilmiş ancak kadı:
-Siz şuan hükümdar değil sanıksınız diyip, ona kalkmasını söylemiş.
Fatih sanık konumunda.Mahkeme Fatihin haksız olduğu kararına varmış.Dönemin hükümleri gereğince Fatih ne yaptıysa aynısı ona yapılmak zorunda.Yani Sedacığım Fatih Rum mimarın elini kestirmişti ya, mahkeme de Fatihin elini kesmeye karar veriyor.
-Vay canına.Eeee sonra noluyo?
-Rum mimar çok şaşkın.Böyle bir kararı hayal bile etmemiş.Mimar karara razı olmadığını söylüyor.Sonunda kadı mimara aylık gelir bağlanmasına karar veriyor.
-Bu kadar mı Leyla?
-Olur mu?Asıl hikayenin özü ,sonda.Dinle!Mahkemenin sonuçlanmasıyla birlikte Fatih Kadının karşısına dikiliyor.
-Eğer ben padişahım diye korkup,haksız hüküm verseydin seni bu kılıcımla öldürecektim.
-Vayyy.
-Vay ya.Ama asıl kadı ne yapıyo biliyo musun?Önündeki sayfaları kaldırıyor altındaki hançeri gösteriyo ve:
-Hükümdarım eğer siz de padişahlığınıza güvenip,hükme karşı gelseydiniz bu hanceri göğsünüze saplayacaktım.
-Leyla çok güzeldi.Fatihin adaleti bu işte ya.
-Yaaa ama gel gör ki Onun torunlarının adaletten anladığı sadece bir kelime oluşu.Üstelik bu adamlar ’’ Biz Fatih torunlarıyız ’’diye övünürler yeri gelir.
-Yaaa öyleee.....
Hikayeyi sevdiniz mi bilmem?Gerçek oluşu,manidar oluşu,mesaj verişiyle ben çok beğendim.Leyla hikayesini bitirdiğinde kumral genc (bizatihi Sinan)yemek yemekte.Kardeşi Didem odasında şu dizeleri mırıldanmakta:
’’Ağlatmayacaktın,yola baktırmayacaktın
Ol vade-i tekrar, be tekrar unutma’’(Esrar Dede)
Bu kız nasıl biri?
İyi biri.Gerçekten.Zamanla göreceksiniz.Türk Dili ve Edebiyatı bölümü birinci sınıf öğrencisi henüz.
Neyse herkesi kendi halinde bırakıp, son vereyim yazıya.