- 1009 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Yağmur'un Dünyası
İçimde adını kimsenin koyamadığı, doğuştan cenabet bir his vardı; ben biraz boşluk derdim kendisine, hırsızlıklara zorlardı beni. Onu sevmezdim ama karşı da koyamazdım. Yıllarca didindim, bir çocukluğu ve ilk gençliği böyle devirdim. Mutlu bir ailenin olgun annesi olma ümidimin kırıldığı gün boşluk beni içine aldı. Artık içimde olmayan fakat içinden de çıkamadığım bir şeye dönüştü. Ondan utandım. Günlerce dışarı çıkarmadım kendimi. Faşist bir diktatör gibi zulmettim kendime. Cesaretimi kırdım, heyecanımı öldürdüm, kendimden utandım. Kırılgandım, çekingen oldum; küfürbaz oldum, suskun oldum, çaresiz oldum; yetmedi şair oldum.
Demek isterdim.
Her şeyi oldum da bir onu olamadım. Güzel şiir yazan herkesten nefret ettim bir süre, sonra hepsine aşık oldum. Bana iki satır yazan her adama aşkla doldum. Taştım. Uslanmaz bir şımarıklıkla sevgi koparmak istedim hepsinden. Ben vermedim. Karşılığı olmayınca eğreti durdu üstümde sevgi. Ondan da sıkıldım. Kitaplar okudum, son cümlesini okur okumaz unuttuğum kitaplar. Şarkılar söyledim. Gün be gün yalnızlaşıyormuşum, bugün farkettim.
İnsanların anlamak istediklerini anladığım günden beri kendimi anlatmıyorum. Sadece onları dinliyorum, buna bayılıyorlar. Bunun onları nasıl çılgınlar gibi mutlu ettiğini deneyip görmelisiniz. Kendimizi anlatmalara doyamıyoruz. İlk gelen otobüse once binmeye çalışmaktan yorulmuyoruz. Kısıtlı sayıda insanın faydalanabileceği imkanlardan sona kalıp dona kalmak istemiyoruz. Hayat kaçıyor ya, kovalamadan yapamıyoruz.
Bir oda yaptım kendime burada, Kendime Ait Bİr Oda. Çocukların oyun evler gibi, dağıttım kelimelerimi dört bir yana. Arada gelip bir iki tanesini yanyana koyuyorum, kiminden harfler yontuyorum. Sonu gelmeyen hikayeler yazıyorum. Sonra kapımı sessizce kilitleyip çıkıyorum. Ne zaman ki biri canımı sıkıyor, ağlamak istiyorum mesela, bazen fazla duyarlı oluyorum; o zaman da çıktığımın aynı bir usullukla odama giriyorum. İncecik bir gölge gibi kelimelerden dünyamın içinde geziniyorum. Canım sıkılınca alt satıra geçiyorum. Kısa cümleler kurduğumda, yazdıklarımı beğenmeyip sildiğimde kendimi beceriksiz hissettiğim oluyor. Ağlayasım geliyor böyle anlarda. Ama burası benim odam ya, yine de kendi kendime şefkat gösterip saçımı başımı okşayıp dinginleşiyorum. Yalnızlık o zaman öyle keyifli geliyor ki huzur doluyorum. Ki sıcak bir fincandır benim için huzur. Sıcak iki fincan da katmerli huzurdur; ama savaş da olabilir bazen. Aşk olabilir bazen.
Keşke olsa… Sevilmeyi unutan kadın olmaktan geçtim de ya sevmeyi de unuttuysam.. Hayat belirtisi göstermeyen bir histir ki içimde, içim buna kanar durur. Ne de içli bir içim var. Ağlamasa da hiç olmaz.
Aman da benim dünyam. Aman da benim güzel saçlı dünyam. İyi ki varsın..
YORUMLAR
İnsanların anlamak istediklerini anladığım günden beri kendimi anlatmıyorum. Sadece onları dinliyorum, buna bayılıyorlar. Bunun onları nasıl çılgınlar gibi mutlu ettiğini deneyip görmelisiniz. Kendimizi anlatmalara doyamıyoruz. İlk gelen otobüse once binmeye çalışmaktan yorulmuyoruz. Kısıtlı sayıda insanın faydalanabileceği imkanlardan sona kalıp dona kalmak istemiyoruz. Hayat kaçıyor ya, kovalamadan yapamıyoruz.
KENDİNİZLE SÖYLEŞİNİZ DERS VERİR NİTELİKTEYDİ.
KUTLARIM YAZAN YÜREĞİ.SAYGIM VE SEVGİMLE...SELAMLAR EFENDİM...