- 1092 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanlık
Bazen düşünceleri değiştirmek, hayatın daha da anlamlı olmasını sağlamak geçiyor içimden.
Nedendir bilmem her şeyi aynı görmek ya da katlanılmaz kılmak işimi zorlaştırıyor.
Belki zamanla alıştığım, hani onlarsız bir şey yapamayacağımı sandığım anda birden paniklediğim zamanlar...
İşte bu anlamsız panikler hayatın akışını zorlaştırırmış.
Belki stres kaynaklı olarak adlandırdığımız zorluklar bizi hayatın en ücra köşesinde sığıntı yapmaktaymış.
İnsanlar, gerçekten bizler yani üstün meziyette olan insanoğlu; her nedense kendine kötülük yapar. Yapılan her ne ise, belki hayatın kolay geçmesine nedendir ama ya sonrası...
Bilerek nasıl yapar bu kötülüğü;
Yaptığı katkı maddeleriyle, denizleri en feci olarak kirlettiğinde, ilacın kimyasını değiştirdiğinde Allahın yarattığını değiştirmeye kalktığında.
Zekâsı çok olan milletiz vesselam, ama niye bizler hep hazırcıyız?
Niye?
Bunu sorgularken kendimi de içine katarak.
Alışmışız sanırım hazır yemeye. Öğrenmemişiz zorluğu .. kolaycılık varken neden canımızı üzelim ki!
Bırakalım diğer milletler yapsın icatları biz de izleyelim, sonra tartışalım değil mi?
Ya da birisi fikirlerini beyan ederken farklı gelirse hemen onu alt etmenin yollarını arayalım.
Çıkar söz konusu olunca hemen saygıda kusur etmeyelim öylemi?
Kıskançlıktan yeni düşünceleri de kabul etmeyelim; kendimizin haklılığını her zaman savunarak hep ego tatmininde bulunalım.
Kafaların değişmesi gerek artık; at gözlüklerini bırakarak.
Dünya değişirken, bizlerde gelişmek zorundayız.
Başkalarının düşüncelerine saygı duyarak, onların önüne set çekmeden daha yeni icraatlar sunarak yani; çalışarak.
Türk olmanın vasfını taşıyarak yapmalıyız.
Bize düşen ne ise onu en iyi şekilde yaparsak bu olabilir kanaatimce. Nasıl mı?
Öğretmen isek öğrencilerimize saygı duyarak, doktorun empati ile hastalarını karşılaması... Esnafın artık yalan söylememesi vs…
Evde çalışan bile olsa adı malum ev hanımı; en iyi insan olarak yetiştirmeli çocuklarını onlardan bir şeyler öğrenerek.
Dediğim gibi herkes kendi özüne bakmalı öncelikle; eleştirdiği yalnız kendi olmalı, öğüt verebilmeli yaşantısıyla.
Herkesin bir görevi olmalı farkında olarak.
Türlü yalanlar var kendimize bile söylediğimiz. Kapılar ardında neler sakladığımızı kendimiz biliriz. O yüzden gurur, ego bunların boş olduğunu düşünerek daha sağ duyulu bir toplum olmalıyız.
Ne beni kırsınlar ne de ben kimseyi kırayım metoduyla düşünerek çevremizdeki ilişkilerimize yeni yön çizmeliyiz, yapmak zorundayız...
O zaman ne komşu ilişkilerinde bozukluk olur , ne siyasilerin birbirlerine karsı önyargıları kalır, ne de savaşlar olur dünyada.
İnsan evrensel olmalı. Düşünceler ayrı olmalı, parmakların farklılığı gibi..
Yaradan farklılığı istemeseydi hepimizi aynı yaratmaz mıydı?
Mevlana gibi aşkla bakarsak hayatın sunduklarına.
Geçiciyiz oysa
Bu yalan dünya da..
Ne saltanatlar kalmış baksana
Gel git ömrüm varmış ne fayda..
Deniz bunu söylerde gider
Fanidir hayat bilse de neyler
Sevmeye doymaz gönül
Herkesin de sevmesini ister...
*DnZ
Bursa 3.12.2009
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.