- 1282 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Üçbacı’dan Biri : Saadet ÜN
Mustafa CEYLAN
*************************
URFALIYIM
Garip bir ceylanım kendi hâlimde
Ne şah’da gözüm var ne de âlimde
Töhmetli yazmıyor gül cemâlimde
Urfalıyım diye germe yiğidim!
Gerip de yerlere serme yiğidim…
Haddimi bilirim boyumu aşmam
Serab-ı vâhada aşk ile coşmam
Yolda koyanların ardından koşmam
Urfalıyım diye sarma yiğidim!
Sarıp da gönlümü yorma yiğidim…
Çölde susuz kalsam haram su içmem
Üç beş kelâm ile kendimden geçmem
Hinliğin olsa da hinliği seçmem
Urfalıyım diye burma yiğidim!
Burup da sinemi yarma yiğidim…
Yoluna garazlı salmadım asla
Al gülü dalından yolmadım asla
Gaileye sebep olmadım asla
Urfalıyım diye yerme yiğidim!
Yerip de defterim dürme yiğidim…
Harami değilim yoluna çıkmam
Düşmanın değilim ocağın yıkmam
Vallahi yüzüne kin ile bakmam
Urfalıyım diye vurma yiğidim!
Vurup da dalımı kırma yiğidim…
Saadet ÜN
**
Diliyle yüreği, yüreğiyle aklı ve davranışları bütünleşen insanlar hep candan ve samimi olurlar. Başarılı insanların çoğu, bu pozitif birlikteliği kendinde başarmış insanlardan çıkmaktadır.
Saadet Ün, dili, yüreği ve aklı aynı çizgide bütünleşen Türk şiirinin son dönem en başarılı seslerinden birisi.
Önce Eskişehir’ de tanıdım ben O’nu. Sessiz, sakin ve derinden çağlayışını hissettim gördüğüm ilk anda. Hanımefendi kişiliği, davranış ve hareketlerinde billurlaşmış samimiyet ve ciddiyeti keşfetmiştim. Bir ana yüreği, bir kardeş-bacı yüreğini görmüştüm onda.
Ol ile Öl arasında, yer yer milli ve manevi havadaki hecenin sihirli kanatlarında yükselmiş şiirlerini görüyor ve yükselen başarı çıtasını izliyordum. Diyordu ki;
“Zaman kaç’a kuruldu, neresindeyim anın?
Kalk gözlerimden gaflet! Kopmadan kıyametim.
“Ol” ile “Öl” arası, kıymeti yok ki canın,
Ehli toprak rızkıyken, hem kemiğim hem etim…
Seyrettiğim âlemin nesine bu sevincim!
Beklerken dâr-ul bekâ, boşa geçen bu ömrü.
Kilitlenince dilim, kaybolunca bilincim,
Mümkün mü icra etmek, kula verilen emri…”
Haksızlıklar karşısında susmayan ve “bana ne, bana dokunmayan yılan bin yaşasın” demeyen bir şairimiz Saadet Ün. Hattâ bazen bir internet sitesinde bulunan kırk yüzlü insanlara “antoloji çavuşları” deyip, hiciv tokmağını bazılarının kafasında parçalayabiliyordu.
Hasretin, sevginin ve ince bir hüznün şairi Saadet ün.
Hasretinin içinde çok küçük yaşlarda ayrılıp bir daha dönemediği atayurdu Urfa’ya hasreti de vardı. Türkü çığırır gibi kaleme aldığı arı-duru şiirlerinde, Urfa’ya hasreti nakış nakış işlemiştir.
Urfa’yı, çok küçük yaşlarda balıklara yem attığı “Balıklı Göl” ü ile hatırlayan Saadet Ün, Urfa’nın Yusuf paşa Mahallesi’nde kendisinden evvel doğan ve hepside yaşamayan, ahrete göçen 4 kardeşten sonra dünyaya gelmiş. Dedelerinin evlerini hayâl-meyâl hatırlayan şair, “Yoruldum Ey Yâr” başlıklı şiirinde;
“Yazık ki kalmamış sevdaya vefa,
Dönüp de bakmadın yüze bir defa,
Sensizlik zor, bil ki ömrüme cefa,
Cebinde defterdim, dürüldüm! Ey yâr
Onulmaz yaramla baş başa kaldım,
Ruhumu sırtlayıp, zulmete daldım,
Oysaki sılanda bir garip kuldum;
Sıladan gurbete sürüldüm! Ey yâr”
Demektedir.
Evet, Çukurova’ya ırgatlığa gelen ailesi, memleketleri olan Urfa’ya dönmemiş ve İskenderun’a yerleşip kalmıştı. "Sıladan gurbete sürüldüm" deyişinde bu mecburiyet ve çocukluğunda babasız geçirdiği günlerin- zaman dilimlerinin izleri vardır. Daha çocuk yaşta iken, ortaokul ikinci sınıfta iken okulu bırakmak ve evlenmekle karşı karşıya kalmış şairimiz. İşte hüzün dolu yüreğinin canhıraş feryatlarının iklimi bu…Tam bu nokta…
Ama, Anadolu kadınının azim ve kararlılığıyla yılmadan, bıkmadan, usanmadan Düz lise ve kız Meslek lisesinin çocuk eğitimi bölümünü bitirdikten sonra, Açık öğretim Fakültesinden de mezun olmasını bilmiştir. İşte bu yürek, bu ana yüreği, bugün torunlarıyla ve o arı-duru-su misali akan şiirleriyle, şiir dünyamızın göklerinde parlamaya devam etmektedir.
