YAZ AŞKIM 2
Günleri sakin ve sesiz geçiyordu. Buraya geleli bir ayı geçmişti, bazen çok soğuk oluyor, kar durmadan yağıyor, ara sıra köylülerle sohbet ederken zaman akıp gidiyordu.
Mart ayına girmişlerdi, günler uzamaya, karlar erimeye ve toprak görünmeye başlamıştı.
Havalar düzeliyor, tabiat canlanıyordu .Ağaçlar yavaş yavaş yeşeriyordu artık.İlkbahar kendisini gösterecek, papatyalar, laleler açacaktı. Yaradan’ın kullarına verdiği bir nimet olan doğada, günleri ders çalışmakla geçiyordu. .
Köylü ile de anlaşmış, hem derslerine çalışabilmiş, hem de iyi bir moral bulmuştu. Gitmeyi henüz düşünmüyordu ‘’İmtihanlara yakın giderim.’’ diye düşünüyor, belli bir tempo içinde çalışıyordu.
Köyde yavaş yavaş faaliyetler başlamıştı, burası turistik bir yerdi, nisan ayında turistler gelmeye başlıyordu.
Mart ayı da çıkmıştı, etraf öyle güzelleşmiş ki… Ağaçlar çiçek açmış, dağlar kar çiçekleri ile süslenmiş, laleler ve papatyalar bir birleri ile yarışa geçmişlerdi. Etraf cenneti anımsatıyordu.
Karlar eridikçe dere çoğalmış, balıklarla dolmuştu.
Rabbim kullarına öyle güzel nimetler sunuyordu ki… Kiraz ağaçlarının çiçekleri, elma ağaçları ise ayrı bir güzellikte. Doğanın en güzel günleri başlamıştı.
Artık turist kafileleri gelecek diye köylüler heyecanlı bir bekleyiş içindeydiler.
Bir gün Mustafa, dere kenarına sandalye atıp oturmuş, dereyi seyre dalmıştı.
Ders çalışmak zor geliyordu, tabiat güzelliği sarmıştı bedenini, tatlı bir meltem vardı. Deredeki balıkları seyre dalmıştı.
Köyün girişinde otobüs belirdi, ilk turist kafilesi geliyordu. Görenler heyecanla ‘’Gelenler var!’’ diye birbirlerine haber veriyor, tatlı bir heyecan yaşanıyordu.
Otobüs gelip büyük pansiyonun önünde durdu, kapılar açıldı. Misafirler yavaş yavaş inmeye başladılar, yüzlerinde yorgunluk ifadesi vardı. Gelenler Türk turistlerdi.
Güneyden geliyorlardı ‘’Hoş geldiniz’’ sesleri arasında bir bir iniyor, yorgun ama mutlu gülücüklerle köylüye selam veriyorlardı.
Gençler, yaşlılar kadın erkek herkes inmişti. Son inen çok güzel bir kızdı, biraz solgun görünüyordu. Elini başına koydu bir an öyle kaldı. Yanına arkadaşları gelip ‘’Ne oldu, nasılsın?’’ dediler. Eli ile iyi olduğunu ifade etmeye çalıştı ama başaramadı.
Bir an kendini kaybetti, bir telaş oldu. ‘’Aman Allah’ım, fenalaştı!’’ sesleri etrafa yayıldı.
Herkse başına toplandı. Köyden biri ‘’Mustafa oğlum, bir baksan..’’ deyince koşup geldi.
‘’ Bir dakika açılın, ben doktorum.’’ Dedi. Genç kız arkadaşının kucağında yatıyordu. Mustafa nabzına baktı,’’Yavaşça bir yere yatıralım.’’ Dedi.
‘’Nesi var, hasta mıydı?’’ diye sordu. ‘’ Yok, sadece araba tuttu.’’ Dediler. Birkaç kişi yardım edip yukarı odasına çıkardılar, yatağa yatırdılar.
Mustafa tansiyon aletini alıp baktı, tansiyonu çok düşüktü. Kendine gelmesi uzun sürmedi.
Gözlerini açtığında yabancı ama gülen iki siyah göz gördü. ‘’Nasılsın?’’ diyordu genç kıza. Kız etrafına bakındı, arkadaşını arıyordu. Solgun yüzü, iki yeşil göz, sarı saçları ile ‘’İyi’’ dedi. Elini başına götürdü ‘’İyiyim’’ dedi.
Yanında arkadaşı sevecen bir sesle ‘’Korkuttun bizi ama hepsi geçti’’ diye saçlarını okşadı.
‘’Aynı bir çocuk gibi, haydi toparlan canım.’’
Sonra doktora döndü ‘’ Teşekkür ederim, ilgilendin. Ben Ayla bu da kardeşim Leyla.’’ Dedi.
Genç doktor ‘’ Bende Mustafa, tanıştığımıza memnun oldum.’’ Diye cevap verdi.
Dışarıdan sesler geliyordu, herkes merakla nasıl oldu diye soruyordu. Araba tuttu, yollar çok virajlı diye yorum yapıyorlardı.
‘’Evet’’ dedi Ayla,’’ Yollar çok kötü, bizi mahvetti.’’ yine kardeşine döndü,
‘’Nasılsın canım?’’ dedi.
_ İyiyim abla iyiyim.
_Kalkabilecek misin?
_ Bir deneyeyim.
Ablasının yardımı ile yatağa oturdu, sarı saçları omuzlarından döküldü, eli ile arkaya attı.
Sonra doktora gülümseyerek ‘’Özür dilerim, sizi korkuttum.’’ Dedi. Ses tonu öyle güzeldi ki sanki kelimeler şiir okuyordu.
Yeşil yosunlu gözlerinin içinde yıldızlar göz kırpıyordu, bu gözler tabiatın en güzel yeşilini almıştı sanki. Bakışları masum bir çocuk gibiydi. Mustafa çok etkilenmişti, o da gülümseyerek ‘’Yok, sadece telaşlandık, kendini nasıl hissediyorsun?’’ dedi.
Genç kız iyi olduğunu, yalnız elini yüzünü yıkamak istediğini söyledi. Mustafa, gelin göstereyim diyerek genç kızın elinden tutup kalkmasına yardım etti. lavaboya kadar götürdü. Ablası da ardından gelmişti.
Genç doktor ‘’ İzninizle ben gideyim, bir şey olursa ararsınız.’’ Diyerek çıktı.
YORUMLAR
Sevgili Ayşe hikayecileri yalnız bırakmayıp, yol arkadaşı olduğun için sana minnattarız. Bu yolda birlikte iyi hikayeler çıkaracağımıza inanıyorum. Çok güzel bir anlatım dilin var. Sıkılmadan okuyoruz. Galiba ufukta aşk görüldü... Hadi hayırlısı... tebrikler... sevgiler...