- 6532 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İLETİŞİM VE TÜRK KÜLTÜRÜ
İLETİŞİM
İnsanlığın yeryüzüne çıkışından bu yana her aşamada insanlar arasında iletişim çeşitli yollardan yapıla gelmiştir.
20.yüzyılda başlayan ve halen devam etmekte olan bilim ve teknolojideki hızlı gelişme,her alanda olduğu gibi iletişim alanında da etkili olmuş ve bilim adamlarının geçtiğimiz yüzyılı "enformasyon çağı"olarak tanımlanmalarına yol açmıştır
Kitle iletişim araçlarının gelişimine paralel olarak iletişim kanallarının çeşitliliğİnin artması bir yandan içerik doldurma sorununu beraberinde getirirken,diğer taraftan bu "bilgi"ve "enformasyon" bolluğunda " doğru bilgi" ye nasıl ulaşabileceğine ilişkin sorunuda ortaya çıkmıştır.İletişm kanallarındaki niceliksel artışın aynı oranda niteliğe yansımaması,yukarıda tanımlanan sorunu tetikleyen önemli unsurlardan biri olarak görülmektedir.
Elektronik iletişim araçlarının teknolojiden aldığı destekle kullanıma sunduğu kanalların çeşitliliği çocuklardan yetişkinlere kadar her kesimi kendine çeken bir cazibe oluşturmaktadır.Bu yoğun enformasyon altında,özellikle çocuklar,sunulan malzemeyi seçme şansı olmadan ve bilinçsizce doğrudan almakta ve o oranda da etkilenmektedirler.
Günümüzde en etkili iletişim aracı olan televizyonun.kişilerin sosyal yaşamlarının neredeyse "olmazsa olmazı" haline geldiği de çok açıktır.Ülkemizde 90’lı yıllardan bu yana özel televizyon yayıncılığına geçiş ve televizyon programlardaki
çeşitlilik,ülkemiz insanının ekrana daha bağımlı hale gelmesine yol açmıştır.
Yapılan bilimsel araştırmalara göre,Türkiye’deki televizyon izlenme süresinin günde ortalama 4-5 saat olduğu dörülmektedir.Bir kişi yılın %19’unu televizyon izleyerek geçirmektedir.Kişinin yılın %33’ünü uyuyarak,%33’ünü çalışarak, %14’ünü de bu etkinliklerin dışında kalan etkinliklerle geçirdiği göz önüne alındığında bu oranın oldukça yüksek olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bütün bu araştırmalar ve değerlendirmeler;görsel,işitsel ve yazılı iletişim araçları karşısında savunmasız bir alıcı durumunda bulunan çocukların,bilinçlendirmelerinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır.Televizyon karşısında en hassas ve etkiye en açık grubu oluşturan çocukların ve gençlerin ekranda izledikleri, "gerçeklik"ve"kurgu" bakımından ayırt etme becerisi kazandırmak gerekmektedir.
Bireyler, var olan gerçeklik ile iletişim araçlarından sunulan gerçeklik arasındaki farkı ne kadar erken yaşta öğrenip idarak etmeye başlarsa iletişim arçlarının üzerlerindeki olumsuz etkilerini de o ölçüde aza indireceklerdir.Ayrıca medya kuruluşlarının birer ticari aygıt olarak insanların üzerinde reklemlar.filmler,müzikler vb aracılığıyla nasıl birer tüketim toplum,tüketim iştahı oluşturma işlevi üstlendikleri görülmektedir.(1)
----------------------------------------------------------------------------------
1.M.Sadık Arslan-Emine Genç(Medya Okur Yazarlığı)
İLETİŞİM NEDİR?
İletişim kavramı pek çok kişi tarafından değişik şekillerde tanımlanmıştır.Hoben,iletişimi
"düşünce ve görüşlerin sözlü olarak karşılıklı alış verişi", "bizim başkalarını,başkalarınında bizi anlamalarına yarayan süreç", "sözcüklerin,resimlerin,figürlerin,grafiklerin vb. sembollerin kullanılarak bilgi,duygu,düşünce ve becerilerin aktarılması süreci", "bir kayna-
ğın,davranışlarını kasıtlı biçimde etkilemek üzere bir alıcıya mesajlar iletmesi" olarak ta-nımlamıştır.Bir iletişim sürecinde kaynak,mesaj,kanal,alıcı ve geri bildirim öğeleri bulun-
maktadır.
