seviyor muyum?
Sevmek…
Seviyorum demek…
Papatya falı gibi..bir seviyor ,bir sevmıyoruz.düşündük mü acaba.?Gerçekten seviyor muyuz ?
Karşılık beklemeden..
Sahiplenmeden..
Sorgulamdan..
Ölçü nedir ?
Kaç gram?
Ya da kaç ton diyeyim ?
Bir şeyleri feda mı etmek lazım?
Yoksa hiç sorgulamadan yaşamak mı?
O kadar çok söz ,kelime sarfedilmiş ki..sevgi ve sevmek adına..belkide bu fanı dünyada,en cok kafa yorulan,dil dökülen,türküler söylenen,şiirler yazılan ..yada yaşada gör denilen bir güzellik….Sevda tarih bile yazmış..Padişahlık dönemine kızar eleştiririz…bir kişi emir verecek bütün halk ta onun emrine itirazsız uyacak !!!Oysa biz sevgi ile bunu zaten yaşıyoruz.Sevgi girdiği kalpte..odada..yuvada..kendinden başka hiçbir şeyi.bırakmadan tıpkı sel gibi alıp götürür..Kendinden başka padişahı asla kabul etmez…yok eder..
Sevecenim ..
Duyarlıyım..diyebiliyor muyuz?
Gelin iki dakıkamızı ayıralım ve düşünelim..
Seviyormuyuz ?
Komşumuzu tanımaz olduk..Bakkala selam vermez olduk…Bizim attığımız pisliği toplayan o insanlara nasılsın buğun dediniz mi?marketten çıkmadan önce çocuklara veririm diye şeker aldınız mı.?arabada annesini rahatsız eden çocuğa hemen hazır olan şekeri verdiniz mi? Yada mahallenizde oyun oynayan çocuklar sizi gördüklerinde koşarak yanınıza gelip, nasılsın amca veya nasılsın abla diyecek kadar yakın mısınız onlara ? Yada hiç karşılık beklemeden birine yardım elimizi uzattık mı?( Maddi degil.)!!!yoksa cevabınız aman banane..kimseye iyilik yapmayacaksın.sonra açı cekerim mi?
O zaman itiraf edelim ..bizim sevgimiz çıkara dayanıyor !
Sevgiyle baktığımız pencerenin ve o pencerenin genişliği ne kadar ?
Kimi sev beni seveyim seni diyor..ne kadar sevgi o kadar sevgi..ticaret gibi..ama farkında değil..
Hiçbir şey beklemeden sevebilir miyiz ?
Tıpkı bir çiceği sever gibi..o hiçbir zaman size karşılık veremez.bir hayvanı demiyorum .bilirsinizki..sadık olurlar ,sizi bırakmazlar ,dizinizde oynaşırlar..ama çicekler ..ağaçlar ..
Verdiğiniz sevgi enerjisi ile çicek açar..meyve verir..Karşılıksız olan sevginize oda varını koyar…..
Yoksa biz sadece karşı cinsimi sevebiliyoruz …?
Bize hak tarafından sunulan en güzel hediyeyi ,bizde insanlara hiçbir karşılık arzu etmeden sunabilir miyiz? Allah bana bu hediyeyi sunmuş..sizede sunmuş…Ben bu hakkımı kullanmak istiyorum..kim engel olabilir ki ???
Seviyorum..
Seviyorum…
Seviyorum..
Hiç cevap beklemeden..kainatın bana sunduğu gibi, size sunduğu gibi..
Gelin sevmek için hep beraber yorulalım ……
YORUMLAR
yazıdan snra seviyorummm diye bağırmak istedim ve etrafımda çok sevildiğimi fark ettim halacım bu ne güzel sözler olmuş ..
sevgi işte böyle birşey hiç bir karşılık beklemeden sevmek sevmek sevmek yorulmadan usanmadan sevmek sevilmek
bir ot bile sevgi ile büyüye biliyorsa biz insanlar için çok güzel piskolojikmen bir destektir aslında bir nevi
kutlarım bitanemmm halam yine harika olmuş
böyle güzel yazmada bizide görsünler :))))
şaka şaka.. :)
Sevgi adına bir hikaye bunu okuduğum da herkezle paylaşmayı ço istemiştim kısmet ezom'un yazısınaymış
Yavuz Sultan Selim Han, Mısır'ı fethettiğinde bir süre orada kalır. İdareyi eline alıp kendi hâkimiyetini yerleştirmek için bu elzemdir. Bu sırada bir çadırda kalıyor. Çadırı süpürüp temizleyen, yemeği yapan Mısırlı bir cariye vardır ki, Yavuz Selim Han sabah çıkınca, cariye geliyor, akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyor, akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor.
Cariye nasıl olduysa bir kaç defa Yavuz Sultan Selim Hanı görür ve Ona âşık olur.Cariyenin aşkı dayanılmaz boyutlara ulaşıp da kalbine sığmaz hale gelince, ne yapacağını bilemez halde Halifeye açılmaya karar verir.. Halifenin karşısına çıkma cesaretini kendinde bulamadığından, yazıyla ilân-ı aşk etmeye karar verir. Ve üç kelimelik bir not yazarak Halife hazretlerinin yatağına bırakır. Notta sadece üç kelime yazılıdır:
“seven gönül neylesin?”
