- 527 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
HİKAYEM
Esnaf bir baba ve ev hanımı bir annenin ilk oğlu idi Yüksel,daha yedi yaşında idi.İlk okula başlıyacak olmanın heyecanı vardı o minik yüreğinde.Sevgi dolu,neşeli,kıpır kıpır,zeki’ydi.Orta halli bir ailenin oğluydu sonuçta,o yaşta bunun bilinci ve birazda babasının esnaf yapısının yansıması ile kendi başına para kazanmanın hesaplarını yapıyordu o yaşlarda.Neler yapmadıki? evlerinin bahçesinde bulunan erik ve dut ağaçlarının meyvalarını toplayıp paketliyerek satması,sıcak yaz günlerinde,otuz iki dişini trampet çaldırır abiii diyerek buz gibi su satması.Ve o ilk,üzerinde bir zenci ve onun kulaklarında kocaman küpeleri olan sakızı sattığı o ilk günü unutamıyordu Yüksel.O gün babasına gidip,
.........Baba bak ben bu sene okula başlıyacağım para kazanmak istiyorum.
Babası...Eeeee
.........Bana Yusuf abiden bir kutu sakız al onu satıp para kazanayım kazancımı alıp verdiğin sermayeyi geri vereyim
(Yusuf abi dediği babasının çarşıdan ermeni uyruklu,kırtasiye ve hırdavat işi yapan bir komşusu ve Yükseli evlatlık edinmek istiyecek kadarda çok seven biri) .
Babası içten içe gururlanarak oğlu ile.
Peki oğlum alalım bakalım bir kutu sakız ne yapacaksın der.
Yüksel buna çok sevinir ve Yusuf abisine gidip o zencili sakızdan bir kutu alırlar.Kutunun sermayesi 2.5 kuruştur satıldığında 5.00 kuruş toplaması gerekiyor Yükselin.
Büyük bir heyecanla sakız kutusunu güzel,dikkat çekici bir şekilde açıp satmak için doğruca çarşıdaki sinemanın önüne gider Yüksel.Sinema çıkışında dağılan insanların elindeki sakızların hepsini alabileceğini düşünüyordur,ama umduğu gibi olmadı çok az satmıştı.Buna çok üzüldü,ne diyecekti babasına şimdi? nasıl giderdi yanına? Aksilik bu ya eve gitmek içinde babasının dükkanının önünden geçmesi gerekiyordu.Ama o babasına görünmemek için yolu uzatarak çok ters yönden koşa koşa eve gitti ağlıyarak,gözleri ağlamaktan şişmişti.Annesi onu bu halde görünce,telaşla
Ne oldu oğlum der
Yüksel.Yok birşey anneciğim satamadım sakızları der ve hıçkırıklarla ağlamaya devem eder.Annesi her ne kadar Yükseli teselliye çalışsa bile mümkünmü onu susturmak.Tam o anda Yükselin gözü evlerinin karşısındaki otelin önüne yanaşmaya çalışan turist otobüsüne takılır ve birden sakinleşerek,annesine
.......Ben gidiyorum anneciğim
diyerek koşarak evden çıkar ve otobüsün yanına gelir bir Japon kafilesidir bu.Yüksel ön kapı açılır açılmaz içeri girer ve sakız sakız diye sempatik bir şekilde bağırır,turistler onu çok sever ve kutudaki tüm sakızlar bir anda biter.Yüksel ağlıyarak ayrıldığı annesinin yanına sevinçle döner,bir tane bile sakız kalmamıştır kutuda,ve 5.00 kuruş toplaması gerekirken fazla bırakılan paralar ile 7.5 kuruş toplamıştır..Düşüne biliyormusunuz Yükselin sevincini? ve o sevinçle babasının dükkanına koşar nefes nefese,
..........Babacığım bak sakızların hepsini sattım,al bu senin ilk sermayen 2.5 kuruş,buda yeni kutu için 2.5 kuruş
der kendince büyük bir başarı kazanmış olmanın gururuyla.Babasıda sevinir buna.
Yüksel artık usta bir satıcı olmuştur turistlere satış yapmaya başlar,sakız satışından başka bulunduğu şehrin kartpostallarınıda satmaya başlamıştır turistlere.Taaa ki okullar açılana kadar.
Yüksel daha o yaşta kendi başına birşeyler kazanabilmenin verdiği haz ile başladı ilk okula,ve çok başarılı bir öğrencilik yaşadı.
Selçuk Sen
]
YORUMLAR
Yüksel daha o günlerde ve o yaşlarda çocuklara sakız satmayı düşünmüşse; ailesine ve emeğe verdiği önemin bilincine ermiş müstesna çocuklardan olduğunu sergilemiş, turistlere ticareti ise tamamen zekasını iyi kullandığını...
böylesi temaların günümüz çocuklarına ihtiyacı var selçuk sen...sevgimle, canımsın...