- 1656 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
AİDS KURBANI MI ?
Yıl 1989 . İzmir Evka-1 Semtinde, yeni açılacak bir okulda ,görev yapıp yapmayacağı sorulmuştu öğretmene. Bir Anadolu lisesiydi. Yaptığı çalışmaların ödüllendirilmesi olarak yapılıyordu bu teklif, Milli eğitim Müdürlüğünden. Öğretmen , çok mutlanmıştı. yeni açılacak bir okulda çalışmak düşüncesi, heyecanlandırmıştı o küçücük yüreği , meslek aşkıyla dolu olan.
Bir Lisenin Alt katında, geçici olarak , açılmıştı Eğitim -Öğretime okul. 2 İngilizce, 1 Fransızca şubesi vardı. Toplam üç sınıf, otuz altışar öğrencilik. Heyecan doruktaydı. Altı öğretmen ve Okul Müdürü , başlamışlardı göreve. Müdür odasında bir kırık masa ve altı tane tahta sandalye, sınıflarda da diğer okullarda kullanılmayan ,depolardaki sıralar konmuştu. Sınıf tahtaları bile yoktu.İktidarın, reklam amaçlı açtığı bir Okulda çalışmak.....Yoktan var edebilmek adına, umutla bakıyordu Öğretmen, geleceğe , azimliydi.. .Düşlerinde görüyordu, okulunu , İzmir’in , sayılı başarılı okulları arasında olacaktı.Ne cumartesi ne pazar evinde değildi. Gönüllü Öğretmenler, okulu boyuyor, eski sıraları zımparalıyor ,sınıfları temizliyorlardı. Pazartesi, öğrencilerini temiz sınıflarla karşılıyordu. Milli Eğt. hizmetli kadrosu vermemişti. İlk öğretim sonrası, öğrenci ve öğretmenler, tüm gün beraberlerdi. Yoruluyorlardı öğrenciler, okul temposuna dayanamıyorlar, naz yapıyorlardı. Yabancı dil öğrenmekte zorluk çekenler de ağlıyordu zaman zaman. Avutandı öğretmenler, yemek yediren, yemek servisi yapan, sırayla, masaları toplayan ve derslere giren özverili öğretmenler.. Ek branşları Türkçe olan öğretmenler, bu dersteki açığı doldurdukları gibi, matematik ve Din dersi, Sosyal bilgiler derslerinin de açığını kapatıyorlardı. Haftada 42- 45 saat arası çalışıyorlardı..
Eşine ve çocuklarına zaman ayırmakta zorlanıyordu Öğretmen.Ancak , bu geçici durumu kabul ettirmişti ailesine.Tüm öğrenciler ve öğretmenler iyice kaynaşmışlardı, Öğretim yılı süresince. Ailelerle de. Günler, mutlu geçiyordu. Tempo hızlıydı.İyisi, doğrusu, güzeli ve eksiğiyle bir Eğitim-Öğretim yılı bitmişti.
O yaz , Ülkemizde Aids hastalığı ve bulaşıcılığı yayılmış, ürkütmüştü toplumu. Domuz gribi gibi. Endişe içindeydik hepimiz...
______Okul açıldığı gün, bahçede bir karmaşa gördü Öğretmen. Aids sözü dolaşıyordu ortada ve sıraya girmek istemiyordu öğrenciler. Orta 1-A sınıfından bir öğrencinin aids olduğu halde , okula geldiğini ve ailesine alması için telefon edildiğini duymuş, çok üzülmüştü. Bilinçsiz davranış sergiliyorlardı, yeni öğrenci velileri ve öğretmenlerin bir kısmı.Öğretmen, Fatma Malya’nın aids olduğunu duydu , onun yanına gitti. Anne ve Babası da öğretmendi Fatma’nın.Bir önceki öğretim yılında, kilolu olduğu için pek yalnız kalmış, arkadaşlarından uzaklaşmıştı Fatma. İçe dönüktü, utanıyordu kilolu olduğu için.Arkadaşları da aralarına almıyorlardı fatma’yı Sadece , o Öğretmenine yakındı. her konuda sorununu paylaşıyordu çok sevdiği Öğretmeniyle..Anneden daha yakındı Öğretmeni onunla. Öğretmen , konuşunca onunla, öğrendi gerçeği. Aslında, arkadaşlarının kilosu yüzünden, kendisiyle alay etmesi sonucu , ölüm diyetine girmiş ve Ege Üniversitesi Hastahanesinde yaz boyunca tedavi görmüştü. İlgilendi Öğretmen, sohbete daldı Fatma’sıyla. Başarılı, zeki bir öğrenciydi de. Saygılı. Yemek yiyemez olmuş,
ayakta zor duruyordu, yaşama direniyordu. Doktorların izni olmamasına karşın, koşmuş, gelmişti okuluna. Öğretmeni ,sevgiyle sardı onu. Fatma ile daha bir ilgilendi. Fatma ,onun dersiydi sanki. Başarmalıydı , geçmeliydi bu sınavı. Doktorlarla ,telefon irtibatı ile, Fatma ile dialoğunu daha da arttırdı.Fatma, yemek yemezse, öğretmeni de yemiyordu, teneffüs ve öğlen yemeği saatlerinde Fatma’nın yanındaydı hep. Bazen, bir çikolota alıp, paylaşıyordu Fatma’sıyla. Akşamları da evlerine telefon edip, Fatma’nın ne yediğini soruyor, kendisi de Fatma ile , gerekirse ölüme gideceğini hissettirmişti.Fatma da duyuyordu bu sözleri.Öğretmeninin hatırı için, bir-iki kaşık yemeğe başlamıştı.Öğretmen de zayıflıyordu günden güne. Direnci kırılmıştı,ama yılmıyordu.
