- 1430 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
cumhuriyetin sahipsiz OZANLARI
Hıdır CANALAN Köşe Yazısı
CUMHURİYETİN SAHİPSİZ OZANLARI
Hıdır CANALAN
Tarih: 6 Eylül 2008 Cumartesi
CUMHURİYETİN SAHİPSİZ OZANLARI
Tarih 18.08.2008 yer yenibosna İstanbul DEM TV binasının arka bahçesi karşımdaki kişi 75 yaşında bir çok ozan şair edebiyatçıyla teşviki mesaisi olmuş yurt genelinde turnelere çıkmış yaşayan koca bir çınar, Mahmut ERDAL hem serdenişlerde bulunuyor hemde kısa kısa çoğu öbür dünyaya göçen ozanlarlan geçmiş hatıralarını tazeliyor.Aşık Veysel’den başlıyor , Ali ERTEKİN, Muzaffer SARISÖZEN, Aşık Mahsuni ŞERİF, Osman DAĞLI, Kul AHMET,Aşık İBRETİ,ŞAHTURNA , Feyzullah ÇINAR, Davut SULARİ, Arif SAĞ, Muhlis AKARSU,Aşık HÜDAİ,Aşık DAİMİ,Tanırlı Aşık YENER, zevraki BABA’yı ,Aşık DEVRANİ,Kul HASAN’I,Nida TÜFEKÇİ’yi,Elazığ’danda Mehmet PARLAKSU’yu,Yeniceli KEMAL’e kadar mazilerini ve yaşam içerisinde çektikleri ızdırabı bu halk türkülerini sürekli toplumun bilincinde canlı tutmak yaşatmak için gönüllü nefer olduklarını kendine has uslubuyla tek tek değindikten sonra bana dönerek CANALAN saz’da çalıyormusun diye sordu.Hayır hocam dedim o arada DEM TV program yayın yönetmeni İlyas EKİNCİ’de yanımıza gelip oturdu.Mahmut ERDAL sağ tarfımızda duran gençlere eliyle işaret ederek çayları tazeleyin dedi saz çalıp da ne yapacaksın TV’ler Meydanlar Şırpıntı ve Sidikli oğlanlardan geçilmiyor asıl bizim gibileri resmen sürünüyor yalnız bizmi sürünüyoruz bizimle beraber Asiye kadınlar sürünmüyormu.
Çok çileler çektin Asiye kadın
Kalkıp yürümeye yokmu takatın
Hani , nerde süslün nerde Mahmut’un
Hangisinin baş ucunda ağlayayım.
Bana Dönerek Haydi sıra sende
Bir beni bilirdim...
Muzdarip dertten ötürü,
Saklamıştım Katman katman...
Üzeri Esmer örtülü
Şimdi birde siz varsınız hocam.
Bir müddet beni süzdükten sonra sonra elini sallayarak Senin elinde bu gece çekeceğimiz var.Bu arada yayın yönetmeni Sohbete katıldı sayın hocam dedi rakip güçlü elini alnına götürerek biraz ovduktan sonra nasıl olsa o aşağıdan geliyor ben ters istikametten geliyorum.Yönetmene dönerek ilyas sen fazla girme aramıza dedi. Bir kaç böyle atışmamız daha oldu o konuyu o seçti sonra topu bana attı konuyla alakalı kıtalar okuduk karşılıklı. Sonra sitemlerini seri bir şekilde sıralamaya başladı. elini sallayarak Ozan kime denir dedi ? Gerçek ozan Halktan alandır. Aldığını tekrar halka verendir.Halkın gözü kulağı ve dilidir.Ne yargıç kararında ne müftü fetvasında ne kırılan kalemde nde yağlı urganlardan korkmayanlardır.ülkesinin türküsünü yazan o ülkenin yasasını yazandan daha güçlüdür. Alevi Kültürüyle yetişen vede benimseyen Ozanlar ,Şairler geçmiştede şarlatanlık yapmamışlardır. Doğru bildiklerini haykırmışlardır.bu Laik Cumhuriyet’inde Menfaatsiz ve faydasız bekçileri olmuşlardır.günümüzde Ozanlıkla yakından uzaktan hiç bir ilgisi olmayan kendisini halka ozan diye tanıtan bazı sözde şöhretli Tilkiler ne yazık ki Sazlarını ve keselerini omuzunda değil kuyruklarına bağlı karnavallarda taşırlar.Bakanlar kurulu 3 ağustos 1993 tarihli ve 03-4624 sayılı resmi gazetede yayınlanan bir genelgesinde başta Cumhurbaşkanı olmak üzere 26 bakanın imzasıyla Kültür Bakanlığı bünyesinde Halk ozanlarının güvence altıına alınması ayrıca 30 halk ozanına kadro verilmesi karara bağlanır.Zamanın Kültür Bakanı Fikri SAĞLAR Sivas’ta,Tunceli’de,Maraş’ta,Konya’da sanki hiç Ozan yokmuş gibi sadece 2 kişiyi Devlet sanatçısı statüsünde gösterip ta Kars’tan Murat ÇOBANOĞLU’nu ve Şeref TAŞLIOVA’yı getirtip 1 ay tek 1 ay çift maaş bağlaması oldukça ilginç bir gaftır.Bir halk deyimi vardır Allah köre nasıl bakarsa Körde öyle Allah’a bakar.Soyu tükenmekte olan gerçek halk ozanlarını Devlet sahip çıkmakta büyük bir acizlik göstermiştir. günümüzde medya patronlarının çanaklarını yalayan sözüm ona bir takım yapımcı ve sunucu TV ekranlarında Sevda Demirelli’nin nasıl basıldığını Kumkapı sanığı Zeynep’in kafayı çekip nasıl adam öldürdüğünü dahası genel evindeki hayat kadınlarını eşcinselleri Pavyon dansözlerini Onikiyaşındaki çocukları okuldan alıp şöhret yapacam diyerek haber programlarına çıkaranlar bu ülkenin türküsünü yazan ozanlardan ne hikmetse söz etmezler.onun içindir ki halkın gözü kulağı dili sayılan insanlar (Dört nüfusa bir tek ekmek yetsin diyom yetmiyor ki.) diyerek ömür boyu sağırlara seslenmiştir.Diğer tarafta devletin himayesi altında kulağı küpeli kadınmı erkekmi ne olduğu belli olmayan bir takım servet sarhoşları ve onların özentileri günün 24 saati TV ekranlarında şıkıdım şıkıdım kıl oldum abi , kız hepsi seninmi diyerek kulaklarımızın zarını patlatmaktadırlar.
