İçimizdeki Çocuklar...
İsimleri olup olmadığını bilemediğimiz,saç ve göz rengi hakkında,bilgi sahibi olamadığımız çocuklarımız vardır.Yıllar geçmiş olsa da hiç büyümezler.
Bazılarımız onları,her zaman içinde saklar.Bazılarımız ise saklamaz,ortalığa çıkarır.
Uslu ya da şımarık oldukları hususunda;ortalıkta bulunanların vermiş oldukları kararlar neticesinde,takdir edeceğimiz veya etmeyeceğimiz,çocuklarımız..
Ya da ortalıkta bulunanları eleştirmemize neden olacak çocuklarımız...
Onlar;masumiyetlerini tartışma dahi yapmadığımız,masumiyetlerinin samimiyetine inandığımız çocuklarımızdır.Her zaman,zarar görmemelerini ister ve kalplerinin kırılmasına neden olacak,her türlü kötülükten koruruz.
Onlara gözümüz gibi bakarız..Çünkü onlar,yaşama sebebimizdir.Yaşama sebeplerimiz oldukları için,onları taklit etmeye çalışan içimizdeki çocukları ayırt etmek isteriz...
Taklit yeteneklerinin üstün olduğunu bildiğimiz içimizdeki çocukları,çocuk parklarına götürürüz.Kaydıraklardan kaymalarını,salıncakta sallanmalarını,tahterevalliyle eğlenmelerini isteriz.İçimizdeki çocukların,isteklerimizi yerine getirip getirmemelerini beklemek,uzun sürmez...
Yaşamış oldukları hayatlarda;her şeyi dalgaya almasını öğrenmiş olduklarından,kaydırak yerine,dalgaları üstünde kaymayı daha akıllıca görürler.Deniz ve kerizin,birlikte yer aldığı cümleden,ilham aldıkları,düşünülür.
Salıncaklarda sallanmayıp,sallama yetenekleri olduğundan;kendi kendilerini değil de çıkar gözetemediklerini sallarlar.Tahterevalliyle eğlenmek yerineyse;karşılarına çıkanlarla eğlenmeyi daha önemli bulduklarından,tahterevallinin keyfini çıkartmadan,göçüp gideceklerdir...
Onlar içimizdeki çocuklardır....
Bizim olduklarını bildiğimizden şüphe duymadıklarımız,çok sevdiğimiz,içimizdeki çocuklarımız,bir yana;İçimizdeki çocuklar diğer yana.....