Ben, Saadet Ün, Refika Doğan ve Serap Hoca’mızı, Antalya şairler buluşmamızda hep bir arada görmüş ve bu üçlüye, “üç bacılar” adını vermiştim. Üç güzel kocaman yürek. "Üç bacılar öyküsü" yazacağıma dair de kendi kendime söz verdim ve çoğu kere yazmaya niyetlendim, aldım elime kalemi, düşmedi öykü… Ancak, inşallah o ilham meleği bir gün o “üçbacı öyküsü”nü yazdıracak bana diyorum.
Başta bizim Güllük oluşumumuzun “Sevim Erdoğan Tezel ödülü” nü kazanan Saadet Ün, birçok yarışmalarda dereceler kazanmış, ödüller almış bir şairimizdir ve İlesam üyesidir.
Şiir yazmaya daha ilkokul sıralarında iken başlayan Ün, milli ve mânevi konularda kıvrak-akıcı bir üslupla hece şiirleri kaleme almakta. Milli meselelerde, memleketin önemli konularında da korkusuzca kalem oynatmaktadır. Bir şiirinde Avrupa Birliği dahil bakın güncel konulara nasıl yaklaşım göstermiş? Diyor ki:
“Bunları bize dost sanacak mıyız?
Şu AB yalanına kanacak mıyız?
Göz göre göre de yanacak mıyız?
Yarın geç olmadan sırt sırta verin.
Ülkemin ölçüldü boyu ve eni,
Unutma geçmişi, hastaydık hani!
Parçalanmak için baştaydık yani,
Yarın geç olmadan sırt sırta verin.”
Son zamanlarda, edebiyatdefteri sitesindeki “özleyişçiler ve üçüncü yeni” adıyla akım oluşturmaya gayret eden gruplarda sıkça Saadet Ün imzasına rastlamaktayız.
Şairimiz bir şiirinde diyor ki:
“Gönlüm hoş olsun diye kanınca dile,
Dört bir yanımı sardı şer ile hile,
Beş vakit’e sırt döndüm bahane ile,
Sana varmayan yolda dondum Ya Rabb’im! ...
Ölüm, saç ağardıkça akla düşüyor,
Karanlığım artıyor, canım üşüyor,
Zayi olan gençliğim yürek deşiyor,
Basamağım kalmadı, indim Ya Rabb’im! ...
Silemezsem üstümden kir ile pası,
Başıma bir bir insin hesap sopası,
Aldatıp durdu beni dünya ziyası,
Gün bitmez, devran sürer sandım Ya Rabb’im! ... “
Ayrıca, Mayıs 2005 ‘de Evraca yayınları arasında “Kadınlığım” isimli bir şiir kitabı da bulunan Saadet ün, çeşitli il gazetelerinde, internet sitelerinde ve antolojilerinde imzasına sık sık rastladığımız, bizim gurbetteki kardeşimizdir. Şiirlerinde katı gerçekle hayâl arasına serdiği gönül halısının nakışlarında renk renk gezinmeyi seven bir şair. Sevdiğiyle arasında hiçbir engelin olmamasını ister. Ulvi-yüce bir aşkın değirmeninde ekin ekin öğütür kendini. Dağları kaldırır aradan, diz çöker yârinin dizinin dibine. Dalı, tomurcuğu gülü olmak ister. Sevdiğine der ki:
“Bir türkü olaydım sazın telinde,
Mızrap mızrap beni çalaydın Ey Can! ...
Ah şu yüreğimin gurbet elinde;
Arayıp da beni bulaydın Ey Can! ...
Çıktığın dağlara ben de geleydim,
Dalın, tomurcuğun, gülün olaydım,
Yaslanıp sinene o an öleydim;
Nefesinle hayat olaydın Ey Can! ...
Dağları aradan çekmek isterdim,
Dizinin dibine çökmek isterdim,
Yürekte ne varsa dökmek isterdim;
Hâl bilip sesime geleydin Ey Can! ...”
Üçbacıdan birisi Saadet ün. O Akdeniz sahillerine seslerini ve mısralarını bezemiş üçbacıdan biri. Geceyi gündüz etme, dağları dümdüz etme ve zamana bir söz etme kabiliyeti bulunan üçbacıdan biri.
Bizim köyde üç kurnalı bir çeşme vardı. Çocukluğumun anılarının ortasında yalnızlığımın dehlizinde akıp duran o çeşmeyi hatırladıkça, üç bacı gelmekte gözuçlarıma.