Bir tarihte İstanbul Taksimdeki spor sergi sarayında Hacı Bektaşi Veli’yi anma etkinliği düzenlenmiştir. halk sanatçısı olarak rahmetli Ruhi SU ,Davut SULARİ,Aşık DAİMİ,Haydar AĞABABA,Ali Ekber ÇİÇEK, Cemile Cevher ÇİÇEK Ankara’da ise Beni ve rahmetli Feyzullah ÇINARI çağırmışlar gecenin sunuculuğunu rahmetli Hasan İPÇİ yapıyor. Bütün sanatçılar Ozanlar Sanatlarını icra etmeye başladılar . Bu sırada seyircilerin içerisinde Fran’sanın Paris Üniversitesinde görevli Prof. İrem MELİKOF ’da bulunuyormuş MELİKOF Paris’te Edebiyat Profösörümüş Türkçeyi’de güzel konuşuyordu. Bizimlen görüşme isteğinde bulundu nedeni ise söylediğimiz deyişlerdeki anlamı ve derinliği tercüme edip kendi gençliğine ders olarak verme çabası yatıyor. Ne acıdır ki Medeniyetin beşiği sayılan bir Ülke’nin Bir profösörü kalkıp ülkemize geliyor . Ozanların sözlerindeki manayı ülkesinde ki talebelere öğretmek isterken kendi ülkemizde başta devlet televizyonlarında bizler yasaklıyız özel televizyonların kapılarınıda suratlarımıza kapıyorlar. Bir benmi Muzdaribim bakın Aşık Yener bir şiirinde şöyle diyor
Sahnede sıkışan sidikli oğlan
Kırk yıllık ozandan daha makbulse
Böyle düzenin ta ortasına.
Bir başka Ozan şöyle seslenmekte:
Kapıda Mersedes denizde yatın
Sen benim türkümden anlayamazsın
Villa apartmanın sayısız katın
Sen benim türkümden anlayamazsın.
Hangi birini suturacaksın.Susturma yerine eksiklerini bulsan halkın kültürüne hizmet eden insanlara el uzatılsaydı kültürümüz bugünkü halde olurmuydu. Bu kadar kirlilik olurmuydu.Böylelik de vakitde yavaş yavaş farkında olmadan geçiyor .
İçerden bize doğru bir genç Mahmut ERDAL’a hitaben Sayın hocam sahne hazır vakit yaklaşıyor diye seslendi Mahmut hoca eliyle tamam işareti yaptı Paketten bir sigara daha çıkardı bir tanede bana uzattı sigarasını yakıp sahneye doğru ilerledi giderkende elini sallaya sallaya dert bitmez dert bitmez ömür biter dert bitmez. CANALAN gidelim dedi . Sohbetimiz sona erdi kalkıp beraber stüdyoya girdik.Aklımda kalanları sizlere naklettim saygılarımla.
Hıdır CANALAN
Şair &Araştırmacı Yazar.
Hıdır CANALAN
[email protected]
Bu köşe yazısı 1197 defa okundu.
Yazdırılabilir Sayfa Arkadaşına Gönder
[ Geri Dön: Hıdır CANALAN ] - [ Yazarlar İndeksi ]
[email protected]
YORUMLAR
Ozanlıkla yakından uzaktan hiç bir ilgisi olmayan kendisini halka ozan diye tanıtan bazı sözde şöhretli Tilkiler ne yazık ki Sazlarını ve keselerini omuzunda değil kuyruklarına bağlı karnavallarda taşırlar.
Soyu tükenmekte olan gerçek halk ozanlarını Devlet sahip çıkmakta büyük bir acizlik göstermiştir.
Evet devletimiz büyük degerlere sahip cikmakta gercekten acizlik gösteriyor.
Dogru diyorsunuz insan bakinca dinleyince sanat adina bir seyler veremeyenleri zirveye cikariyor
Türkiyenin stari diye tanitiyor.
Ve tabiki öyle kolay degil ozan ünvani
ama internet sitelerinde dahi ozanlardan gecilmiyor.
dert bitmez dert bitmez ömür biter dert bitmez. CANALAN gidelim dedi
(Senin elinde bu gece çekeceğimiz var) bu sözde cok samimi bir sözdü.
begeniyle okudum bu yaziyi dikkate alinasi bir yazi.
yüreginize saglik.
sonsuz saygimla