- 1304 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİZ ARKADAŞLAR ARASINDA - 3
Bizim bölgeye yani Güneydoğu’ya ait bir tabir olan “15’lik delikanlı” değiliz herhalde. Büyüklerimden duyduğum kadarıyla 15’lik delikanlının hayata bakış açısı, enerjisi, küçük yüreğindeki kocaman umudu ve gözlerindeki ışık başkadır. Ekmeğini taştan çıkaran, bir parça ekmek bir kuru soğanda bile mutluluğu yakalayabilen; bölge halkının gıpta ve gurur ile baktıkları, parmakla gösterdikleri 15’lik delikanlılar bizim bu halimize gülmezler mi! Gülerler elbet. Arkadaşlarımın hayat felsefelerini bir bir ele alırsam 15’lik delikanlılar ile biz 21. asır gençleri arasında engin farklar olduğunu görebiliriz:
FUAT; Esmer, orta boylu, yerinde yumuşak, yerinde asabileşen bir arkadaşım. Sanki içi dışına aksetmiş gibi. Esmer teni gibi; talihsizlikler, olmaz olası bu canavarlaşmış gençlik aklının ta ruhuna kadar empoze ettiği zehirler karartmış yüreğini.
Daha önce ifade ettiğim gibi sağlıklı bir ruhun ve sadece bundan doğacak bir huzurun yolu maddiyattan geçmediği gibi; maddiyat da ruhun bütün yara ve berelerine merhem olmaz, olamaz.
Bütün macerasını şöyle basit bir neticeye bağlamış: “Dünya boş.” Kim kullansa bile bu sloganı, ondan daha içten söyleyemez. Bir insanın ruh hali az da olsa ses tonundan belli olur ya: İşte o da eğer mutluysa sesi canlı çıkar, sıkıntılı ise sesi daha boğuk daha ağır neşeli ortamı yara yara bizlere ulaşır. Fuat “Dünya boş.” Dediği zaman arkadaşlardan oluşan bütün meclis sükut eder, gayri ihtiyari bir sessizlik bir ahtapot misali bütün kollarını öyle bir şekilde örter ki üstümüze; Fuat’ın murat ettiği manadan gayrı dikkatlere başka bir mevzunun sızmasına meydan kalmaz. Bizler elimizdeki çayın sıcaklığını bile hissetmemecesine pür dikkat kesiliriz ama gerisini getirmez; tahayyül ve tefekkürü bizlere bırakır.
2009 DİYARBAKIR