Fatma, bilinç dışı kantinden gizlice kola alıyor ve bir avuç limon tuzunu yutuyordu. Rejime öyle devam ediyordu. Öğretmeni, zil çalar çalmaz hep onun yanındaydı.Günden güne öğretmeninin erimesine dayanamayan Fatma, yemek yemeğe söz verdi. Öğretmeni hiç yalnız bırakmadı onu. Aile, doktor ve kendi işbirliğiyle yaşama döndü Fatma.
Doktorlar, başaramadıklarını bir öğretmenin başarmasına şaşıyorlardı. Başarmıştı işte Öğretmen. Mesleğindeki sınavı geçmişti . Fatma, her yıl okul birincisi oldu ve Genetik bölümünü seçerek, GENETİK üzerine çalışmalar yaptı. Öğretmeni onur duydu onunla ve diğer öğrencileriyle. Unutamayacağı bir anısıydı artık Fatma ,öğretmeninin.
---------Aslında Fatma ile öğretmeni arasında onulmaz SEVGİ çok güçlenmişti , ömür boyu sürecek olan. Ama şimdilerde öğretmeni çok üzgün . Mezun ettiği birçok öğrencisi kendisini arıyordu da Fatma’ sı hiç aramamıştı mezun olduktan sonra. Düşlerinde görüyor bazen Fatma’sını...Özlemle....
Öğrencisini , ölümü bile göze alarak yaşama döndüren , Nur Öğretmenin yüce sevgisiydi bu . Bir insanı , yaşama döndürebilmenin mutluluğunu , huzurunu hiç atamadı üzerinden. Şimdi , gözleri yaşlı , Fatma’sını özlediğini ve onun, kendisini bir kez olsun aramasını beklemekte belki gönlü, bir cep telefonu uzaklığından ...
Nur Benlioğlu / Anılarımdan
YORUMLAR
ne güzel bir paylaşım böyle sizi kutlarım...ne güzel bir hayat hikayesi...fatmanın öğretmenlerini arayıp sormamasını yadırgıyorum...bilmiyorum nasıl bir ortamda yaşıyor? fatma kardeşim hiç olmazssa bu çağda arayıp bulmak çok zor olmasa gerek..mesela bir kişinin ismini yazsak nete istediğin tüm bilgiler bulunur..büyük ihmallik olarak değerlendiriyorum...inşallah değerli hocalarını arar sizede bu nasihat ve ibret veren güzel çalışmayı bizlere sunduğunuz için çok teşekkür ederim...selam ve saygılarımla...
Bu hafta Öğretmenler haftası, haftaya uygun yazılar, şiirler. Mutlu oluyorum doğrusu.
Sizin yazınıza gelince; Nur Öğretmenim, harika bir öğretmenmişsin. Şanssızlık işte benim öğretmenim olamayışınız. Öğretmenim şunu unutmayın, yapılan hiç bir iyilik yok olmaz...verilen hiç bir sevgi erimez...Fatmanız bir yerlerde mutlaka sizi düşünüyordur...Çünkü unutulacak fedekarlık yapmamışsınız.
Peki size bir teklif fatmanın adresini verirmisiniz bana ????????????????????????Bakın Fatma nasıl koşuyor size............................Duyarlı yüreğinizden öpüyorum, GÜNÜNÜZÜ KUTLUYORUM, YAZINIZIDA KUTLUYORUM VE SİZİ SEVİYORUM..................ÖĞRETMENİM......CANIM ÖĞRETMENİM.................NUR ÖĞRETMENİM............GÜZEL ÖĞRETMENİM..........KIRILGAN ÖĞRETMENİM.............HER KES MÜDÜR OLAN FAHRİ ÖĞRENCİNİZ GİBİ OLAMAZ DEĞİL Mİ?????????????ÖĞRETMENİM HADİ GÜLSÜN ARTIK O GÜL YÜZÜN......................UNUTTUNUZ MU SİZ GÜLÜNCE SINIFTA GÜLLER AÇARDI............ÖĞRENCİLERİNİZ DAHA BİR BAŞKA KATILIRLARDI DERSİNİZE...................FAZLACA YER KAPLADIM ÖPÜYORUM SİZİ ÖĞRETMENİM.
