SERGÜZEŞT*
Bir boğulma, bir ölüm anı nasıl anlatılır…
Yıllarca kelime hazinemi genişletmek, hayatı anlamak için okuduğum kitaplardan ölümün, bu kadar iyi anlatıldığını görmemiştim…
“Ruhu yükseldikçe vücudu düşüyordu.
Şimşek gibi ani olarak geçen bir zaman içinde, Nil’in o soğuk öldürücü girdapları, doğunun seması gibi saf, aşk gibi günahsız olan Dilber’i birkaç kere derinliklerine doğru çektikten sonra artık suyun yüzüne çıkarmıştı.”
(Sezai, S. – (1889) – 2005 – ¬¬Sergüzeşt – Sf: 127 – Akvaryum Yayınları)
Bir kaç kez deriliklerine girdiğimiz hayatın, öldürücü girdaplarında yaşamaya çalışmak ne kadar zor… Bir gün biter umuduyla yanıp tutuşmak ve zamanın her zerresini bu uğurda harcamak… Bir lahza olsun mutluluğa ulaşmak gayesi ile çırpınmak ve karşılıksız bir sevginin öznesi olmak… Kelimelerin, cümlelerin esaretinde söyleyeceklerimizi söylemek ve yetersizliğimizi bir an olsun yüzümüze vurmadan geçmeyen hayat… Mahv ve perişanlığın gölgesinde ıslak dudaklardan dökülecek cümleleri beklemek… Hüzünlü bir akşamın arifesinde yıldızlar kadar çok; ama yalnız olmak… Bütün bir hayatın getirisinde sadece meyus düşüncelere sahip olmak; ne kadar zor…
Bir garip çocuksu sevincin sahibi iken; umutsuzluk ve kederin insanın kucağına verilmesi ne acıdır… Ne acıdır ki; güzelliklerin efendisi olmayı düşlerken; mutsuzluğun başkenti olmak… Gidenlerin arkasına yakılacak ağıtlara dahi zaman bulamazken, gelenleri güler yüzlü karşılamak ne kadar bedbaht bir durumdur; ancak, yaşayanlar bilir. Yoksul kelimelerle anlatmak isterken derdimizi, cümlelerimizi gözyaşları ile tamamlamak; ne garip bir haldir anlatılamaz. Anlatılacakların sahipsiz kalacağı bir dünyada cümle kurmak; çocuğu doğurup cami havlusuna bırakmakla eşdeğer... Bu durumu yaşatmaktansa cümlelerime, içimde hapsetmek daha karlıdır. Kara geçmek için kurulmaz cümleler; aksi halde karın esareti olunur sonra… Esaret bir bedeldir aslında eğer bedel ödemeye cesaretiniz varsa…
Üzerinde bir an olsun durmadığımız, bir an olsun düşünmediğimiz hayat: "Bizi hapsettiğin bu durum için söyleyeceklerin ne olursa olsun haksızlığını hiçbir kuvvet lehine çevirmeyecektir; bunu bilesin… Bilesin ki biz, esaretin her anını hafızamıza kazıdık… Bir gün bu esaret biter ve o çok sevdiğimiz cümlelerin esareti oluruz… Fazla kurulmayan ama kurulduğunda oluşturacağı sevgi girdabında bizi yaşatacak iki kelamın birleşiminden oluşuyor yaşama nedenimiz… "
Taner YAPKU
26 Kasım 2009 Perşembe
*SERGÜZEŞT: Samipaşazade Sezai’nin 1889 yılında yazdığı ve Yeni Türk Edebiyat’ının ilk örneklerinden olan romanı.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.