18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1832
Okunma
HARAM PARA
Bin dokuz yüz yetmiş sekiz yılıydı. Eskişehir İktisadi Ticari İlimler Akademisinde öğrenciyken karıştığım bir öğrenci olayı sırasında bana verilen hapis cezası tecil edilerek para cezasına çevrilmişti. Babam önceleri olaydan haberdar değildi. Ancak Eskişehir Emniyetin de görevli polis memuru arkadaşları yememiş içmemiş Eskişehir’den Kocaeli’ ne gelerek onu durumdan haberdar etmişler.
Takdir edersiniz ki bu nedenle babamla aramızda önemli bir gerginlik yaşandı. Bırakın benimle konuşmayı günlerce yüzüme bile bakmadı. Annemle yaptığı bir konuşmaya şahit olduğumda " görüyormusun Fikret Efendinin yediği haltı, biz onu okumaya gönderdik, o nelerle uğraşıyor." dediğini duydum. Eh bana her kızdığında adımın sonuna Efendi kelimesini eklediğine göre anlaşılan hatam yine affedilmezdi. Bende odama çekilerek kendi içime kapandım.
O zamanlar malum bırakın cep telefonunu evimizde normal telefon dahi olmadığı için Okuldaki arkadaşlarımla haberleşme imkanım da yoktu. Yaz tatili bitip Üniversiteler açılınca sonunda babam neden Okula gitmediğimi sordu. Ben de okulu bırakmak istediğimi ve bir daha gitmiyeceğimi söyledim. Babam; Hayır Okuluna gideceksin, yalnız bir daha olaylara karışmayacaksın dedi. Çaresiz kabullendim. Oysa Okuldan da iyice soğumuştum.
Beni yolcu ederken babam Mahkemenin verdiği para cezasının ne kadar olduğunu öğrenip kendisini haberdar etmemi söyledi. Eskişehir’e döndüğümde verilen cezanın o günün parasıyla 2800 TL olduğunu öğrendim. Durumu postaneden babamın iş yerine telefon ederek bildirdim. Babam bir hafta içinde gereken parayı temin edip bana havale edeceğini söyledi.
Ancak daha sonra arkadaşlarım ile yaptığım görüşmede üyesi bulunduğum Eskişehir Yurtsever Devrimci Gençliğinin bizlere verilen para cezalarını üstlendiği ve ödeyeceğini öğrendim. Durum babama bildirdim ancak babam; istemiyorum ben koministlerin parasını, derhal o dernekle ilişiğini keseceksin ve parayı ben ödeyeceğim cevabını verdi. Derneğe giderek durum anlattığımda dernek başkanı; üyelikten ayrılmamın benim irademle ilgili bir şey olduğunu ancak söz konusu cezayı kesinlikle derneğin ödeyeceğini söyleyince tekrar babamı aradım ama nafile babamda nuh diyor peygamber demiyordu.
Bunun adı iki arada bir derede kalmaktı, ne yacağımı şaşırmışken şeytanım yine imdadıma yetişti. Ne dedi bana biliyormusunuz ? bırak kardeşim ne üzülüyorsun Dernek ödemek istiyorsa ödesin cezanı. Ben; peki şeytan kardeş babama laf anlatamıyorum o da illa ben ödeyeceğim diyor. Babamın gönderdiği parayı ne yapacağım. Şeytan; düşündüğün şeye bak ara babanı tamam baba gönder parayı derneği sildim defterden de olsun bitsin. Ben; iyi güzelde babamın gönderdiği para ne olacak. Şeytan; onu da mı ben söyleyeyim güle güle harcarsın olur biter cevabını verdi. Vay be bu benim aklıma daha önce niye gelmedi diye düşündüm bir an. Sonra hayır hayır olmaz babama bu haksızlığı yapamam dedim. Şeytan; ne diyeyim sana kendin kaşınıyorsun, o zaman benden günah gitti, ne yaparsan yap cevabını verdi. Galiba şeytan haklıydı yine çaresiz kalmıştım. Ama bunda babamın da önemli rolü vardı. Şeytanın yap dediğini yapmaktan başka çarem yoktu.
Sonunda olan oldu babam parayı yolladı. Ben de Arkadaşlarımla berabar 3-4 ay hiç geçim sıkıntısı çekmedim. Öğrencilik hayatım boyunca maddi yönden en rahat günlerim oldu o günler. Bu olayı hatırladığımda halen yüreğim sızlar. Ama çaresimdim yapacak başka şeyim yoktu ve maalesef çareyi yine içimdeki şeytan bulmuştu.
SEVGİLİ DOSTLAR;
DAHA ÖNCE AYNI BAŞLIK ALTINDA SİZLERLE PAYLAŞTIĞIM NOT’LARIMIN ÜÇÜNCÜSÜ BELKİ DE HALEN UNUTAMADIĞIM EN ÖNEMLİLERİNDEN BİRİSİ O GÜNLERDE ÇOK İYİ BİLİYORUM Kİ RAHMETLİ BABAM VERDİĞİMİZ MÜCADELENİN GÖNÜLDEN DESTEKÇİSİYDİ. ANCAK BUNU HİÇBİR ZAMAN BANA BELLİ ETMEDİ. ÇÜNKÜ İÇİNDE Kİ KORKU VE EVLADININ BAŞINA BİR İŞ GELECEĞİ ENDİŞESİNİ HEP TAŞIDIĞINA İNANIYORUM. ŞİMDİ BENİM DE BİR OĞLUM VAR KESİNLİKLE ONUN BAŞINA BİR SIKINTI GELMESİNİ İSTEMEM ELBETTE ANCAK SÖZ KONUSU VATAN’SA YAVRUM’A OLAN DESTEĞİMİ AÇIKÇA SÖYLERİM. NUR İÇİNDE YATIN SEVGİLİ BABACIĞIM, ANACIĞIM.