Akşam çadırına gelip de yatağının üzerinde küçük bir kağıt parçası bulan Yavuz Sultan Selim Han, kağıdı okuyunca bu notu yazanın, çadırını süpüren cariye olduğunu anlar. Ve kâğıdın arkasına cevabını yazar:
“hiç durmasın söylesin.”
Kâğıdı aynı yere bırakır. Sabah olunca da çıkıp gider. Bir müddet sonra Cariye temizlik için çadıra geldiğinde ilk iş olarak kâğıdı arar. Kâğıdı bıraktığı yerde duruyor bulur. Kaparcasına kâğıdı alıp okuduğunda heyecanı bir kat daha artar. Halifenin cevabından cesaretlenen cariye, kâğıdı çevirip dünkü notunun altına şu cümleyi ekler:
“Korkuyorsa neylesin?”
Akşam olur. Halife çadıra döner. Kâğıdı okur ve cevabı yazar:
“Hiç korkmasın söylesin.”
Sabah bu cevabı okuyan cariye artık kararını vermiştir: Aşkını bu akşam halifeye söyleyecek. Ne olacaksa olsun artık. Ve o gün temizliği bitirdiği halde gitmeyip Halifeyi beklemeye başlar. Yavuz Sultan Selim Han akşam çadıra dönünce cariyeyi kendisini bekler bulur. Cariye, Halifeyi görünce hemen ayağa kalkıp temenna durur. Yavuz Selim Han "Buyurunuz, sizi dinliyorum" deyince, cariye tüm cesaretini toplamaya çalışırken, titreyen ellerini gizlemek için elleriyle dirseklerini tutarak kollarını kavuşturur. Heyecandan yüzü kıpkırmızı olmuştur. Kalbi yerinden fırlarcasına atarken, titrek ve mahcup bir sesle: "Efendim...” der. “Cariyeniz... Size..." ve cümlesini tamamlayamadan yığılıp kalır.
Kalbine sığmayan aşkını söyleyemeden ruhunu teslim eden cariyenin, bu tertemiz aşkı karşısında Koca Halife gözyaşlarını silerek etrafındakilere şöyle der:
“Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin. Zira âşık, mâşukunun yolunda olur ve o yolda ölür.”
Yüreğinizden akanları alabiliyoruz. VERMEK-SEVMEK aslında ikiside sahip olduğumuz ilahi özellikler.
Yani asıl sahibi bunları bize bahşeden.
Peki kimden esirgiyoruz. Kardeşlerdenmi. veren ve seven'in eserlerindenmi. Yazınızda anlatılmak istenen aslında çok önemli bir konu. Bu sitenin müdavimleri arasındada bunu algılayamayacak birilerinin olduğunu sanmıyorum. Tebrikler.
"Hiçbir şey beklemeden sevebilir miyiz ?"
Sevmek işte orada başlar. Karşılığı beklenerek sevmenin alışverişten ne farkı kalır? Ha, sevgili bize dönerse... O da bahtımıza!
Bir şair arkadaşım şöyle diyordu bu konuda: "Seni seviyorsam, bundan sana ne!"
Buradan bir çıkış yolu izlenirse sevgi yolunda... Sevmek, işte o zaman yerini bulur.
Koparıp almaya dayalı bir sevgi sevgi midir, aşk mıdır; sevgi ve aşk kılıfına sokulmuş bir zorbalıktan başka nedir ki?
Merhaba Ezom,
Öncelikle sizi,sevgi dolu gönlünüzü kutlarım.Sevgi,sevenin özündedir,demiş eski bir ermiş.Yani,zorlama ile sevgi olmaz,Bir hayvanı,seven var sevmeyen var.Sevene sevgi özünden gelir.Sevgi ile yaratılmışız.Özümüz,evrensel öz,zaten sevgi.Daha önce yazdığım bir şiirimi naklederek son verirken,sizi bir kez daha kutlarım.Sevgilerimle...
ALLAH İÇİN SEV
Seversen, sevgin Allah için olmalı,
Bir ağacı, bir hayvanı, bir yağmuru ve dünyayı,
Hep zikir kardeşi olarak görmeli,
Onları ve her şeyi Allah için sevmeli.
Allah her şeye kendi özünden vermiştir.
Bir ağaç, bir hayvan ve evren özde birdir.
O halde kem gözle bakmak niye?
Seversen sevgin Allah için olmalı..
Hasan BELEK
06-06-2007
Sevmek…
Seviyorum demek…
Papatya falı gibi..bir seviyor ,bir sevmıyoruz.düşündük mü acaba.?gerçekten seviyormuyuz ?
Karşılık beklemeden..
Sahiplenmeden..
Sorgulamdan..
Ölçü nedir ?
Kaç gram?
Ya da kaç ton diyeyim ?
Bir şeyleri feda mı etmek lazım?
Yoksa hiç sorgulamadan yaşamak mı?
herşeyi olduğu gibi karşılıksız,gönülden ve doyasıya sevmek lazım...sevginin ölçüsü olmaz,olmamalı...
hele çocuklar...çocuk sevmeyenin imanından şüphe ederim ben...harika bir konu sevgili ezom...yüreğine sağlık..kutlarım..sevgilerimle...