- 929 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
SEN BENİM NEYİMSİN
SEN BENİM NEYİMSİN?
İçe döndüm bu sabah. Hayatımı taradım. Neler bulup neler neler yitirmişim? Nelerinde tadını çıkarıp mutlu olmuşum.
Kayıpları düşündüm. Tümü benim hatam değildi elbette. Ama yanlış kararlarım, korkaklığım, tembelliğim, zamanlama hatalarım, dar vakitlerde büyük işler beceremeyişim, kendi sorularıma kendi olumsuz cevaplarım, O ne der, bu ne der, el ne der gibi her şeyin sonunu düşünerek korkup vazgeçişim, Önce karşıdan bekleyişim kayıplarımın başlıca sebepleriydi. Hep, bekleyeni gönderip gelmeyeni bekledim. Hep kendime setler koyup kendime yenildim. Kendimi yenebilsem en mutlu bendim.
Ne istediğimi tarttım. İsteklerimi hep ötelemişim. 40 yıl kaybetmişim o kadar. Artık engel yok, korku yok, kimseyi düşünmek yok,40 yıl daha kaybetmek yok. Çünkü 40 yılımız daha yok.
Neyim vardı bu yaşta, neler kazanmıştım? İki dükkân, bir aile ve biraz tarla. Diğerleri bir şekilde elden çıkmıştı. Benden yaşlı ve zengin büyüklerim de tamamen kaybediyordu kazandıklarını. En azından evlatlara torunlara bölünüyordu. Benim dediğin ve en sevdiğin şeyler bile elden bir şekilde çıkıp başkasının oluyordu. Bu gün ölsem eşim bile başkasının olmayacak mıydı? Nerede boğazdaki yalıların ilk sahipleri? Nerede Atilla, Nerede Timur?
Ölüm varken bizim olan ne vardı ki? Tapular bile bir şey ifade etmezdi.
Evlatlarımız vardı bizi unutup kendi dertlerine düşmese. Bulutu güneşinden çoktu evlatların. Anne ve babalarımızı da tez kaybediyorduk zaten.
Çevremiz ve dostlarımız ya ilgisiz, ya sahte, ya düşmandı. “ Kardeş iyi olsa Allah’ın da olurdu” diyen atasözlerimiz vardı. Gürgenin çivisi kendindendi.
Hâkim, “Boşadım Sizi” dediği an ne eş, ne baldız, ne kayın, ne elti kalıyordu. Hani benim dediklerim? Şimdi benim eşim misin? Halen enişten miyim?
Torunum benimse niye başka dedeleri var? Kayın validem boşandıktan sonrada bana evlat der mi? Kayın babam halen babam mı olur? Bayramlarda sevgiyle kucaklaşır mıyız halen?
Birbirimize aynı içtenlikle ve aynı gözle bakar mıyız?
Sen benim misin ve neyimsin? Benim olan ne? Canım mı benim?
Azrail’den niye korkuyorum o zaman?
Aslında hiç birimizin hiçbir şeyi yoktu. Her an her şey kaybedilebilinirdi. Biz yaşadığımız anındık, imanımız da eğer kaybetmezsek bizim olabileceğine göre; bizim olan bir şey yoktu bu âlemde.
Beni bunca meşgul eden, söyle şimdi sen benim neyimsin?
YORUMLAR
Güzel bir iç konuşma. Ara sıra yapılması gerekir. Bitiş sorusunun yanıtı ise ruh haline göre değişir." Herşeyimsin " de denebilir," hiç bir şeyimsin " de. Yazdığınız hiç bir şeyden soyutlayamayız kendimizi. Yaşadığımız sürece "bizim" dir hepsi. Hayatın kendisi bile. Bittiği zaman, bitmiştir. Kime ait olacakları kendi tercihleridir. Biz'i ilgilendiren, artık bizim olmayışlarıdır. Sevgiler.
Bugün kendinizi sorgulama günündesiniz sanırım.
Ömrümüz hep bir çaba ve uğraşla geçiyor; peki ne için? Koca bir hiç bizden geriye kalacak olan. Ölüm en hakiki gerçek. Zaman zaman iç hesaplaşmaya girmemiz ve kendimizi sorgulamamız gerek sanırım, şöyle bir silkinebilmek için.
Düşündürdü yazınız...
Saygılarımla...
bizim olan tek şey sesimiz..ve sonsuz olacak tek şey de o..siz ne kadar kelimelerinizi sese dönüştürürseniz o kadar sonsuzlaşacaksınız evrende..bir sesten başka bir şey değiliz.
hayatta hiçbir şeyimiz yok gerçek anlamda..herşey çıakr ilişkisi..kimi ilişkiler daha samimiyet arzediyor ki yine de temeli "al gülüm ver gülüm"
ne zaman ki gerçek anlamda özgürüz - ki bu bir ütopya- o zaman yanımızda yakınımızda olan her ne varsa bizim..
bize ait tek şey düşüncelerimiz..onları sese dönüştürdükçe aitliklerini bağırabiliriz mesela..
içeriği sorgusu güzel bir yazıydı..tebriklerimle..