Sözü fazla uzatmadan, burada noktalayalım ve üçbacı çeşmesinden “Yoruldum Ey Yar” başlıklı bir tas su içelim mi, ne dersiniz?
"YORULDUM EY YÂR!
Yer etti yüzümde acı bir gülüş,
Sorma hâllerimi, gerildim! Ey yâr
Ömrümü tüketti umuda dalış,
Dizimde takat yok, yoruldum! Ey yâr
Gidişinle arttı gönülde közüm,
Kilitlendi dilim, kalmadı sözüm,
Can’a ne ettim de gitti can özüm;
Ardından yerlere serildim! Ey yâr
Yazık ki kalmamış sevdaya vefa,
Dönüp de bakmadın yüze bir defa,
Sensizlik zor, bil ki ömrüme cefa,
Cebinde defterdim, dürüldüm! Ey yâr
Onulmaz yaramla baş başa kaldım,
Ruhumu sırtlayıp, zulmete daldım,
Oysaki sılanda bir garip kuldum;
Sıladan gurbete sürüldüm! Ey yâr
Ya sabır! Desem de kalmadı sabrım,
Mağlup etti hayat, bitmedi kahrım,
Kucak açsın artık, beklesin kabrim;
Aklımla ölüme kuruldum! Ey yâr
..................................Saadet ÜN"
YORUMLAR
“ Üç Bacı... Ve her birinin yüreğinde giz ACI... Yine de söndürememiş hayatın akışı içinde dört elle sarıldıkları yaşama aşkını... Üç Bacı... Hem tatlı hem acı hayatın zikzaklı yollarında inandıkları değerlerle, savundukları doğrularla eğilip bükülmeden gâh yalpalamış gâh dimdik yürümüş; Allah' ın verdiği bir tatlı canı yine O' nun alma vaktine değin alabildiğince diri tutmaya ve her halükârda yaşam suyunu özünden içmeye çalışmış üç can… Dünya malında gözü gönlü olmayan ve gönül gözüyle baktığı - bi vefa insana - zaman zaman sitemle dolsa da - sevgiyi-vefayı-dürüstlüğü esirgememiş... Uzak diyarlardan -üç yabancı gibi- gelip - birbiriyle örtüşen değer anlayışlarıyla- şiir kavşağında buluşmuş üç bacı, üç duyarlı yürek; kırılmış ama kırmamış/incinmiş ama incitmemiş...
İşte bu üç yürek, bu üç bacı; şiirin efsunkâr ikliminde bir başka koca yürekle tanış olup bu satırlara yansımış/yansıtılmış...
Bereketi özünde, her ne varsa sözünde...
" Üç' ten çıkan" İki Bacı' lm; sizi seviyorum, seviyorum be canlarım! Sizinle başka akar çeşm’ im kanım... “
…/…
Derin analiz yetiniz kadar paylaşımcı dost yüreğinize de saygı sevgi ve teşekkürlerimle Ceylan Hoca' m.
Ah Mustafa Hocam!
:((
Yaklaşık yarım saattir bu yazının başındayım...
Dokunsalar ağlayacağım...
Nasıl oldu da görmedim ben bu yazıyı...
İş hayatı, koşuşturmalar, bir çok zaman internet bağlantısında sorun yaşamam (kaldığım yerde ortak ağ kullanıyoruz) vs.
Aslında bunlar bahene değil. Ne söyleyeceğimi bilemez bir haldeyim. Hem mahçup olmuş hem üzülmüş hem de kendimden utanmış bir haldeyim...
Bin kez özür dilesem azdır biliyorum...
Özür diliyorum.
Bilmem af edilir miyim acaba...
Beni onurlandırdınız, mutlu ettiniz lakin ağlattınız da...
Hakkınızı helal edin.
Tebrik, teşekkür ve af edilmek dileğiyle
Saygılar
Çok değerli bir tahlille şairin yüreğinin sindiği mısraların arasındaki Saadet Ün dostumuzun hayatını yaprak yaprak önümüze koyan Ceylan Hocamıza teşekkür ediyoruz bu değerli çalışması için.
Saadet Ün
Bari siz haber verseydiniz Serap Hocam...
Bunca gün sonra bir tesadüf eseri okudum yazıyı...
Size sitemim olamaz elbet... Sitem edilecek biri varsa o da kendime olur ancak...
Muhatabı ben olduğum bu yazıya yorum yazdığınız için teşekkür ediyorum.
Sevgiyle kalın
"
çağdaş kadın şairlerimizden, " özleşim " topluluğu'nun çok değerli üyesi sevgili "Saadet ÜN"ü ;
anadolunun bağrından urfa'dan çıkan bir kadın şair olarak örnek oluşturan saygın öyküsüyle daha da yakından tanıdık sayenizde...
ne güzel ne içten bir paylaşımdı değerli dost sayın Mustafa Ceylan...
sevgim saygım her daim...tebriklerimle...
Saadet Ün
Şu an öyle üzgünüm ki...
Haberim olmadı. Vah bana vahlar bana...
Yorumunuz için teşekkür ediyorum.
Sevgimle