- 1353 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YAĞMURLU BİR GECE VE SESLER
Saat gece 12,33. Fonda Sezen Aksu; kavaklar... Kalbimde titrek bir hüzün...Arkadaşlar çekildiler odalarına. Yalnızım. Odam ve ben. Ben ve odam. Dışarıda hafiften bir yağmur yağıyor. Şehir büsbütün uykuda. Gökyüzü yıldızsız. Pencereyi açıyorum. Islak bir rüzgar perdeleri savuruyor. İçeri giren havayı ciğerlerime çekiyorum. Yine kendimleyim. Issız ve tenha...
Kitaplar, gazeteler odanın her yerinde. Sigara izmaritleri, yanmayan bir çakmak,yarım bırakılmış bir bardak çay ve geçip giden zamanı dillendiren küçük Quartz saatim. İşte benim dünyam. Kitaplarım... Elimi onlara doğru uzatıyorum. Tek tek o dünyalara dokunmak, hissetmek istiyorum. Etrafımda hayatlar, yalnızlıklar uçuşuyor. Sesler, görüntüler çekip alıyor beni.
Bir hüzün coğrafyasında savruluyorum. Ne çok acı var diyor Zarifoğlu. ‘Yalnız aşkı vardır aşkı olanın’ diye sesleniyor Cemal Süreya. Bütün heybetiyle Bediüzzaman... Kerpiç bir evde Kuran okuyor. İmana ve kavgaya çağırıyor beni.Ağlayın diye haykırıyor yağmur gözlü bir derviş; yıllanmış günahlarınıza ağlayın, ürpermeyen kalbinize ağlayın... Geceyarısı şarkıları bestecisi, çığlık çığlığa çıkageliyor sokak başından; siz peygamberlere bile inanmadınız bana hiç inanmazsınız diyor ve hınçla devam ediyor yoluna... Bu yol uzundur/menzili çoktur/geçidi yoktur/derin sular var diyor Yunus. Yüreği sakallı bir adam Cağoloğlu yokuşunu tırmanıyor düşünceli... Yol uzun/uzak/kalbimizden başka bir pusula da yok gövdemizin cebinde.
Yağmur şiddetini artırıyor.. Gök gürültüsü, şimşek. Odam aydınlanıyor... Sanki yağmura tutuldum. Sırılsıklamım, üşüyorum. /Elimden tut yoksa düşeceğim/Yağmur beni götürecek yoksa/
Penceremde siluetler... Hüzünlü kadın yüzleri. Simsiyah,yemyeşil, kahverengi gözleri. Sonya, Nastenka, Nuran, Nihal, Bihter, Züleyha, Leyla, Aslı, Lamia,Monna Rosa, Sitare, Rüveyda... Hepsi birden bana bakıyor. Acının dili yok. Ben susuyorum. Şair konuşuyor:Bütün güzel kadınlar bana tanıdık gelir.
Hayatlar öyküler birbirine karışıyor...Kapı zili çaldı. Bir an duraksıyorum.Öykülerin ve şiirlerin dünyasından büsbütün sıyrılmış değilim. Yavaşca kapıya doğru yöneliyorum. Belki Raskolnikov’dur kapıyı çalan belki de Mümtaz yolunu şaşırmıştır.
...
saat:2,12. Bir sigara daha yaktım. Pencereyi açtım yeniden. Taksiden bangır bangır bir müzik yükseliyor bu saatte.. Müslüm baba soruyor: Kül yanar mı?