- 954 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Anne Yüreği (30)
Ayşe, muhtar ve Gülşah’ın eşi Kadir arabaya binip eve doğru yol aldılar. Mahallenin içine girmeden, mahallenin girişinde, Kadir ikisini bıraktı. Ayşe kendi evine girdi. Muhtarın kızı Yasemin, çocuklarla birlikte Ayşe’nin evinde kalmışlardı, ne olur ne olmaz diye ve onlarda sabaha doğru sızdıkları için, Ayşe’nin eve geldiğini duymamışlardı. Hemen üstünü değiştirip pijamalarını giydi ve mutfağa geçip ocağa çaydanlığı koydu. Saat sabahın altı otuzu olmuştu. Kahvaltı masasını hazırladı. O gün işe gitmeyecekti. Evde bekleyecekti.
Yasemin evde tıkırtıları duyunca kalktı ve Ayşe’nin geldiğini görünce;
“Geldiniz mi abla. Çok merak ettim. Çocuklar ne olduğunu bilmiyorlar. Sen anlatma dedin, ben de anlatmadım. Sıla biliyor. Bildiği için de hiç uyumadı meraktan. Sabah saat beşe doğru gözümüzü yummuşuz. Babam eve mi gitti”?
“Evet yasemin, eve gitti. Kader’i getirdik ve Gül hanımın dediği eve bıraktık. Bundan sonra ne olacağını bekleyip göreceğiz. Şimdi kahvaltı hazırladım. Bir şeyler yiyelim. Bir bardak çay içip, kendime geleyim”
“Abla, ben eve gideyim. Birileri gelirse beni burada görmesin. Fırına da uğrayıp ekmek alayım. Görenler ekmek almaya gittim sanırlar”
Yasemin, evden çıktı ve fırından iki ekmek alıp kendi evine geçti. Babası ve annesi mutfakta oturmuş, gecenin değerlendirmesini yapıyorlardı
“umarım hayırlı olur Kader için Hayriye Hanım. Kader, o kadar güzel bir çocuk ki, kapkara gözler. Küçücük bir beden. Görsen on beş yaşında demezsin. Sıla’dan daha cüssesiz. Bu kadar küçük bir çocuğu nasıl evlendirebilir bir baba, aklım almadı”
“Merak ettim muhtarım. Ne zaman göreceğiz Kader’i”?
“Hemen görebileceğimizi sanmıyorum. Gülşah hanımlarda kalacak. Ayşe’nin evine giden gelen olacak mı? Bu işin içinden nasıl çıkacağız? Gül hanım, Kader’e sahip çıktı şimdilik. sonrası ne olacak, nasıl yapacaklar bilmiyorum“?
“Allah’ın izniyle bunu da atlatacağız Muhtar. Neleri atlatmadık ki biz. Ayşe zaten doğru bir kadın. Sen, onu getirdiğinde bile endişe etmedin, hatırlasana”?
“Haklısın hanım. Biraz uzansam iyi olacak. Onca saat direksiyon salladım. Yoruldum valla.”
Saatler geçiyor, her şey normal gidiyordu ve öğle saatleri olmuştu. Kapının vurulması ile kapıya koştu Ayşe. Kapıyı açtığında iki polis kapıda bekliyordu.
“Buyurun memur bey, Bir şey mi var? “
“Hakkınızda şikâyet var Ayşe Hanım. Köyden kız kardeşinizi kaçırmakla suçlanıyorsunuz. Evi arayacağız.”
“Kardeşimi mi kaçırmışlar? Kim kaçırmış? Neden kaçırmış? Ben kardeşimi görmeyeli on dört ay oldu memur bey. Nasıl kardeşimi kaçırırım” ?
“Evinizi arayacağız, lütfen zorluk çıkartmayın”
“Arayın. Ama kardeşim burada yok. Kardeşimin nerde olduğunu babama sorun? O kızlarını satmaya alışkındır. Beni sattığı gibi, onu da satmıştır”
Polis, evi didik didik etti. Çocuklara sordu ama hiçbir şey bilmeyen çocuklar şakın şaşkın bakıyorlardı polisin yüzüne.
“Bizimle emniyete kadar geleceksiniz Ayşe Hanım”
Üç kardeş annelerinin eteklerine tutunmuş onu bir yere salmak istemiyorlardı.
