ELVEDA BULUT / öykü
Seni getirip de bahçedeki henüz fide olan dut ağcının ince gövdesine bağladıkları gün, sevdalanmıştım sana. Bir bulut inmişti sanki yeryüzüne. Bir tutam ak bulut… Ama bu bulutun kara gözleri vardı.
Sana, Bulut adını ben koydum.
Annem;
-Ona sen bak, olur mu? Madem çok sevdin, bayıldın kara gözlerine. Bak ki, bayrama kadar, büyüsün, şişmanlasın, dedi.
Evet, bayıldım kara gözlerine. Sadece gözlerine mi! Bulut gibi, pamuk gibi minnacık, bir tutam bedenine de…
Her sabah, erkenden kalkıp, tutam tutam yeşil ot yediriyorum, kara gözlü Bulut’uma. Minik pembe diliyle, yalayıp yutuyor yemeğini. Arada benim elime de değiyor, nemli , sıcak dudakları. O zaman , bir muhabbet doğuyor ikimizin içine de. Bakışıyoruz. Kim demiş, kuzular gülmez diye! Bulut’um kara gözleriyle bana gülüyor, işte.
Seni, o gün, o talihsiz sabah, alıp götürmüşler arka bahçeye. Annem beni niçin erkenden uyandırmadı o sabah. Neden? Sana, kara gözlerine son kez bakmamı neden engelledi?
Biz dosttuk seninle. Sen melemezdin ki, konuşurdun. Kimse anlamazdı benden başka söylediklerini. Bilirdim bunu ve hiç söz etmezdim kimseye. Şaşırmasınlar bize diye. Sır gibi saklardım sohbetlerimizi.
Günlerce ağladım. Annem, başka bir kuzu alırız, dediğinde, daha çok ağladım. Sen benim kuzumdun. Bütün kuzular aynı değildirler ki. Ben seni istiyordum sadece, seni.
Sen benim için özeldin. Ben seni evcilleştirmiştim. Aile olmuştuk.
Yüreğimi dağlayan en büyük şey ise; senin o güzelim bebek bedenini bana besletmeleriydi. Daha leziz olasın diye, sofralarda daha bol olasın diye, ben besledim seni. Ah! Nereden bilebilirdim ki!
Bir gün, bana dedin ki;
-Seni çok seviyorum, ama yakında gidiciyim ben. Sakın ağlama olur mu?
Şaka yapıyorsun sandım o zaman. Güldüm geçtim. Oysaki sen hiç şaka yapmazdın. Fakat ben, bu gerçeğin şaka olmasını diledim sadece. İçimde ince ince kanayan kalbim biliyordu şaka olmadığını.
Seni, bir gün kaybedeceğimi biliyordum.
Bazen, ipini çözer, gezmeye götürdüm seni. Koşardın arkamdan. Zıp zıp zıplardın sevincinden. Mahallenin çocukları imrenerek bakardı bize. Bu yüzden, annemden bir nazar boncuğu alıp taktım boynuna. Mavi boncuk, nasıl da yakıştı, o aklığın ortasına…
Şimdi yoksun, Bulut’um.
Ama ben, bu çocuk kalbimle, bir yetişkinden daha güçlü seviyorum seni. Kendime söz verdim: seni asla unutmayacağım. Eğer seni çok sevmeye devam edersem, hala yanımda olacaksın. Bundan o kadar eminim ki, konuşmaya bile başlayacağız yakında. Ne derlerse desinler, sen benim gerçek arkadaşım olmaya devam edeceksin.
Elveda…
YORUMLAR
Müget'çiğim hiç oraya buraya çekiştirmeden çok samimi bir şekilde söylüyorum.Çok haklısın.Ben olsam ben de aynı duygular içinde olurdum.Zaten yoruma kapattığın şiirinden de çıkarmıştım bunu.Duygularını öyle yalın öyle içten anlatmışsın ki etkilenmemek mümkün değil.Kutluyorum.Sevgilerimi gönderiyorum.