- 1192 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
MARAZ
Daha önce söylemiş miydim? Aynı anda üç kitap birden okurum.
Bir tanesi “Ana kitap” dır. Bir diğeri, illa ki, şiir kitabıdır. Çok uzun bir zamandır Cemal Süreya’nın Sevda Sözleri isimli kitabını okuyorum. Bir türlü bitmiyor. Çünkü, her şiir, ruh durumuma göre, anlam değiştiriyor ve ben sil baştan okuyorum. Üçüncü kitap da yorulan beynimi dinlendiren kitaptır. Fazla düşünmeyi gerektirmeyen, sabun köpüğü türünden.
Maraz, üçüncü kitabımdı.
Hande Altaylı, memleketlim. Edremit doğumlu. Aşka Şeytan Karışır ilk romanıydı. 2006 yılında en çok okunan kitaplar listesinde bir numaraydı. Eleştirmenler " Amanın edebiyat dünyamız bir yazar daha kazandı " dediler. Neye istinaden böyle dediler? Bilmiyorum. Benim yorum yapamayacağım bir boyutta, vardır bir bildikleri. Herhalde.
Maraz, ikinci kitabı. Hiç beklemediği bir anda kendi karanlığında kalan genç bir kadının, Aslı’nın hikâyesi. Aniden tuzla buz olan bir evlilik ve sonrasında büyük bir hızla tersine dönmeye başlayan dünya...
Arkadaşım almış, oku dedi. Okudum. “ Sana ne kaldı? ” derseniz, “ Yorum yok “derim.
Arkadaşım, hani şu kitapları çizdiğim için bana sinir olan, " Çizebilirsin " dedi.
Çizemedim. Çizecek bir şey bulamadım.
Korsandan kitap almaya her zaman karşıyım. Ama illa ki okuyacağım diyorsanız, korsan da bakının, bulursanız alın.
Yine de kitaptan 1-2 alıntı yapayım. Zaten “ Üç “ deseniz de yok.
....x....
" Kader işte " dedi Aslı gülümsemeye çalışarak
" Kader değil yavrum, hayat! Müspet yahut menfi her şey, hayatın kendindendir. Kader, zannımca lügatlardaki en lüzumsuz kelime ama nedense herkes pek sever. Boynu bükük, tevekküle zorlayan bir yanı vardır. Biz de hayat deyip geçeceğimize, kaderimize yanmayı tercih ederiz."
" Ben şöyle düşünürüm: Dediğiniz gibi hayatın içinde her şey var ama bunların hangilerinin başımıza geleceğini bize söyleyen kaderimizdir."
" Ben yaşadığım hiçbir şeyin kaderimde yazılı olduğunu sanmıyorum, hepsini ben yazdım. Şansın güldüğü ya da küstüğü dönemlere kader demek içime sinmiyor ".
….x….
"Çocukken dünya kocaman bir oyun bahçesiydi ve senindi. Bilinmezdi, heyecanlıydı ve hayal kurabildiğin ölçüde sana aitti. Geleceği bilmiyordun ama onu gönlünce şekillendirebileceğine inancın vardı. Her şey ama her şey bir ihtimaldi. Dünyayı güzel kılan da işte o ihtimallerdi. Her filmde yeni biri olabilirdin, her kitapta başka bir ömür sürebilirdin. Zengin, ünlü, astronot, veteriner, doktor, mutlu, prenses, başbakan, gizli ajan, ressam, rock yıldızı, futbolcu, hiçbiri imkansız ya da uzak değildi.
Yaşlanmak ise ihtimallerin azalmasıydı. Sahip olamayacağını bilerek bakmaktı etrafa, geçmiş olsun demekti. Asla o kitaptaki adam yada kadın olamazdın artık.
"Sınırlı mutluluklar dönemine hoş geldiniz" yazan görünmez bir tabelanın altından geçerdin!
"Gerçekler dünyasına hoş geldiniz! Yetinmeyi öğrendiniz mi, öğrenmeniz gereken tek şeyi?"
Gençliğin bittiği yer, hayatın bittiği yerdi aslında, ikinci baharlar falan hep palavraydı, dünya senin sahibindi ve hapı yutmuştun."
…x…
Bu kadar.
Sonrası, EMEĞE SAYGI.