“Merak etme kızım. Sen kardeşlerinle evde kal. Muhtar amcanlara gidersin. Ben gelince alırım sizi oradan”
Ayşe, ekip otosuna binip doğruca emniyete giderken, Sıla, Muhtara haber vermek için evden çıkmıştı. Muhtar, üstünü giyinip, Hayriye hanımla birlikte emniyete gitti. Ayşe’yi sorguya almışlar ama hiçbir şey öğrenememişlerdi. Sorgu odasında değildi zaten, hemen yan odada polis memuru ile konuşuyordu. Holde ise, babasının sesini duyuyordu.
“O kaçırtmıştır kızımı. Kendisi gibi orospu yapacak kardeşini de. Onları bir yakalayayım ikisini de öldüreceğim. Benim yüzümü yere eğmek ne demekmiş öğreteceğim onlara”
“Ya sus adam. Kızın bilmiyorum diyor. Gittiğimizde evinde temizlik yapıyordu kadıncağız. Hiçbir şeyden haberi yok. Neden kendi kardeşini kaçırsın evden”?
“Evlenmesin diye kaçırmıştır”
“Evlenmek mi? Sen, on beş yaşındaki kızını evlendiriyor muydun?”
“Evet, bu akşam kınası vardı. Şimdi o adam beni yaşatır mı o köyde? Ona sattım ben kızımı”
“Bir de sattım diyor ya. Kızın mal mı da satıyorsun be adam? Bir de "on beş yaşındaki kızımı sattım "diyor. Sen, yaptığının suç olduğunu bilmiyor musun” ?
“Ne suçu be, Ben suç muç anlamam. Kızlarımı on iki yaşından itibaren satarım. Mal benim değil mi? Size ne? Devlete ne? Ben ister satarım, ister öldürürüm”
“Atın şu adamı içeri. Birkaç gün kalsın nezarette de görsün bakalım mal ne demek. Alın şunu karşımdan. Elimden bir kaza çıkacak”
“Buraya şikâyet için geldim. Beni atamazsın içeri. Seni şikâyet edeceğim. Sürüm sürüm süründüreceğim. Ben kendi adaletimi kendim veririm. Sen göreceksin”
“Alın diyorum şu adamı karşımdan. Elimden bir kaza çıkacak. Alın şunu”
Adamı apar topar nezarete atmışlardı. Ayşe hala sorgudaydı ve komiser sorgu odasına geldi.
“Bir şeyden haberiniz yok değil mi Ayşe Hanım”?
“Yok komiserim. Nerden olsun. Tanırsınız beni. Ben ne zaman gidip kardeşimi alıp geleceğim ve nereye saklayacağım?
“Keşke kaçırsaydın da sen kaçırsaydın. Babanı nezarete attım. Umarım kardeşin emin ellerdedir”
“Umarım komiserim. Umarım. Yoksa onun başına bir şey gelirse çok yanarım”
“Böyle bir babanın elinden kaçması çok doğal bir kız çocuğunun”
“Anladınız değil mi komiserim, benim neden kaçtığımı o köyden” ?
“Anlıyorum zaten Ayşe Hanım. Muhtar ve eşi dışarıda seni bekliyor. İfadeni imzala ve evine git. Bir haber alırsak mutlaka bildiririz”
“Komiserim, kardeşim mutlaka bir yere sığınmıştır babamın zulümden ama esas benim aklım annemde kaldı. Ona bir şeyler yapmıştır babam. Onun hakkında bilgi nasıl alırım”?
“Ben şimdi Jandarma komutanı ile görüşürüm. Annen hakkında bilgi alabiliriz”
Komiser odasına geçip, ilçeyi arayıp, Jandarma komutanı ile görüşmüştü.
“Anneniz iyi imiş Ayşe Hanım. Baban, biraz hırpalamış ama kadıncağızın da hiç haberi yokmuş. Jandarmada bekliyormuş. Kızından haber almak için. Jandarma hala arıyormuş kardeşini. Umarım bulurlar”
“Teşekkür ederim komiserim. Umarım bulurlar
Devam Edecek
YORUMLAR
Ataerkil aile toplumunda ve feodal yapının ağırlık kazandığı yerlerde bu hep böyledir.Aile baskıları her zaman ön palana çıkar.
Baba baskısı hiç de tasvip edilecek bir durum değil ama...
Yine akıcı bir bölümdü.
Kurban Bayramınızı kutloarım Türkan janım.
Saygı ve selamlarımı gönderiyorum.selamlar...