- 514 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Yazmak Kazmakla Başlar
Kelimeleri yalnız süsleyerek dizmek, bunamış kadınların makyaj yapmasına benzer.
Burası dost meclisi söyleyecek sözü olan söylesin derdi... Ve herkes bilirdi ki, söyleyecek yeni söz yoksa susmak gerek.
Nice revnaklı şehirler kuruldu ki, şimdi kimseler bilmez. Köpekler uzanır duvar kenarlarına... Yaşanmışlığın izleri yaşayanları çekmez ve sadece resimleri çizilir, Babil’in bülbülleri dile getiren asma bahçelerinin.
Şehirleri temizler her dönemin köleleri, tertemiz sokak araları evet, zenginliğin ölçüsü... Lâkin temiz sokaklarda da insanlar öldürülür... Her dönem insanlar ölür. Bir adam dişlerini fırçalar fakat temizlenen ağız iyi şeyler söyletmez insana...
Doğallık güzelliktir. Işıkla ayân olur. Sade ve anlaşılır bir dilin parlak bir zekayla buluşması kadar ihtişamlı bir an olamaz. Toprak ve zaman iki büyük temizlikçidir aslında... Nice abartılmış süslü yapıtların üstünü örtmüştür toprak. Ve nice revnaklı cümleleri eritmiştir ocağında zaman...Allı pullu tazecik gelinleri doksanlık ihtiyarlar yapar gibi...
İçi boş olan her şey örtülmeye mahkum kalacaktır.
Eski Yunan tapınakları gibi... Babilin yedi katlı Zigguratları artık neredeler? Pan, flütüyle hangi çamın altında besteler söyler? Yazmak kazmakla başlar dil madenini...Damarı bulacaksın şakirt, vuracaksın us çekicini. Kıvılcımlar çıkacak zekanın balyozundan...Aydınlanacaksın. Bir babanın taşıdığı ekmek gibi götüreceksin en nadide hazineleri gönül evine, yorgun argın...Ve annenin sinesine alarak yavrusunu, süt verdiği gibi emzireceksin insanlık cevherini.
İçi boş olan her şey örtülmeye mahkum kalacaktır.
Yapay sevdalar örtülür zamanın kucağında. Sahte samimiyetler nihayet bulur. En gösterişli iltifatlar kaybolur.Aslına döner sahte ne varsa onda.
Yazmak kazmakla başlar vur kazmayı be usta...
YORUMLAR
Yazmak kazmakla başlar dil madenini...
Damarı bulacaksın şakirt, vuracaksın us çekicini. Kıvılcımlar çıkacak zekanın balyozundan...Aydınlanacaksın.
Bir babanın taşıdığı ekmek gibi götüreceksin en nadide hazineleri gönül evine, yorgun argın...Ve annenin sinesine alarak yavrusunu, süt verdiği gibi emzireceksin insanlık cevherini.
Söz ustaları şimşekler çaktırırken , çıraklar kıvılcım çıkarırlar yanlarında ustalarına bakarak.O kıvılcımlar zamanla şimşeğe döner.Bizim de çabamız şimşek çaktırıp beyinlere yerleşmek.
Anlamlı,düşündürücü,insanın ufkunu açıcı ,yol gösterici okunacak bir yazıydı.Okudum.Çakan şimşeği gördüm.
SAYGILARIMLA.