ARABA...
gözlüğünü ovdu ve bir daha baktı içeriye, evin içinde sıkışan rüzgar masanın üstündeki yazı ve çalışma kağıtlarını yere saçmış bir süre sonra çıkmıştı.Eğildi önce romanının başlığını yazdığı sayfayı aldı masanın üstüne koydu, masanın üstünde devrilmiş duran bardağın kenarındaki su, -başlık- yazılı sayfayı ıslattı.birden rüzgarın tekrar içeri sızmak istediğini anladı hemen pencereyi kapatmaya çalıştı bu esnada masada duran bardağa çarptı ve bardak yere düştü paramparça oldu ve halısı olmayan döşemeye sümük gibi yapışmıştı ,selim sinirlendi -romanına da sanada bardağına da - diye mırıldandı ....diğer kağıtları da sanki mesaiye yetişecekmiş gibi aceleci tavırlarla toplamaya koyuldu .bir kaç dakika sonra romanını düşündü masasına oturdu ,eline kalemi almadı pencereden dışarı baktı günün ilerleyen saatlerinde güneşin azaldığını kafasından geçirdi ama dayanamadı kalemi eline aldı esnedi sanki kalem bir organıymış gibi hissetti bir an,kalemi elime alamayınca da yazamıyorum ki diye düşündü...yan taraftaki ağlayan çocuk sesine ne tepki vereceğini düşündü çünkü daha önce aylayla konuşurlarken bazı şeylere çabuk sinirlenmemesi gerektiği iiçn söz vermişti hatta beyaz şekeri bile azaltmıştı artık çok sevdiği demli çayı bile iki aydır içmiyordu..gece geç oldu,şehrin gürültüsü iyice azalmıştı kaldırımda yürüyen insanların ayak sesi artmıştı.. ayla içeri girdiğinde az önce balık temizlediği kokusundan belliydi , selim, şu kokuyu içeri sokmasan ilhamımın içine ediyorsun diye ağzında yuvarladı cümlelerini ve önünde duran kağıtlara birşey yazıyormuş gibi yapmaya devam etti çünkü beş dakikadır kahramanının karakter analizini yapıyordu - aslında ayla içeri girdiğinde odaya çivi gibi çakılan balık kokusu ona bir fikir vermişti - ama o aylaya poz yapıyordu ... o tam içeri girerken bir anda yazmaya çalıştığı romanın ikinci kişisini balık pazarına götürmeye karar vermişti aslında.....birden roman yazmaktan vazgeçti daha doğrusu masaya kasıtlı bir şekilde çarpan aylanın kavga öncesi boğuk, hırıltı karışımı sesine kulak vermişti aslında yorulduğunu da hissedince tamam dedi ayla’ya -sanki ayağa kalkması onu savaşa sokmuştu-...ayla çevik bir hareketle pencereyi açtı hava almak istiyordu fakat selim havanın soğuk olduğunu söyledi yine de aklınının bir ucunda yazacağı romanın başında, kahramanı ali’ninin sokakta mı evde mi başlaması gerektiğini düşünüyordu ...siyah bir şapka giyecek dedi tam içinden ayla kısa adımlarla sanki az sonra geliyorum bekle der gibi dışarı çıktı ve elinde sarı bir zarf içinde geri döndü selim tekrar masaya dönmüştü ki ayla nın ilk sözüyle canlandı ortam , ayla sinirli olduğunda saçları dik dik olurdu ,yanakları kızarırdı cümlelerinde bir acemilik ve aksama olurdu bu durum aynen belirmişti yine ,zarfı masanın üzerine fırlattı zarf masanın sağındaki kitapların altına girdi.selim titrek ve sakar bir hamleyle zarfı aldı çekmeceden bir makas çıkarmak istiyordu yavaşlamak istedi iyice ağır davrandı hatta bir ara sigara yakmayı denedi masanın üzerinde duran samsun sigarasından aldı ve yaktı odadaki o eski iğrenç koku canlandı birden ,selim zarfı açtı karısının duyacağı sesle vav bizim