- 523 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TEKRAR TEKRAR KUTLARIM
DÜŞ GÖRDÜM
Bir düş gördüm;
Yüzüm bin parçaya bölünmüş
Her bir parçasına
Bir başka düş bürünmüş.
***
Bir düş gördüm; Sesim soluğum kesilmiş
Dil’imde biten
Bakışımla ses vermiş.
***
Bir düş gördüm
Düşümde kendimi düşlerken gördüm
Düşüm düştü; bölündü
Bir başkasının düşünden düş çalarken görüldüm. ( yazarını bulamadım.)
TEKRAR TEKRAR KUTLARIM
Güzel sanatlara müptela bir insanım. İlmin ve fennin de gerisinde ya da karşısında değilim ama ben Tolstoy gibi edebiyatın yanındayım.
Çehov’un, tarafsızlık adına izlediği yol ile, Tolstoy’un yakaladığı incelikleri yakalayamadığı kanaatindeyim. Mücadeleleri, yiğitliği, ruhu ve keskin öngörüsü ile inanarak yazmıştır Tolstoy. Mevlana gibi dava adamıdır o.
“ Tolstoy diğer yazarların arasında bir devdir. Diğer canlıların arasında ise bir fildir. O, tıpkı bir fil gibi bir ağacı kökünden söküp çıkartabilir, ama bir çiçeğin üzerindeki kelebeği de kanadındaki yıldızları dökmeden alabilir.”
( Turgenev)
Tolstoy’un savaşçı ruhu kalemine de yansımıştı. Yansıdığı için çekemeyenler onu “ attığı her adımda en güzel çiçekleri farkına varmadan çiğneyen çiçek bahçesine bırakılmış bir fil gibidir” diye nitelemişlerdir.
Sonuç ne olursa olsun, bir dünya devi hakkında dahi taban tabana zıt eleştiriler yapılması çok garip değimlidir? Satılık kalem olmak, cahillik, kıskançlık, düşmanlık taban tabana zıt olmaya neden olabiliyordu.
Edebiyat dünyası elbette böyle ince görünen ayrıntılarla da ilgilenecektir ama…
Ama ülkemizin ve dünyanın daha büyük bir sorunu vardır. Okuyucu sayısı arzu edilen seviyede değildir. Ülkemizde ise nüfusa oranla artmamakta hatta gerilemektedir. Yazmıyoruz, okumuyoruz. Yazıp okuyana da engeller çıkarıyoruz. Kitap okuma yüzdeleri:
Japonya’da 0/0 14,
A.B.D.’de 0/0 12,
Fransa’da 0/0 21,
Türkiye’de 0/0 0,001’ dir.
Bir Japon senede 25 kitap okurken, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okumaktadır.
Basılan yıllık kitap oranları da ülkemiz açısından üzücüdür.
Yılda; ABD 72 bin, Rusya 58 bin, Japonya 42 bin, Fransa 27 bin, Türkiye 7 bin. Oysa okumamak için hiçbir gerekçemiz yoktur.
Televizyon izleme oranımız 0/0 95 ile rekor kırmaktadır.
Evlendirme, spor, şans ve eğlence programları, aşk filmleri, berbat komedi dizileri yüksek reyting yapmaktadır. Mesele zaman azlığı da değildir. Para olsa mesele, deha fakir ülkelerin gerisinde kalmazdık. Sekiz milyon nüfuslu Azerbaycan’a bile ulaşmamız hayaldir. Yıllarca kalem savaşı yapanlarda sorumludur elbette. Kitabın büyülü dünyasından kaçıp uzaklaşan ve kaçırtılan kitleleri tekrar kazanmalıyız. Edebiyatımızı seviyorsak adil, insaflı ve doğru olmalıyız. Ahbap çavuş ilişkilerine bir son vermeliyiz. Yazarların, yayın evlerinin, ilgili bakanlığın, kitapseverlerin ve eğitimcilerin üzerlerine düşen ayrı ayrı vazifeler vardır. Yapması ve yapmaması gerekenler vardır. Basında yardımcı olmadır. Gemiyi edebiyata benzetebiliriz. Yolcular da okur olabilir. Edebiyatı sürekli baltalayarak gemide delikler açarsak yolcu biner mi o gemiye?
Gemi su alıyor edebiyat yandaşları ya da sevdalıları.
Gemi Su Alıyor
“ Yine deneyin bütün olanakları,
Hiç olmazsa; iki yaprak
Samanlı kâğıda yazın…
Ama sakın geç kalmayın!
Aşkınızı söylemeğe.”
Özdemir ince
Ve birlikte savaşalım sevdamız için. Çünkü biz bir deviz. Yükümüz ağırdır. Hedef dünya lideri olmaktır ve oradan hiç inmemek. Olur mu? diye hayret etmeyin. Azerbaycan ABD’yi geçerse ki geçebilir. Utanmayacak mıyız?
80 milyonluk Türkiye’ye 8 milyonluk nüfusunuzla örnek oldunuz. Tekrar tekrar kutlarım kardeş Azerbaycan.