Haklısın öğretmenim...Bir öğretmeni en mutlu eden budur gerçekten...Başka bir servetimiz yok...hatırlanmaktan başka.. en değerli hazinemiz budur... umarım Fatma sizi arar ve gönlünüzü alır... eminim çok yoğundur, eminim unutmamıştır, aklındadır fakat hayat koşturması içinde ihmal ediyordur sadece...bazen hepimiz yapıyoruz bunu...
gönlünüz dert görmesin öğretmenim...
EVET CANIM BEN DE YAZIDAKİ ÖĞRETMENİN YÜZDE YÜZSEN OLDUĞUNDAN EMİNDİM .SEN SEVGİNLE NİCEFATMALAR KURTARDIN KİMBİLİR AMA ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ BÖYLE BİŞEY ZATEN .ALMADAN VEREN BUNU HEM GÖREV HEM İNSANLIK SEVGİSİ OLARAK GÖREN BİR MESLEK .KENDİMİZİ ÖVMÜŞ OLMAYAYIM AMA MESLEKLERİN EN GÜZELİ EN KUTSALI İŞTE .FATMASENİN VERDİĞİN SEVGİYE LAYIKSAARAYACAKTIR SENİ HİÇ DEĞİLSE ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE ...SENİ SEVGİYLE KUCAKLIYOR VE ÖPÜYORUM FATMANIN YERİNE ....
Yazının daha en başında isminizi vermemenize rağmen ,o öğretmenin siz olduğunuzu anlamıştım.O kadar büyük ki yüreğiniz hem ana hem öğretmen olmanız hasebiyle.Eminim kurtardığınız hayatta arayacaktır bir gün özlemle.Minnet duyması gereken bu güzel yüreği o özel günde.Sevgilerim saygılarım sonsuzz hem de yüreğimin en derinlerinde...
Hocam cok nefis ve akiciydi hic nefes almadan sonunu merak ederek okudum sonuna dogru sizin oldugunuzu tahmin ettim.Ben size ne diyeyeyim ,o sizin icinizden gelen sizin yureginizin kontrolunde olmayan sevginin cok ustunde ogretmenligin vermis oldugu kutsal bir ic gudusu olan sevgi .herkes birseyler yapar ogrenir ama ogretmen sonradan olunmaz , dogarken oyle sevgilerle dolu olarak olur bu isler.icinizde olmasaydi rica bile etseler pek bu kadar icten olmazdi. Durun simdi peki bu hanim kizimiz hayattami ondan bir haberiniz varmi? bizim kulturumuze gore kucukler buyukleri arar bu insani bu kadar sevmis emek vermissiniz siz bir alo desenizde birakin o mahcup olsun. lutfen cok hassassiniz .Ben devamli ilkokul hocami arardim ve cocugum varkende gittim bir gun yurt disina gitmistim hocam vefat etmis belki son gunlerinde gozleri beni aradi ama bilmiyorduki orada olmadigimi . ben duyunca cok uzuldum.
simdiden ogretmenler gununuzu sevgiyle kutlarim daha nice guzel senelere guzel anilarinizla birlikte . o guzel yureginizden optum.sevgilerimle
NILGUN tarafından 11/23/2009 1:42:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
BU ANIMI OKUYUP, DUYGULARIMI PAYLAŞAN YAZIN DOSTLARIMA TEŞEKKÜR EDİYORUM.
BİR ÖĞRETMEN , SADECE ARANIP, HATIR SORULDUĞUNDA , YAŞAMINDAKİ MUTLULUĞUNA, MUTLULUK KATIYOR VE AVUNUYOR ÖYLECE. BU ANIMI , FACE 'DE DE YAYINLAYACAĞIM. FATMA'NIN , SINIF ARKADAŞLARI OKUR DA , FATMA'YA ULAŞIR DİYE...FATMA ,OLUR DA SESİMİ DUYAR, BANA ULAŞIRSA, O ZAMAN DA SEVİNCİMİ PAYLAŞACAĞIM SİZ DEĞERLİ YAZIN DOSTLARIMLA...HEPİNİZE SAYGILARIMLA.
canım ögretmenim yazınızı tam üçkez okudum hayatta insanın başına gelmiyecek hiç bir şey yok kimse demesinki bana bişey olmaz her olumlu ve olumsuzluklar biz insanlar için degilmi siz her şeyden önce bir merhamet melegisiniz.
hocam benzer bir olayda ben yaşadım başka şekliyle ama anlatılması öyle zorki bilmem ne desem şuan bile çok duyğulandım boğazım dügüm dügüm yaşlarım gözden süzüldü. ben keyfe kanayanyara degilim degerli nur öğretmenim acıların kadınıyım .çok duyarlı ve merhametlisiniz sizi tekrar kutluyorum. sayğılarım sizedir.