Bir insanı avucunuza almanın en iyi yolu, kalbini kazanmaktır.-- la cordaıre
aysegulguncan
aysegulguncan
@aysegulguncan

yokluğunun ayak izleri

23 Kasım 2009 Pazartesi
Yorum

yokluğunun ayak izleri

7

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2281

Okunma

yokluğunun ayak izleri

yokluğunun ayak izleri

Ne vefasız bir mevsim,
Ve biz, öylesine umarsızız ki, tenimizi, canımıza kast eden deccal bir ayrılığın poyrazına emanet edebiliyoruz…


İtiraf et beni özlediğini ve buyur et mabedine,
Özleminden geliyorum…




Yorucu bir yalnızlık bu sevgilim, anla beni. Aşkla aldığı nefesleri, ayrılıkla yüz bin defa çarpmış ve arta kalan yokluğuna bölmüş bir kadının bitkin sözleridir bunlar.


Şimdi n’olur müsaade et, gözlerinde birazcık dinlensin yüreğim.



Konuşmak istiyorum seninle eskisi gibi şuradan buradan. Bensizliğinden, bendeki sensizliğimden. Anlarsın ya, her şey olmayı bir türlü başaramamış hiç kimsesizliğimizden…


Öncelikle şu üzerimdeki sensizliği çıkarıp asmalıyım portmantoya. Varlığın çok sıcak…



Haydi, sen de içimdeki yokluğunu biraz olsun ısıtacak tavşankanı bir ağıt demle bana. Ağlarız belki eski günlerdeki gibi diz dize, göz göze. Hırçın bir lacivertin anaforunda, an be an dibe çekilmiş sevgimize.


Kim bilir yeniden sığınırız belki de; boyasına siyah vurmadığımız aşkımızın eskizine…


Sana anlatmak istediğim çok anı olabilirdi belki, ama ben sensizliğimde hiçbir ânı, anı niyetine zihnime işlemedim ki…


Haydi, sen konuş sevgilim, sil baştan konuş benimle… Son kurduğun cümleleri hiç kurmamışsın varsayıyorum. Zaten sen bana hiçbir vakitaşk bitti” demedin… Kaldı ki ben de hiçbir vakit, nevrotik bir aşkla varlığını hırpalamış değildim. Kimdi onlar, hayatımıza girip bizi bize düşman eden iki yabancı? Sen anımsıyor musun, ben unuttum…


Karşımda duran benliğinden öte, her şeyi unutmaya hazırım zaten nihayetinde…


Şimdi bir negatiften bakmayı başarabilmeliyiz mazimize. Güzel olan kareleri ayıklayıp, kötü olanları karanlık odanın çaresizliğine hapsetmek üzere…


Biraz zayıfladın mı sen, bana mı öyle geliyor? Kasvetimle üzerine yüklediğim hüznün ağırlığı, yokluğumda bünyeni terk etmiş olmalı. Haklısın sevgilim, ben aşkın boyutunu çizmeyi bir türlü öğrenemeyenlerdendim yüreğime. Ondandı bunca şefkatim, ruhunu ruhuma esir ettiğim bunca şehvetim. Ondandı varlığına adadığım bu doludizgin esaretim. Bağışlar mısın bilmiyorum.


Şimdi, şuracıkta diz çöksem önüne ve bir bir itiraf etsem sensiz geçen gecelerin yarattığı isyankâr günahlarımı bağışlar mısın beni? Ruhunun usaresinden kopup gelen o kutsallıkla vaftiz eder misin kanayan canımı? Baba, eros ve kutsal aşk adına vaftiz eder misin yokluğundan an be an doğan canavar yanımı?



Ağlıyor musun sevgilim? Dur! Çantamda, bağrına yokluğunu işlediğim birkaç tane şiir var, gözyaşlarını silelim.


Bana bakma, ben ağlamıyorum. Hep böyle ara sıra sevda kaçıyor gözlerime. Önemsemiyorum…



Ne diyordum? Evet, bağışlanmak diliyordum. İnsan kaybetmemek için gururundan taviz verebilmeli değil mi? Varlığından verdiğim tavizlerden yoruldum. Al, neyimi istersen al, ne duymak istiyorsan söyleyeyim. Yeter ki öp artık kanayan kalp kapakçığımı. Biliyorum, dudakların temas etmeyince geçmiyor bu (d)okunaklı acı.


