- 533 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Hesaplaşma
Sabah ezanından hemen sonra hazırlanıp gittim sahile… Sessizdi, kimse yoktu henüz. Tek tek sayılabilirdi benim gibi uykuya düşman kişiler… Biraz yürüdükten sonra kayalıklara oturmak istedim. Rüzgar yüzüme vursun, üşüyeyim biraz daha; diye düşündüm…
* * *
İstediklerimin her zaman olmamasını umursamıyorum artık. Yaşanan onca şeyden sonra hayatımda yer alanlar için şükrediyorum her gün tanrıya. Bu açıdan iyiyim, hem de çok…
Anlatmıyorum artık ben kendimi, bunu gözlemliyorum kendimde… Zor geliyor kendimi anlatmak. Gereksiz buluyorum, değmeyeceğini düşünüyorum, bunun için enerjimin kalmadığını hissediyorum bazen. Zorlamıyorum bu yüzden kendimi. “Karşındaki seni bu kadar düşünüyor mu acaba?” diyorum ve cevabını hemen veriyorum: “Hayır!” Eskiden olsa bunu sorgulayıp bin takla atardım kendimi anlatabilmek için. İstemiyorum artık zorlama sevdaları, böyle olacaksa hiç olmasın. Ben yeteri kadar açıksam karşımdakine ve buna rağmen belirsizliklerimiz varsa “ortaklaşa hayatımızda”, üstüne üstük bir de tek taraflı düşünüyorsak çoğu zaman; işte o anda dönüp arkamı gidesim geliyor. Ve kısmen de olsa yapıyorum bunu… Kötü bir şey belki ama yapıyorum. Sebebi de çok basit: Ben bir adım atarken yerinde duruyorsa karşımdaki, ben adım atmaya devam etmem. Durduğum yerde dururum ki aradaki mesafemiz kadar anlayalım birbirimizi. Yok bu durumda anlaşamıyorsak da yapabilecek bir şey yok! Benim o deli zamanlarım çoktan geçti. Artık başkalarından çok kendim için varım, bir de tabi ki dostlarım. Akıl almayacak kadar çok sevdiğimi de bilirim ama akıllarda yer almayacak sevdalara artık fazlasıyla tokum, işte buna eminim! Kızmasınlar, darılmasınlar ama eğer insanlar bir şeyleri yaşamak istiyorlarsa hakkıyla, taşın altına ellerini koymayı bilsinler. İki kişinin yükü ağır, o yüzden de kusura bakmasınlar…
Nerede olduğumu sorduğunda hesap vermek zorunda kalacağım birisi olsa şimdi ve gerçekten hesap versem nasıl mutlu olurdum! Karşılıklı sorumluluk sahibi olmak… Bu mutlu ederdi beni, ben de mutlu etmeye çalışırdım karşımdakini. Şimdiki aklımla bu noktaya erişebilir miyim, çok zor görünüyor bana bu… Aynada yüzüme baktığımda henüz belirginleşmemiş çizgilerimi görüyorum ben ve gülümseyerek göz kırpıyorum kendime.
Bazı konularda denenmeyi benim sinirlerim kaldırmıyor. Ama eminim ki karşımdaki(ler) bunu bilmiyor(lar). Uyarılarım sert oluyor bazen, yapabileceğim bir şey yok! Kime karşı neyi ispatlamaya çalışıyoruz, hangimiz hangimizin hayatını yaşıyoruz ya da çok mu gerekli tüm bunlar?! Bunu onlar da bilmiyorlar ve haksızlık ettiklerinin farkında değiller. Onlara ben öğretemem bazı şeyleri, kendileri düşünebilmeli!
* * *
Rüzgara karşı, aklımdan geçerken eski ve yeni zaman hallerim kulağımdaki Sertab şarkısına kaptırdım kendimi. Yüzümde ise sade bir gülümseme…
“Aşk seni bulabilir de, uzakta durabilir de;
Samimi oluyor derken, mesafe koyabilir de;
Bu böyle…”
YORUMLAR
Sevgili Kıvanç, yazınız akıcı ve güzel olmuş. Bir çok kişi, okurken kendini bulabilir yazınızda. Yalnız bir önerim olacak. Zemin siyak, yazı kırmızı, hepimiz genç değiliz, yazıları zor görenlerimzi var. Daha bir tatlı renkler olsa diyorum... Kutluyorum... Hayırlı bayramlar...
Sevgiler...