- 723 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İNSAN MANZARALARI
İNSAN MANZARALARI
Bazı yazarların gördüğünü aynen yansıtmaması ve hiç ama hiç yorum yapmaması bir korkunun eseridir. “ Hataya düşmek” korkusu. Bu tür yazarlar olayların içinden çıkamayınca tecrübelerine baş vuruyor. Önceki yanılgılarını gördükçe daha da ketum oluyorlar.
Doğruyu yazmaktan yazarı, taraf olma korkusu, çevre daralır endişesi de alıkoyabiliyor. O susunca bir şey bilmese de, herkes bir bildiği olduğundan sustuğunu sanıyor. Aslında ünlü olmak için böyle yapmak, bir guruba ya da aileye yaslanmak gerekiyor. Ama Hakk’a hukuk’a taraf olmayanlar doğruyu hiç göremezler ki.
Moskova’da ki Askeri Tarih Devlet Arşivi’ni ( RGVİA ) araştıran akademisyen Mehmet Perinçek, Tuğgeneral Bolhovitinov’un 11 Aralık 1915’de karargâhına gönderdiği 65 sayfalık raporu bulup inceliyor. Raporda, “ Ermeni gönüllü birlikleri ırkçı duygularla Müslüman halka karşı vahşi kıyımlara girişti” diyor. Çar’a sadakat yeminleri ve sayısız belge niteliğinde fotoğraflar buluyor.
“ Anadolu topraklarında sivil halk arasında dehşet saçan Kazar ve Sepuh gibi çeteler Ruslar tarafından bile Ruslar tarafından bile kontrol altında tutulamıyordu.”
( Rus General Bolhovitinov )
Bütün arşivler Etnik temizliği Ermeniler Türklere karşı yapmıştır derken, Ermeniler arşivlerini dahi açamazken, Dünya Türkiye’yi hatalı sanıyor. Her şey çarpıtıldığı gibi bu da çarpıtılıyor da ondan. Gel de tarafsız kal.
İktisat profesörü Hurşit Güneş, “ Türkiye’ye gelen 50 bin Nataşa’dan her biri Rusya’ya ayda bin dolar gönderiyor. Yani Türkiye Rusya’ya yılda 600 milyon dolar orospu parası ödüyor” iddiasında bulunup, yurt dışına çıkan Türk işçileri 1.200 bin dolar yılda para kazanıyor, bunun yarısı Rusya’ya gidiyor demektir. Kayıtlara da geçmiyor.” Demiş.
Gerçekleri görmezden gelerek yok edebilir miyiz? Rusya’da ki fuhuş sektörünün onda biri ülkemize yansıyor. Bu durum her iki ülke için de utanç verici değil midir? Bu yakınlaşma para karşılığı olmasa kalem oynatmazdım. SSCB’yi içki ve fakirlik yıktı. Rusya’yı değil ama Rus aile yapısını da içki ve fuhuş yıkmaktadır. Ben Rus halkından çekinmiyorum ve onlarla anlaşılabilineceğini düşünüyorum. Asıl tehlike Çin’dir. Her sektörü ele geçiren ve dünyayı karınca gibi saran sinsi Çinliler fuhuş sektörünü de ele geçirecektir.
Rus hayat kadınları Türkiye’deki fuhuş piyasasına girmeden önce, yerli hayat kadınları 200 ile 100 lira vizite istiyorlardı. 10 ila 20 liraya piyasayı altüst ettiler. Yüz kontöre 10 – 13 liraya liseli Türk kızları düştü piyasaya. Rusların yıllar sonra fiyatı iyice yükseltmesi, 1 lira ile 5 lira arasında fuhuş yapan Çinli fahişelere davetiye çıkartmaktadır. Camış eti 18 lira iken bu ne et bolluğudur?
Türkiye’yi yönetenler uyuyor mu? Yoksa kaplumbağa neslinden mi geliyorsunuz?