( tek bir kelime etmedik oysa, edemedik. Birbirine söyleyebilecek tek bir sözü bile olmayan, gururlu oysa suçluluğu gün gibi aşikâr iki cani psikolojisindeyiz. Söyleyemediklerimizin iç kanatan terennümünde, nihavent yanılgılar biriktiriyoruz içimizde. Konuşsak, tüm engelleri aşarak birbirini sarıp sarmalanmaya muktedir iki yürek yangını bizimkisi. Sussak; çöl büyüyecek gözlerimizde an ben kuraklaşan bu yağmur ormanları. En iyisi sadece bakmak… Bize düşen, gözlerin bitimsiz ve yarı saydam telaşında, müntehir bir sevdanın yasını tutmak…)


Ben kalksam iyi olacak artık. Malum sığınağımda bekleyen acılarım , yalnızlıklarım , yarım kalmışlıklarım var. Bekletmemeliyim onları , yoksa kızarlar.


Üzülme, yine gelirim. Yine konuşamayız bizden, dem vuramayız mazimizden. Yine dokunamaz ellerimiz birbirimizin acıyan yerine, yine değmez yüreğimiz sevda açlığından yokluk kokan nefesimize…


Ama yine gelirim üzülme…


Şimdi hoş kal canımın yarısı…

Gidiyorum gözlerinin değmediği her yere…

Emanetimsin yüreğime…



ankara/k a s ı m i k i b i n d o k u z

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Yokluğunun ayak izleri Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yokluğunun ayak izleri yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
yokluğunun ayak izleri yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
hyazici58
hyazici58, @hyazici58
26.11.2009 13:22:30
Müthiş!...Yürekten kutladım.Selam,saygı...
Ahmet Bektaş
Ahmet Bektaş, @ahmetbektas
23.11.2009 19:33:21
10 puan verdi
"Sana anlatmak istediğim çok anı olabilirdi belki, ama ben sensizliğimde hiçbir ânı, anı niyetine zihnime işlemedim ki…"

Evet,
sadece farkındalıkla işlenen"an" gerçek anı olur. Diğer anlar kayıp kayıp hükmünde.
Zihne işlemek ,ebedileştirmek aynı zamanda. Data oluşturmak.
--
Tebrik ederim.

Sevgi Dündar
Sevgi Dündar, @sevgidundar
23.11.2009 17:16:11
10 puan verdi
okuyup yorumsuz kalmıştım yaaa..içim elvermedi be kızım..
yine geleceğimi biliyorum ama burada olduğumu bil istedim...
yorumdan sayma..geçtik uğradık..gecenin bir vaktinde mola veririz elbet..
yüreğimin tam ortasından geçen bir çalışmaydı..
ve takıldım maziye negatiften bakmak deyince...her bi şeyin bir aksi vardır elbette ama yaşanmışlıklar tek kare girerler geçmişimize...:))
sakın düşme aşkın boyutlarını çizmek gibi bir hengameye...kalamayıp hududtta sınır ihlallerine düşme diye...

sevgiler.....öpüldün...
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
23.11.2009 11:49:33
Özenle yazılmış, duyguyla yoğrulmuş,düşündüren hatta yoran bir yazı. Gözlerin yarı saydam telaşı, müntehir bir sevdanın yası' nı örnek verebilirim. Akıcıydı ama kolay değildi. Tebrikler.
szr
szr, @szr
23.11.2009 11:43:22
Ellerine sağlık çok güzel bir yazı. Tebrik ederim.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
23.11.2009 10:00:26
10 puan verdi
Sabah çok erkenlerde yağan yağmurlar gibi düşmüş deftere...Kimseler görmemiş, bedenlerin en yorgun düştüğü saatlerde, yağmurlar altındaki kadını...Yağmurla hemhalmiş zaten O, öyküsüne uygarlık değssin istememiş. Yazmış gitmiş besbelli, o yağmurlarda ıslanmış, gözyaşlılığı bize bırakmış...
Serap Baycan
Serap Baycan, @serapbaycan
23.11.2009 09:15:44
10 puan verdi
Dil her zaman ki gibi akıcı ve duru. İmlâ kurallarına uygunluğu zaten tartışılmaz.
Benzetmeler abartmasız; cümleler yormuyor insanı...
Yazan kalemi tebrik ederim.
Sevgi ve saygılarımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.