GÖNÜLDEN GÖNÜLLERE İÇTEN SESLENİŞ
1.
Merhaba ey dost,
Birkaç yıllık evlisin, bir ya da birkaç çocuğun var. Ya da ilk çocuğuna sahip olmak üzeresin. Zaman zaman doğada oluşan afetlere benzer afetler heyecanla kurduğun sıcacık yuvanın çatırdamasına sebep olmakta. Yaşadığın hayat bir an çekilmez olup sana kendini dibi görünmeyecek derinlikte bir uçurumun kenarındaymış hissi vermekte. Doluya koyuyorsun almıyor, boşa koyuyorsun dolmuyor. Okyanusun ortasında fırtınaya yakalanmış gemi gibi alabora oluyor ve sağ salim sığınacak sakin bir liman arıyorsun. Adına mutluluk denilen, huzurun yuvana da zaman zaman uğramasını istiyorsun. Çünkü sana göre şu ana kadar hiç kapını çalmadı. Çektiklerini bir sen bilirsin. Senin kadar çilekeş dünyaya gelmemiştir. Böyle düşünür böyle inanırsın.
Düşüncene ve inancına saygı duyarım. Seni, düşünceni ve inancını değiştirmek haddim değil. Ama bunları kendin yapabilirsin.
İnsanoğlu dünyada var olalı beri merakta var olmuştur. Meraklarının başında da başta kendi olmak üzere tüm evren ve bu evrenin nasıl oluştuğu yer almıştır.
Bilimsel teoriler her zaman ileri sürülmüş ve ispatlanmaya çalışılmıştır. Şu an gelinen noktada içinde bulunduğumuz evrenin yüce bir güç tarafından bilinçli olarak yaratıldığıdır. Ve yaratıcı yarattıklarını başıboş bırakmadığı gibi terk etmişte değildir. Tam tersine eşsiz yasalarla bezemiştir evreni. İnsan nasıl ki bir çok sistemin uyumlu çalışmasıyla canlılığını devam ettiriyorsa evren de öyledir. En küçük zerresinden en büyük yıldızına kadar her şey birbirine bağlıdır bağımlıdır. Bu bağlılık maddeten olduğu kadar manen de mevcuttur. Elin yapabildikleri kadar düşünceler de yapılabilecek olanları değiştirebilmektedir, etkilemektedir.
Biz insanları yaratan Halık bizlerin ihtiyaçlarını da çok iyi bildiğinden gereken yolu ve rehberimizi de göndererek en büyük lütfunu esirgememiştir.
Bu anlayışla siz dostlara evde eşiniz ve çocuklarınızla huzuru yakalayabileceğimiz birkaç söz iletmek istiyorum. Tabii ki Rehberimizden:
Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: “İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, O’nun varlığının belgelerindendir.Bunlarda, düşünen kavim için dersler vardır.” Rum Suresi/21
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir kadınla malı için evlenirse Allah onu o malıyla baş başa bırakır.
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Her kim bir kadınla malı için evlenire Allah onu o malına havale eder. Her kim bir kadınla güzelliği için evlenirse onda istemediği şeyleri görür. Her kim de bir kadınla dini için evlenirse Allah bütün o güzellikleri kendisi için bir araya toplar.”
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Erkek için ailesini zayi etmesi/nafakasız terk etmesi kendisine günah olarak yeter.”
-Hz. Fatıma (a.s.) şöyle buyurmuştur: “Sizin en iyileriniz/hayırlı olanlarınız insanlara karşı en iyi/yumuşak davrananlarınızdır. En değerli olanlarınız ise eşlerine karşı en merhametli ve bağışlayıcı olanlarınızdır.”
Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “(Her ne kadar kadınlar görevlerini yapmasa da) onlarla her durumda geçinmeye çalışın ve onlara güzel sözler söyleyin. Umulur ki kendilerini düzeltir, işlerini güzelleştirirler.”
Musa b. Cafer babalarından Resulullah (s.a.v)’in şöyle buyurduğunu nakletmektedir: “İnsanın imanı arttıkça kadınlar hakkındaki sevgisi ve duygusu da artar.”
Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanların en kötüsü (maddi açıdan) ailesini darlıkta koyandır.”