Kaynak iletişimi başlatan kişidir.Kaynak sahip olduğu bir fikri ya da onunla ilgili davranış-
ları alıcısı ile paylaşmak isterse öncelikle hareket,jest,mimik,söz,yazı gibi unsurlardan en
az biri ile yapılmış bir mesaj haline getirilmelidir.Seçilen mesaj aktarıcı tarafından kanal aracılığıyla alıcıya gönderilen bir sinyale dönüştürülür.Alıcı, kaynağın gönderdiği mesajlara
hedef olan kişi ya da kişilerdir. Alıcının mesajı çözüp değerlendirmesinden sonra yeni bir
mesaj kodlaması ve geri bildirim yapmasıdır.Bütün iletişimlerde verici kişinin en çok ilgilen-
diği konu, geri bildirimdir.Geri bildirim verilen mesajların kullanılmasına imkan sağlar.
İLETİŞİM TÜRLERİ
İletişim nitelikleri bakımından "yüz yüze iletişim" ve "yüz yüze olmayan iletişim" şeklinde
sınıflandırılabilir.Bu sınıflandırmayı da kendi içinde ayrıca sınıflandırmak mümkündür.
YÜZ YÜZE İLETİŞİM
Sözlü iletişim:Yazılmış veya yazılmamış kelimelerin söylenmesiyle kurulan iletişimdir.Kişiler
arası ilişkide sözlü iletişim ses ve kulağa dayanan iletişimdir.Söz ilişkinin kurulması ve yü-
rütülmesi için bir araçtır.Sözle ilişki anlamlandırılır.
Sözsüz iletişim:Konuşulan sözü içermeyen ifade,bilgi verme veya davranış olarak tanımla-
nır.Örnek olarak jestler,yüz ifadeleri,giyiniş,duruş ve ses tanı ile anlatım veya anlam çıkarmadır.Dolaysıyla sözsüz iletişim,bir ilişkinin söz kullanmadan başlatılması,kurulması ve yürütülmesidir.
YÜZ YÜZE OLMAYAN İLETİŞİM
Yazılı iletişim:Uzaktan haberleşmede,bilgi ve deneyimleri zaman içinde biriktirmede sözlü
iletişime göre daha güvenilir bir yol olan yazı ile iletmenin kökeni,mağara resimlerine daya-
nır.Yazılıiletişim;mektuplar,raporlar,özetler,makaleler,basın bildirileriile el yazısı,basılı notlar ve bilgisayar ağı gibi elektronok ortamla gönderilen çeşitli yazılar içerir.
İLETİŞİM ŞEKİLLERİ
1.Kişinin kendisi ile iletişimi(içsel iletişim):Kişinin kendi başına yaşamının her anında ve her mekanda yaptığı iletişimdir.Kişi kendisi ile iletişim yaparken düşünür;kendisiyle ve başkalarıyla konuşur.
2.Kişiler arası iletişim:İki kişi arasında genellikle yüz yüze ilişki şeklinde gerçekleşen iletişimdir.Bu iletişim ya fiziksel olarak aynı ortamı paylaşan iki kişinin iletişimi biçiminde gerçekleşir, ya da farklı ortamdaki kişiler arasında herhangi bir iletişim aracı ile gerçekleşir.
3.Grup iletişimi:Kişiler arası iletişimin en önemli yanını grup iletişimi oluşturur.Grup iletişimi iki veya daha fazla kişinin birbirlerini etkiledikleri ve birbirlerinden etkilendikleri
bir iletişim şeklidir.
4.Örgütsel iletişim:Bu iletişim örgütte,gündelik faaliyetlerin yürütülmesini sağlamak ve örgütsel amaçları gerçekleştirmek amacıyla,örgütün unsurları arasında ve örgütle dış çevre arasında bilgi ve düşünce alışverişidir.
5.Kitle iletişimi:Bir kitlesel araçla söz gelimi televizyon,duvar panoları veya sinemalarda oluşan iletişimdir.Kitle iletişim araçları, çok sayıdaki izleyiciye ulaşan,iletişim sağlayan araçlardır.(gazete,dergi,televizyon,radyo,sinema,video ve yeni iletişim teknolojileri vs.).Kitle iletişimini etkileyen bazı faktörler vardır.Bu faktörler;nitelikli kadronun bulunmaması ya da eksikliği,teknolojinin etkin ve verimli bir şekilde kullanılması,
ekonomik sorunlar,kamuoyunun beklentilerine uygun programların yapılmaması,yasal sınırlılıkların olması vb.olarak sıralanabilir.
