en son anda..
Hepimiz ,karanlıklardan az çok korkarız.Karanlıklar belirsizliği bilenmezliği temsilidir genellikle.Işıksız bir yol.. karalıkta bir mezarlık.. dibini göremediğimiz su.. bizi hep tedirgin etmiştir.Maalesef ançak ölümne yakın anlayabildiğim babam der di ki;"oğlum atını bulanık suya sürme".Yaşamım boyunca buna ne kadar uydum bilemiyorum.Veya uyabildim..
Yaşamımızda belirsizliklerle dolu değil mi? Karanlıklar gibi.Geldiğimiz yer belirsiz gideceğimiz yer belirsiz.Zaman cizgimizin ortasında kalan anlarda, bir çok belirsizliklerle geçip gidiyor.Bir şeyler öğrenmek ,yarınlarımızı sözde kurtarmak için yıllarca kör bir döğüş içinde geçen, eğitim yıllarımız arkasından gelen iş,kariyer, meslek, evlilik, çoluk çocuk gibi olayların hangisi öncelerinden belirli.Karanlık belirsizliklerle süslenen yaşamı yaşanabilir kılan sanırım var oluşun tek nedeni olan sevgi.Ki onu da çoğunlukla bulamıyor veya çabuk kaybediyoruz.Sevginin bir çok merdivenleri varsada,en kayda değer olanı hepimizin de mutabık olduğu karşı cinsle olan sevgimiz, bir başka deyişle aşk’tır.Her ne kadar sevgi ve aşk kelimelerinin anlamları hakkında çeşitli görüşler bulunsada netice itibariyle sevginin olgunlaşmasıyla varolan aşkı, bir kere yaşayabilmetedir insanoğlu.Kendi yüzümüzü aynada farkettiğimizden beri hepimiz bu duygunun çeşitli şekilleriyle haşır neşir olarak olgunlaştırız yıllar geçtikçe.İlk cağımızın günlerinde duymağa başladığımız bu duygu durumu genç dediğimiz yıllarımızda doruğa ulaşır ki, aklı baştan alarak ne yaptığımızı bilmeden koşar çoşar yaşarız.Bir çok hayal kırıklıklarından terkedilişlerden terkedişlerden sonra aşkın ne olup olmadığını anladığımızda, yaz bitmiş sonbaharın ortalarında bakarız tekrar aynalara.Tepelere yağan kar,cizgi cizgi etmiştir eriyip inerken aşağılara.Durup bakarız ki içinden farketmeyerek geçtiğimiz bahar ve yazlarımız bir daha ele geçmeyecek yerlerde kalmıştır.Tam sevmeği öğrendiğimizde yaşama bir başka gözle ,gönülle baktığımız an,uçurumun kenarında kalakalmışızdır.O an bekleriz , umutlanırız ki o uçuruma kalan ufacık yerde ,bir sevda yaşayabilebilirmiyiz.En son metrede dahi olsa bir aşk yaşamayı arzular gönül.Yaşayabilene bu son aşk ;bir günü bin yıl eder.
sevgilerimle.
20/11/2009 İzmir
YORUMLAR
Rastlantılar ama sadece rastlantılar bir şeyler söyler bize.Önemli olan o rastlantıların diline kulak vermektir. Çingenelerin kahve falına bakar gibi bakmalıyızve önemli karineler çıkarmalıyız.Tek bir hayat gördüğümüz şeyin içinde sayısız hayat görüyorsun Çünkü şimdiki zaman bütün bir yaşamdır.Yaşam sürekli alınıp verilen nefesler değil nefes kesen anlardır. Nefes kesen anlarının çok olması dileğiyle.Muhteşemdi. İki damla göz yaşımı yine akıttın.
Nezihe ALTUĞ 20.11.2009