- 1231 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
KÛN MEKTUPLARI - 2 -
Ey yar;
Şimdi yoksulluğum(n)la sarsılmasaydı kâinat, bu cümleler yazılmayacaktı.
Bu gün yüreğimi bir hançerin ucuna koydum ve kendi ellerime kendime kıydım.
Şehir suskun. Çiğ dolmuş koyaklarına geceden.
Kahır sermişler yollarına, yürüdükçe bulaşmakta ayaklarıma..
Bu şehir hiçbir şeyi unutturmuyor bana.
Yanıyor şehirler ve biz kavruluyoruz. Bir kıvılcım her şeyi küle çeviriyor. Ateşe çok yakınız ama yanmayacağız inşallah.
Çünkü ateşe çok yakın olanlar yanmaz, sadece terler.
Haktan ayrılan hakikate varamaz, bahtiyar olamaz bunu bilirim ben. Eğer siz de şeytani dürtülerle değil de hak rızasına binaen sevdiyseniz, ancak o zaman anladınız kalemi.
Başka türlü kelamlarımı anlamanız mümkün değildir.
Evet, dünya yanıyor ve içi koskocaman bir ateş topu.
Sanki dünya kendi ateşini insanların içerisine döküyor da hepsini aynı derde düşürüyor.
Herkesin bir yangın yeri var bir türlü söndürülemeyen.
Dünya sürekli dönüyor ve sürekli bir hareket var.
Peki, duraklar nerede? Ya da her mola yerinde ne ile karşılaşacağız?
Asıl önemlisi sürgünün sonunda, o son mola yerinde bizi kim karşılayacak.
Ne kötü şeydir o son mola yerinde bir karşılayanı olmamak.
Yazık!
Vallahi de billahi de çok yazık orada karşılayanı olmayana…
Benim feryatlarım kendi içerimde.
Azabım dünyanın zevklerine değildir.
Bundan her zaman Yüce rabbime sığınırım. Çoktan vazgeçtim âlemi öğrenmekten.
O âlemdir ki kendini bilmeyenlere, kendinin farkında olamayanlara hiç bir şey söylemiyor.
Gül ve sarımsak, ikisi de koku verir ama hiç gül ile sarımsak kokusu aynı olabilir mi?
Heyhat, nasipsizler anladım sanıyorlar da ancak kendilerini aldatıyorlar.
Çünkü her hükümdar aslında sadece kendi tahtının mahkûmudur.
Öyleyse ben şimdi kendi tahtımı seçemez miyim?
Kendi tahtını seçemeyecek kadar ahmak olmaktan yine rabbime sığınırım.
Şimdi yine kavruk bir çöl oldu yüreğim ahenginde bin asalet olan.. .
Sen benim kalabalıklığım, ben senin yalnızlığınım.
Gözyaşlarımdan zümrütler dökülüyor sırçadan yüreğime yıldız yerine.
Düşlerimde miydi vurgunluğum sana, o yüzden mi hiç gerçek olamadın.
O yüzden mi sıcacık bir gülüşü, koyu bir bakışmayı çok gördün bana.
O yüzden mi tarif edilemeyen, eşi benzeri olmayan gerçeküstü bir sevda bu benimkisi ..
Bak, yürekte tüm güzelliği ile masum çocuklar gibi uyumakta hâlâ…
Çünkü “Gerçek sevgili tek olan benzeri olamayan sevgilidir.
Gerçek âşık ta hallerin hâkimidir. O hâle kapılıp kalmaz, hale mahkûm olmaz.” diyor erenler…
Ve ilave ediyorlar: “Beklemek gerek, sevmek beklemektir, beklemek ise yiğitliktir”.
Beklemek ve sevgiliden gelen her hançere “hayır” diyememek..
Yardan gelen her cefaya tereddütsüz boyun eğmektir.
Ram olurken kader denilen alınyazından süzülen hikmet damlalarına,
kalbini tereddütsüz o en keskin bıçağın ucuna koyabilmektir.
Havva’nın Âdem’e olan sevgisi kadar, kovulsa da sekiz cennetten, gözünün ondan başkasını görmemesidir.
O yüzdendir şimdilerde nurlu yüzünü ve şefkatli tebessümlerini unutamayışım?
Ey benim gül bahçeleri içinde ruhu ruhumda yaşayanım.
Bana hep mana olan ve ruhumdaki olgunluğa o görünmez varlığı ile kılavuzluk ederken sen,
ne çok kendimden bildim seni. Ve ne çok kendinden bildim beni?
