TÜTSÜ KOKULARI
Hangi buluta tutunmamı istersin? Bak kuşlara meydan okuyorum bu sabah.
En ücra köşelerinde kendimden bile sakladıklarımı haykırıyorsun. Susmanı istesem ne değişecek?
Tütsü kokuları yayılıyor dünyaya, mumların eşliğinde anlatıyorsun dallarında olanları. Kışları kardan adam yapalım seninle, baharda açalım, güzde solalım...
“Çiğ” diye düşersen kollarıma, seni tutmaktan zevk duyarım, nede güzel gelirsin bu kadar yanıkken yüreğim.
Zarfının üzerine adını yazmadığım o mektuplar var ya, nedensiz değil sana gelişleri. Postacı bile bilir sana tutkumu, bir sen mi umarsız sın bu kadar? Yabana attıkların, yalancı sevdalarınla boğuşa dursun, gökten üç elma düşürmüş hayat, biri sana, biri bana, biri de doğuramadıklarımıza…
Kendime düzdüğüm bütün küfürlerimi sarıp sarmalıyorum, senin övgülerinse alenen ortada, bir bakışın için çağlayanlar içtim, yüreğimin yangını sönmedi, ne ortalarda kaldın, ne geldin, ne gelmem dedin açıkça.
Ruhum kefenlerine sığmaz oldu, sen dünyayı kucaklamaya hazırdın hani, bir şu bedene mi hıncın? En küçük böceğine kadar ağacıma dadanmış parazitlerim var, ne onlarsız bir günüm geçiyor, ne onlara alışıyorum. Ölüme santim santim yaklaşmak işte bu. İşte bu ölüme sevdalanmak; topraktan yeniden ışkın verip seni bulmak.
Belki o zaman yeniden doğmuş benle, yenilenmiş sen bulur birbirini, kim bilir belki o zaman böceklerimle tanışmadan sararsın şu koca bedenimi. Belki içinden geçip gittiğimiz bütün bu günlerin acısını çıkarırız bir solukta, sen beni yudumlarsın, ben seni, hem de hiç nefes almadan. Damağımda kalan tadın için derin bir oh çekerim, sen anlarsın..
Şüphesiz farkındasın, şu karanlıkların ufkunda bir sana vurur şavkın, bir sana nedensiz inanırım, bir sana bu kadar akarım.. Cebimdeki delikleri saymazsak yüreğimdekiler bir kevgiri anımsatıyor. “Senden gelenler düşüp geçmesin” diye, acıma atıyorum cakamı, senden yine ses çıkmıyor.
En kafiyeli şiirlerin sonunda, dibe vurmuş ünlülerle, ayağa düşmüş teşbihler varken, senin hiç yara almaman ne garip. Var olduğunu bilmesem, gördüklerim için düş; görmediklerim için bir kabus demem işten bile değil.
Talan Ayşe Kanca