Eser Aslanlı
izmir
YORUMLAR
Nurten kardeşim; imanın şartı olan Kadere İman maddesine kafadan hayır diyen bir yazara dini bilgi eksikliğini kastederek cahil dedim. Okumamış, eksiği olan insana cahil denir. Ben de alim değilim. Pek çok konuda cahilim. Bütün çabam öğrenmek, doğruyu bulmak ve bundan mutlu olmak. Fikir söylemek yargılamak sayılmaz. Kimseye ceza kesmeye muktedir değilim. Benim eleştirilerimden dolayı da bırakın ben borçlu olayım. Sonra siz beni niye esefle kınıyorsunuz ki? Fikrim istenmese eleştiriye açık butonu kapatılırdı.
Sizinle aynı fikirde olmak zorunda da değilim. Size bir hakarat şöyle dursun saygısızlık da yapmadım.
Bana biraz haksızlık etmiyor musunuz? Saygılar.
Sevgili Narmer hanımefendi. Sizi anlıyorum. Takdir de ediyorum.
Yorumlarımızla kimsenin fikir değiştireceği yoktur. Bu da güzel bir tesbit. Ama emin olun benim de böyle bir amacım yok. Bana ne , isteyen istediğini okur ve düşünür. Ben sadece bolon yapılan kitap ve yazarlara dikkat çekmek istemiştim. Her kitap güzel, her yazar iyi değildir demek iztemiştim.
Haddimi aşmışsam özür dilerim.
Dün yazdığım " Yine çamur " adlı yazımda bu konudaki samimi fikirlerimi görürsünüz okursanız.
Fazla müyevazi olmayın. Öyle zannederler. Siz yetkin bir kalemsiniz. Takdir ediyorum. Saygılar.
Hiçbir yazarı ve hiçbir kitabı yererek eleştirmek, haddim değil. Özellikle, çok becerikli olmadığım, bir konuda iddialı görüşler bildirmek, beni cahillikten öteye götürmez. Okuyorum ve düşüncemi paylaşıyorum. Otorite değilim. Bir kitaptan ya da filmden, kendime göre, beklediğim bazı şeyler var. Bir filmin seyrini bitirdiğimde, oturduğum yerde kalıyorsam. Bir kitabın son sayfasını çevirdiğimde, ellerim üstünde, düşünceye dalıyorsam. İzlediğim ve okuduğum bana bir şeyler vermiş demektir.
Dini konularda donanımlı olmadığım ve görüşlerimin, inançlarımın, yollarımın farklı olduğunun bilincinde olduğum için, paylaşım ve yorumlarımda, mümkün olduğunca uzak durmaya çalışıyorum.
Hepimiz birer erişkiniz. Burada yazdığımız üç, beş satırla ne birbirimizin görüşlerini değiştirebiliriz ne de etkileyebiliriz.
Katkılarınızdan ötürü, teşekkür ederim. Sevgiler, saygılar.
yaa çok güzel bir şekilde eleştirmişsiniz kitabı değerini gözünüzde belirtmişsiniz.hiç hakaret içermeden yazarı yargılamadan.uslubunuza hayranım.ama eleştiren arkadaşa inanamıyorum.dinimiz kimseye kimseyi yargılama (inancı hakkında)yetki vermemiştir.ve kimsenin kimseye hakaret etme hakkı yoktur.hiç okumadım bu yazarı belkide sizin yorumunuzdan sonra da okumayı düşünmüyordum.ama bu yorumdan sonra bu hakaretten sonra yazara borçlu gibi hissettim kendimi ve alıp okuyacağım.
ve engin arkadaşımıda esefle karşılıyorum
Cahil bir yazardan cahilce bir kitap. En çok satan kitapları zaten okumam. Empoze edilen kitaplar zaten yakında filim yapılır. Mukaddesatlara küfredip yozlaşlaya katkı sunan her yazar bazı odaklarca destekleniyor.
Kader yoktur diyen bir yazar dinen cahil olduğu gibi büyük bir günahın da içindedir. " Kadere iman" Şartını da öğretmemişler kendine demek ki.
Haaaa, o bunları aşmıştır keskin zekasıyla lakin sırat'ı nasıl aşacaktır. Niye insanların kafasını karıştırıp vebal alma cesaretini gösterirler.
Üfürükten bir yazarın kitabını incelemişsiniz ve emek verip bizimle paylaşmışsınız. Çok sağolun. Çok sabırlı, çok nezaketli ve keskin görüşlüsünüz. Bunları inandığım için söylüyorum.
Ben aptal yerine konulmaya çalışılınca uzun süre nezaketimi koruyamıyor ve kılıcımı çekiyorum. Edebiyatla ilgili ve neden az okuduğumuzla ilgili yazılarımda döndürülen dolaplarla okuyucunun okumadan soğutulduğunu etraflıca yazmıştım. Bu konuda daha çok yazıp konuşmalıyız ki balonlar patlasın.
Kutlarım. Saygılarımla.