- 717 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÖNÜL SEYYAHLARININ YOLCULUĞU
GECE BİR ÂLEMDE, SABAH BİR ÂLEMDE (1)
Büyükler, ibadetleri dört kısma taksim ederek;
1.Kısmı;(Cennet, huri ve gılman arzusu ile),
2.Kısmı;(Ukubat, cehennem azabı korkusu ile),
3.Kısmı;(Allah’tan hayâ ettiklerinden),
4.Kısmı da ;(Allah’ı sevip rızasını aradıklarından dolayıdır)deyip:
1.TACİRLER
2.ABİDLER
3.SADIKLAR
4.ÂŞIKLAR
(1)
Kâinat sessiz, ben kimsesiz, gecenin bu geç vaktinde, seccademle baş başa ağlıyorum sessiz sedasız… Arıyorum… Ve kapıları aralıyorum. Bu saatler hazırlık, bu saatler ayrılık vakti, eşten-çocuktan, anadan-babadan ve kardeşten. Saati vakti geldi, yine yolculuk göründü ve bir âdem, sessiz sedasız, mana libasına büründü. Uykudayım. Uyumak, uyanmanın ilk kapısı… Anlatmak istesem de anlatamadığım, kalmak istesem de kalamadığım ve beş duyunun tarif etmek de aciz kaldığı, bir dost ziyaretinden arta kalan, getirebildiklerim… Yalnızca; ilim ve gözyaşları… Dost meclisinden ayrılmak, yalnız kalmak, seccadeye kapanmak ve onlarla O’nu anmak, her nefes alışta, sonsuza kadar, nefes nefes...
Yol; uzanıp giden, bilmediğim,duymadığım,görmediğim diyarlara doğru uzanan bir yol…alemden alemlere ve yalnızca gidenlerin bildiği, sırlara doğru,dostlara doğru,üstatların üstadı,iki cihan güneşi,Rab’imin “Habibim” dediği,Hz. Muhammed Mustafa (SAV) efendimize doğru uzanan bir yol…Ben yolun başındayım.Otuz beşinde tanıştığım ve dostların, dost ellerden sunduğu o kutsi reçete,o kutsi reçeteyle çıktığım yol…Yeniden doğuşum ve Allah’a (c.c.) kul olmanın verdiği o tarifi imkansız tatlar.Ebu Bekir (Şakkak) üstadın dediği gibi; “-Allah’ı öyle zikret ki,sen zikrinde kaybolasın ve Hak seni zikretmeğe başlasın…O’nu öyle zikret ki,sen aradan çık ve O’nun zikrettiği ol...!”(2)
Yaşıyorum doyasıya.Yeniden şekilleniyorum.Uzaklaşıyorum,daha dün aynı kaldırımlarda haramla sarmaş dolaş gezen, dost dediğim,dost sandığım,tanımadığım,anlamadığım ve bodur ağaçların gölgesinde gölgelenen siyah yürekli insanlardan…Kendimi buluyorum,Ulu camii,Taş Mescit ve kale üçgeninde.Şükrediyorum Allah’ıma (c.c.) ve dualar gönderiyorum vesile olanlara....
Bu gece, yaşadığım o nurlu gecelerden, bir gece.Bu gece,üstadım annemin, duasını aldığım, bir gece.Bu gece,yolun başında,bu yol için, ruhsat aldığım, bir gece.Bu gece,yolun başında, üstadım annemle, tanıştığım, apayrı, kutsi bir gece....
Dört bir yan, irili ufaklı tepeciklerle ve dağlarla çevrili, çorak mı çorak, her türlü nebattan yoksun bir diyardayım. Yol boyunca ilerliyorum ve çevreme bakınıyorum, dikkatimi çekiyor, yolun sol tarafında, küçük bir tepecik ve tepecikte yalnız bir kadın… Diz çökmüş, gözleri yolun başında… Yılların yorgunluğu bir anda kaybolurken simasından, nura bezeniyor dört bir yan… Hafif bir tebessümle bana doğru dönerek sesleniyor:
Üstadım annem;
---“Hoş geldin oğul” !
Bir an şaşırıyorum, duraksıyorum, tanımaya çalışıyorum ve sonun da kendimi toparlayıp;
---“Hoş bulduk anne” diyorum, başımı yere eğiyor, sükût ediyor ve gözyaşı döküyorum…
Ve bu arada annem devam ediyor…
---“Asırlar var ki, ıssız kalmıştı bu yollar. Sizle beraber yolumuz da, yolcularımız arttı.”
---“Görevin hayırlı olsun.”
Dedi ve sustu.
Biranda etrafımda insanlar peyda oldu, tanımadığım, daha önce görmediğim, fakat simalarına aşina olduğum dostlarla, üstadım annemin karşısında, üç takım halinde sıralanmış bir vaziyet de bekliyoruz. Başlıyor görev taksimi. İçimizden yetkili bir kişi görevi belirterek;
---“Sen bu görevi yaparsın” diyor.
Görev verilen kişi hiç düşünmeden ve duraksamadan yetkili kişiye dönerek,
---“Evet, bu görevi ben yaparım, ama bu görevi filan kardeşimiz daha iyi yapar” diyerek diğer kardeşimizi teklif ediyor.
Teklif edilen kardeşimiz söz alarak;
---“Evet, bu görevi kardeşim de, ben de yaparız, amma filan kardeşimiz, ikimizden de daha mükemmel yapar” diyerek, üçüncü kişiyi teklif ediyor ve görev üçüncü kişiye veriliyor. Üçüncü kişi sükût ederek görevi kabulleniyor.
Bu görev paylaşımı üç takımda ki kişilerin, üçlü kademe ile görev paylaşımları yapılana kadar sürüyor. Görev paylaşımı bittikten sonra;
Üstadım annem;
“Dualarla bizi uğurluyor,gülümsüyor,artık bizim adımıza seviniyor,çünkü yolu,Hak yolu en sonunda bulmuştuk ve üstadım annem adını bağışlıyor.....”
Bir adem uykusundan uyanıyor.Geldiği yerin kokusu,hazzı ve mutluluğu ile seccadeye kapanıyor ve” bir alemde uyuyup,bir alemde uyanıyor” yüce Rab’ bine şükrediyor.....
1.Eyyühel-Veled / İmam Gazali /Shf:17 Par.2
2.Veliler Ordusundan /Necip Fazıl Kısakürek /Shf:133