Her aldığım nefese nakışlarla işlenmişsen sırlı bir duvak misali.
Şimdi her özlemime ad oluyorsan gayri ihtiyari, ne önemi var akıp gitmeyen zamanların.
Bir derviş sabrıyla seyrederken mana iklimlerindeki o temaşayı, kulağımda bir ninnidir Yunusun sesi:
“Gülden kurulmuş bir Pazar
Gül alırlar gül satarlar
Gülden terazi tutarlar
Alanlar gül, satanlar gül”
İki gül ve bir Pazar! Bir aşk ve bir hicran! Şehir perişan..
Geceden maviyi süzerken erguvanlar, ateşlerin öptüğü yanaklarım al al.
Bende hayatın yüzü hep ıslaktı, varlığınla boyandı tüm duvarlar…
Bana gül kokusunu getiriyor her rüzgar..
Her gülde yanar bir bahar…
Her baharda gamzelerinden düşerim toprağa...
Ümitlerim kadar!
Özlenen bitmeyendir diyorlar,
Özleniyorsun yar!
../..devam edecek…
K/argülü...
YORUMLAR
"Haktan ayrılan hakikate varamaz, bahtiyar olamaz bunu bilirim ben. Eğer siz de şeytani dürtülerle değil de hak rızasına binaen sevdiyseniz, ancak o zaman anladınız kalemi. "
yukardan alıntı yapmak istemezdim cümleler çok ağır ve ümitsiz teslimiyet sunar isyanı içinde kavrulan kim bilebilir kainatın kendi içinde kavrulduğunu yorum için yorum yazmadım satırların içinde boğuldum
kadere iman kedere derman ! "bir aşk için ölünür mü bak işte ben ölüyorum" bu sevda Allah aşkı!Allah için aşk ! buna yorum yazmak için ders çalışmalı evet ders alışmalı hiç bir yorumda yorulmadım senin şiirlerinde yorulduğum kadar her karanlığın sabahı vardır buna inanırım çalışmalarında başarılar dilerim !!
İki gül ve bir Pazar! Bir aşk ve bir hicran! Şehir perişan..
Geceden maviyi süzerken erguvanlar, ateşlerin öptüğü yanaklarım al al.
Bende hayatın yüzü hep ıslaktı, varlığınla boyandı tüm duvarlar…
Bana gül kokusunu getiriyor her rüzgar..
Her gülde yanar bir bahar…
Her baharda gamzelerinden düşerim toprağa...
Ümitlerim kadar!
Özlenen bitmeyendir diyorlar,
Özleniyorsun yar!
seni okurken hep imenmişimdir kalemine..hayranlıkla okudum hissettim bu duygu selini..ne harikaydı şiir gibi düştü damlaları içime..sevgimle .
elemek zamanı ince delikli kevgirden
ve dökülenlere dokuna bilmek
geride kalanlara yanmak, cayır cayır yanmak...
özlem, bir olanda çoğul kavramından fırlamış tek olduğumuz halde çoğul hayatımızda tek olanın valığına delildir aslında.gözlerimiz hep ebediliğe uzanır, dalar gideriz. bir mektup yazmak çoğula ,özleme ,geçmişe ve geleceğe....
mürekkep sever kalemi hakikate dokunduğunda...seni seviyorum...
beni de özle...sevgi ve dualarımla....
Etkilenmemek elde değil yazınızdan... Adeta içine çekti beni satır aralarındaki manalar. Hisseder gibi oldum, kokusunu duyar gibi oldum sonlarına doğru güllerin. Ve şöyle düşünmeden geçemedim. Dünya durmadan dönüyor... Öyleyse bazı şeylere zaman ayırmak için bunu bahane etmemek lazım. Bırakalım dünya dönsün... Uğrak yeri, mola yeri bol. Bende tüm bunları uyandıran yazınızı okumaya nail olduğum için seviniyorum. Ellerinize sağlık. Kaleminizle yepyeni ve güçlü eserler dilerim...
Evet, dünya yanıyor ve içi koskocaman bir ateş topu. Sanki dünya kendi ateşini insanların içerisine döküyor da hepsini aynı derde düşürüyor. Herkesin bir yangın yeri var bir türlü söndürülemeyen.
sevgili ALMİLA....
seni seviyorum desem ....
ve o kocaman yüreğine alkış desem....
sevgimle...