Ebu’l Hasan er-Rıza (a.s) Emir’el-Müminin Ali (a.s)’dan şöyle rivayet etmiştir: “Kadınlarınızın en iyisi beş kişidir.” Kendisine, “O beş kişi kimlerdir ey Emir’el-Müminin?” diye sorulunca da şöyle buyurdu:
1-Eşine karşı mütevazi , tekebbürsüz ve masrafsız olan.
2-Yumuşak ahlaklı olan
3-Eşi ile uyumlu ve tüm işlerinde kendisine yardımcı olan
4-Eşini kızgın ve bitkin gördüğünde onu razı etmeden asla gözlerine uyku girmeyen
5-Eşi yanından ayrılınca gıyabında (malını, yüzsuyunu, çocuklarını ve iffetini) koruyan… (Daha sonra şöyle buyurdu:) “Bu kimseler Allah’ın işçilerinden bir işçi sayılır ve şüphesiz ki Allah’ın işçisi olanlar asla ümitsiz olmaz, isteklerine nail olurlar.”
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Erkeğin kadın üzerindeki hakkı kandili (ışığı) yakması, yemek hazırlaması, kapının eşiğine kadar kendisini güzel sözler ile uğurlaması ve özrü olmadıkça nefsini eşinden sakınmamasıdır.
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadının eşine (bir bardak) su içirmesi kendisi için gündüzleri oruç, geceleri ise ibadet edilen bir yıllık ibadetten daha hayırlıdır.”
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadının (eşi için) en güzel kokular sürmesi, en güzel elbiseler giyinmesi, en güzel süsler ile süslenmesi ve gece gündüz nefsini eşine takdim etmesi kadının görevidir/hakkıdır.”
Emir’el-Müminin İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kadının cihadı eşine iyi eşlik etmesidir.”
Hz. Fatıma (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ruhum ruhuna feda olsun ve nefsim seni belalardan korumaya kalkan olsun ey Ebe’l-Hasan! (Hz. Ali); Eğer sen hayır ve iyilikte olursan, ben de seninle beraber olurum ve eğer sen zorluk ve belalarda olursan, yine de seninle beraber olurum.”
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “Melundur, mel’undur; eşine eziyet eden ve üzen kadın mel’undur. Ne mutlu, ne mutlu; eşine ikram eden, ona eziyet etmeyen ve tüm durumlarda kendisine itaat eden kadına ne mutlu!”
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki en iyi kadınlarınız; çok doğurgan, çok sevimli/muhabbetli, sırları saklayan, iffetli, eşi karşısında mütevazi, ehli (yakınları) karşısında izzetli, süslerini ve güzelliklerini eşine açan, gayrisinden gizleyen, eşinin sözlerini güzel dinleyen, emirlerine itaat eden, yalnız kaldığında kendisinden istediğini veren, sürekli eşi için süslenen ve erkekler gibi süssüz/sade olmayanlardır.”
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kadının cihadı eşine iyi eşlik etmesidir. Kadının üzerinde en çok/büyük hakkı olan kimse de eşidir.”
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Şüphesiz ki Allah azze ve celle evlilik veya boşanmadan maksadı, sadece tat almak/şehvetini tatmin etmek olan kadın ve erkekten buğz eder, (veya onlara) lanet eder.”
Eba Abdillah (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bizi (Ehl-i Beyt’i) en çok sevenler, kadınları en çok sevenlerdir.”
Resulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Ey İnsanlar, zina etmeyin; aksi takdirde eşleriniz de zina eder. Yaptığın her işin aynısı sana da yapılır.”
Bunlar ve bunlara benzer onlarca mesaj arasından seçtiklerimi sizlerle paylaşmak istedim. Okuyup, düşünür ve nerelerde hata yaptığımızı anlarız diye. Her ne kadar kadınların eşlerine karşı görevlerinden seçilmiş olsa da "yuvayı dişi kuş yapar" sözü gereğince aile huzurunu sağlamakta da kadınların rolünün daha önemli oluşundandır. Bu erkeklerin rolünün önemli olmadığı anlamına gelmez. Kadının görevini en iyi şekilde yapabilmesi için gereken ortamı ve ihtiyaçlarını sağlayacak olanda elbette erkektir.
“….Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde eşit hakları vardır. ....”Bakara 228
Eşlerin birbirinden kendilerine karşı olan beklentileri hemen hemen aynıdır. Eşinden beklediğini önce ona vermelisin.
Selamlar.