İsrailli bilim adamları, Kral Herod’un yazlık ikametgâh olarak yaptırdığı Masada Kalesi kalıntılarında, 1963-65 yılları arasında yaptıkları arkeolojik kazılar sırasında buldukları hurma çekirdeklerinden birinden fidan almayı başardılar. Analizlere göre 2000 yıllık olduğu saptandı. Kudüs’te ki Hadassah Tıp Organizasyonuna ait Lovis N. Borick Tıp araştırma Merkezinden Sarah Sallon yönetimindeki ekip 40 yıldan fazla süredir oda sıcaklığında tutulan 5 çekirdekten ikisinin üzerinde karbon izotop testi ile yaşı belirlendi. Geriye kalan üçü toprağa dikildi ve biri filizlendi.
Görülüyor ki Yaratıcı her şeyi yeniden diriltmek için tohumunu içine saklamıştır. Sanıldığı üzere İnsanın tohumu sperm değildir. Spermlerden başka insan yavruları oluşur. Oysa Allah (cc) tohumdan tıpkısının aynısını diriltecektir. Bilim henüz kabul etmese de yok edilmesi imkânsız olan tohumu sayesinde İnsan da küllerinden diriltilecektir. Parçalanamayan en küçük madde tohumdur.
Amerikalı bilimciler, tavukların gaga ve kanatlarında dinozorlara ait olduğunu belirttikleri DNA’ları kullanarak soyu tükenen bu hayvanları yeniden hayata döndürebileceklerini açıkladılar. 2003 yılında tam fosilleşmemiş küçük bir parça dinozor derisi bularak önemli bir adım atan uzman ekibi, Jurassic Park rüyasını Discovery Channel’ın yeni belgesinde anlattı.
68 milyon yıl önce yok olan dinozorların fosillerinden DNA elde etmenin neredeyse imkânsız olduğunu belirten bilimciler, bu hedefe ulaşabilmek için başka yollar denemeye başladılar. Kanada’da ki Mc Gill Üniversitesi Paleantologların dan Hans Larsson, kuşların evrim geçiren dinozorlar olduğu savından yola çıkarak ilginç bir deneye imza attı. Larsson bir tavuğun genleriyle oynayarak, dinozor kuyruğu yetiştirmesini sağladı.
İnsanlar Tanrıcılık oynamaya ne kadar hevesli. Wisconsin Üniversitesi biyologları Mat Haris ve John Fallon da kalıtsal değişime uğramış tavukları araştırırken garip bir şey keşfetmiştirler. Tavuğun gagasını incelediklerinde, timsahınkini andıran diş oluşumlarıyla karşılaştılar. Bunun üzerine tavuktan aldıkları genleri enjekte ettikleri normal tavukta da dişlerin geliştiğine tanık oldular. İki biyolog bunun ardından kuşlarda gizlenmiş yeni dinozor özelliklerini aramaya başladılar. Ve birçok benzerlik buldular. Bunlardan biri tavukların bacaklarında görülen pul görünümlü yapıydı. Üç parmaklı dinozorların ön ayağındaki yapının aynısı gizliydi.
Bu iki bilim adamı aslında çöken evrim teorisine yeni destekler bulmaya çabalıyordu. Aynı yaratıcının elinden çıktığını ayan beyan anlıyorlardı yaratılışın üslup ve muhteşem uyumundan. Eser sahibini çağrıştırmaz mı?
Bunca çalışmalardan sonra, “ günümüzde dinozorlar yaşama döndürülebilir mi?” sorusuna yanıt aranıyor. Dünyaca ünlü DNA’ dan yaşam yaratma uzmanı Mark Westhusin, yaratılacak DNA’nın deve kuşu yumurtasına nakledilerek Bunun mümkün olabileceğini iddia ediyor.
Allah (cc) müsaade etmişse her şey olur. Kimse aksini iddia etmiyor.
Boşluğa asma köprü kursa fen.
Allah derim, başka bir şey demem ben.
