- 515 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
AKP ve Gülen'i Bitirme Plânı
AKP yi ve Gülen’i bitirme plânı yapan kurmaylarımızın içinde AKP yi ve Güleni bitirmekle
vatana ve millete gerçekten iyilik yapacağına inandırılan değerli komutanlarımızın olduğuna inanıyorum.Ancak sadece ve sadece şahsi makam ve maddi menfaat içinde
olanların varlığıda sır değil.İnsanız hata yaparız.Ancak nefsinin essiri olup kör olanlara
acımaktan başka elimizden ne gelir? Dünyaya yayılan türk okulları aleyhinde yazıp çizenler
bende de bir acaba ?kuşkusu uyandırıyordu doğrusu.Tevafuk olarak elinde bir pasaport gördüğüm delikanlıya hayırdır yolculuk mu var? dediğimde,evet inşaallah bayramın 2. günü
Afganistan a 10 arkadaş gideceğiz deyince,bende gitmek görmek isterdim dedim.
Bakalım bu değirmenin suyu nereden geliyordu,çok merak ediyordum.Bizzat giderek
yaşıyarak içimi tırmalayan kuşkulardan ya kurtulacaktım.Yada doğrulanan kuşkumun sonucunda son defa kahrolup gidecektim.
Yarın sabah 10 a kadar pasaportumu teslim edersem bu geziye katılabileceğimi söylediler.
Gidiş dönüş ücreti vize v.s için 1500 tl lik kadar dolar gerekiyordu.Hayalimdeki ümre seyyahati için biriktirmeye çalıştığım mevcut paramı bu işe ayırdım.Pasaportumu da bir günde hallederek 10 kişilik heyetin (Benimle beraber 11 kişi olduk) başkanına teslim ettim.
Doğrusu herkesin yol paralarını cebinden ödemesi ve bana da cebimden ödetmeleri
kuşku duvarımda ilk hasarı meydana getirmişti.Ama hala O duvar ayakta duruyordu.
Cuma günü (Bayramın ilk gününün gece yarısı Afganistan a gideceğimi öğrenen dostlardan
orada savaş var tehlikeli diyenler,oraya gideceğine ümreye git diyenler oldu. ne kadar iyi ölürsem şehit olurdum. ümre ve hac vazifemi yapmıştım,bu bakımdan gönlüm rahattı. İçimi kemiren kahredici kuşkularımda kurtulmak istiyordum.Afganistan na gitmek orada kesilen kurbanları bizzat takip etmek,bahsi geçen okulları gözlerimle görüp rahatlamak istiyordum. Cumartesi günü grubumuzu Murat hoca karşıladı.Doğruca Türk Afgan okuluna
gittik.Hava alanından okula gidinceye kadarki İlk gözlemim ,Afgan başşehrinin askeri bir garnizon gibi olmasıydı.Yollar delik deşik,her taraf çöp ve pislik içindeydi.
Okulun kapısının önünde çoluk çocuk afganlar bir parça et alabilmek için bekliyorlardı.
Okulun arkasında hazırlanan kesim yerinde kurban kesimleri devam ediyordu.
Okulun mütevazi yemekhanesinde yemek ikram ettiler.Akşam okulun yatakhanesinde
kalabilirsiniz ancak kalorifer yok.Soba yok.Yanlız birer elektirikli battaniye var dedi Murat hoca.Yaklaşık beş milyon nüfuslu kabilde 3 adet kalınabilecek otel varmış.
Murat hoca önceden otel şartlarını ve yer olup olmadığını öğrenmiş.İsteyen devlete ait bu otelde geceliği 55 doları(cebinden)ödemek şartıyla kalabilir dedi.Ben afgan yatılı öğrencilerinin kaldığı şartları bire bir yaşamak arzusundaydım.ancak sesimi çıkarmadan
yol arkadaşlarımı ve grup başkanımızı izlemeği ,onların tercihlerini dinlemeyi tercih ettim.
Bu şartlarda hasta olmaktansa otelde kalalım kararı çıktı.Sürüden ayrılanı kurt kapmasın diye bende bu karara uydum.(Acaba nefsime mi uydum?)
Akşam karanlığı basmadan Afgan mülteci kampına gittik.Savaşta Evleri başlarına yıkılan
Afgan lı aileler çoluk çocuk eften püften çadırlarda yaşam savaşı veriyorlardı.
Yanımıza aldığımız bir miktar et poşetlarini çadırlara dağıtmamız anlatmakla bitmez.
Okul müdürü Murat hocadan başka yaşları 25 ila 35 arası çeşitli bıranşlarda Türk öğretmen olduğunu öğrendim.Afgan halkını bu perişan hale getiren cehaleti yenmek için,
maddi ve manevi her türlü zorluğa rağmen burada görev yapıyorlardı.
Orada görev yapan özellikle Afgan görevlilerden edindiğim bilgiler sonucunda Afgan halkına
bu zulmün musallat olmasının sebeplerini tesbit etmek istiyordum.Zannederim birinci
sebep en mühim sebep maddi menfaatçı nefsi,Menfi IRKÇILIK tı.Bu sebep olmasaydı,
Bu zulümleri hiç bir güç yapamazdı.
Kısa keseyim. 2.5 günlük Afganistan izlenimlerim anlatmakla bitecek gibi değil.
Değirmenin suyunun dışarlardan değil,Anadolu erenlerinin gönül ırmaklarından
olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebilirim.
Bu seyahat çok şükür benim kuşku duvarlarımı yerle bir etti.
Şahadet ederim ki bu değirmenin suyu Anadolu erenlerinin gönül çeşmesinden geliyor,
gönüllere de O/Nur/dan Kur’andan geliyor.
bu yazım bir AKP reklamı falan değildir. Particilik bana göre hiçtir.
Saygılarımla.