N. Fazıl Kısakürek.
Bilim ölümsüzlüğü ararken; bilimde, teknik ve ekonomide ileri olan ülkeler de sömürü ve gücün kullanımında sınırsızlığı hedeflemiştir. Yalanla- talanla, mazlumun savaşı kıyamete kadar sürecektir. Komşunuz aç iken huzurlu uyuyamazsınız. Bir gün gırtlağınız kesilir. Malınız ve sahip olduğunuz zenginlik can düşmanınız olabilir. Kimseye güvenememek ne kadar korkunçtur hiç hayal ettiniz mi? Yaşayan ölü olursunuz.
Ben her zaman kendi evimin efendisi olmayı zengin binasında kapıcı olmaya tercih ederim. Onlar evrim’i yedirmeye çabalasınlar; benim hayalim ise daha gerçekçiydi.
AB Tarzında çok medeni bir ekonomik birlik ve bütünleşme. Büyük şeytan ABD ile çok uyanık ve sinsi bir ilişki. Müslüman kanı asla akmayacak ve hakları çiğnenmeyecek. Hilafet makamı kurulacak ve büyük devletin meclisi üzerinde olmayacak. Makro ve mikro dengeler adalet esaslı kurulacak. Yerel yönetimler alabildiğine özgür kalacak. Dikkat edilecek acele edilmeyecek.
Türk devletleri ortak meclisi toplanmıştır. 1000 isteklerini yerine getirecek mucizevî bir küp icat edilmiştir. Seçilmiş yüz kişi birer istekte bulunacaktır ülke için. İstekler başlar bir bir yerine gelmeye.
• Refah çok artsın.
• Birleşik İslam Devleti Dünya’ya hükmetsin.
• Yeryüzünde B.İ.D ve diğerleri olmak üzere yalnızca iki devlet kalsın.
• Bilim en son aşamasına gelsin.
• Yaşlanma yavaşlatılıp ömür en az 1000 yıl olsun.
• Doğumlar kontrol edilsin.
• Dünya kaynakları yüzlerce kat çoğalsın.
• Evrende koloniler kurulsun.
• Uzayda yaşam gerçek olsun
• Hayat yataktan çıkmaya bile gerek olmayacak kadar kolay ve zengin olsun.
• Hayalleri gerçekleştiren merkezler olsun.
• Bu güç kimseye geçmesin diye 100. istekten sonra Küp imha olsun.
99 isteğin yerine gelmesinden sonra dünya gözünü yüzüncü isteğe çevirmişti: “Benim servetim, benim yaşam şeklim” diye sırf kendini düşünen ve panikleyen 100. Türk; * “ her şey eskisi gibi olsun ama küp de yok olsun” diye istekte bulunur. Ve her şey eskiye döner. Adam olmak için önce içimizdeki düşmanı ya da çürükleri ayıklamalıyız. Öldürerek değil, eğiterek veya pasif hala getirerek.
YORUMLAR
Merhaba dostum,
Bazen bende öyle olurum, gerek şiir olsun, gerekse düz yazı olsun sabahlara kadar ilham perileri ile güleş tutarım, ishal olsam kabız keserim sıkıntıdan, derim "oğlum İsmet, şimdi voliyi vurdun" heyhat.. takma. Dediğin gibi yazı uzunsa, araya parça niyetine birde resim koymamışsan çekilmiyor.
Siteminde haksız sayılmamakla beraber, "ben nerde yanlış yaptım dediğin" oldumu hiç. Mesela bu fon rengi "pembe" hiç gitmemiş bu yazıya, siyah, gri veya kahverengi tonlar dahayi olurdu. Keşke "pembe" rengi "Merak" isimli yazında kullansaydın, naçizane.
Ulan yorum ayağına, eleştirmen kesildik anasını satayım, ne yapayım yani gidipte "facebook"ta video mu paylaşayım yani, töbe töbeee
Anlayan anladı.
Sürçi lisan eyledimse affola,