İLETİŞİMİ ENGELLEYEN FAKTÖRLER
İletişim sürecinde etkin iletişimi engelleyen pek çok faktör vardır.Söz konusu engeller,
etkin iletişim yöntemi sayesinde ortadan kaldırılabilir.İletişimde engeller olduğu zaman
anlaşmazlıklar olur;bireysel ve örgütsel çatışma ortaya çıkar.Çatışmaları gidermenin en etkin yolu,insanların birbirleriyle yaşadıkları iletişim kopukluklarını ortadan kaldırarak
anlaşma ve uzlaşma zemini oluşturmaktadır.İletişim engelleri,çeştli faktörlerden doğabilir.
İletişime engel olan faktörlerden bazıları;fiziksel uzaklık,statü farklılığı,cinsiyet farklılıkları,kültürel ve dil farklılıklarıdır.
Haberin,bilginin,düşüncelerin ya da genel anlamıyla kültürün insan topluluklarına çeşitli
araç ve tekniklerle dağıtılmasıdır.Burada belirli bir kaynaktan hedef kitleye mesajların
tek yönlü olarak gönderilmesi söz konusudur.Bu iletişimde alıcının kimliği ve mesajı algılayıp algılamadığı ya da nasıl algıladığını öğrenmekte güçlükler vardır.Alıcının mesaj
algılama ve anlamlandırma biçimi ile mesajı aldığı ortamın şartları kitle iletişim sürecini
etkilemektedir.
Gazete,dergi,radyo,televizyon ve internet yaygın olarak kullanılan kitle iletişim araçlarıdır.Bu araçlar düşünce ve haberlere çok kısa zamanda geniş kitlelere duyurmak için belli aralıklarla ya da sürekli olarak yayın yaparlar.İletişim teknolojisindeki yeni gelişmeler (uydu yayınları,kablolu yayınlar ve şifreli yayınlar ile bilgisayar teknolojisi) kitle iletişimini daha yaygın ve daha karmaşık hâle getirmiştir.
Kitle iletişim araçlarının etkinliğe, daha doğrusu iletişimin etkinliği;yazının icadı,kağıdın ve matbaanın bulunuşu,kitapların hızlı ve seri basılması,gazete ve dergilerin yayınlanması, telefonun bulunması,radyo ve televizyon yayınlarının yapılması,bilgisayarın icadı,dünyada yaygın bir şekilde internetin kullanılması,iletişim arçlarının öenemini artırmış ve hızlı bir şekilde dünyada kültürel etkileşiminin oluşmasını sağlamıştır.
KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ İŞLEVLERİ
1.Bilgilendirme haber verme,
2.Etkileme kamuoyu oluşturma,
3.Kişileri yaşadıkları toplumun bir parçası haline getirme,
4.Kültürün nesilden nesile geçişini ve gelişmesini katkı sağlama,
5.Eğtme,
6.Eğlendirme hoşca vakit geçirtme,
7.Dış dünyayı görmemizi sağlama,
8.Eşya ve hizmetlerin tanıtılmasına,satılmasına yardımcı olma.
Kitle iletişim araçları;birey,grup ya da örgüt,sosyal kurum,toplum ve kültür düzeyinde etkili olurlar.Bireyin de bilgi,duygu,görüş,tutum ve davranışlarını etkiler.Bu etki bireyin değerleriyle örtüştüğü sürece daha fazla olur.Sosyalleşme sürecinde de bireylere yardımcı olurlar.Özetle kitle iletişim araçları;bilgi görüş ve düşüncelerin paylaşılmasını sağlayan;sosyal örgütlenmeyi güçlendiren;kamuoyu oluşturan;insanların anlama,öğrenme ve eğitim gibi çeşitli ihtiyaçlarını karşılayan,insan ilişkilerini değiştirip geliştiren;yeni davranış ve tutum kalıplarını ,görüş ve düşünce akımlarını yaygınlaştıran en etkili iletişim araçlarıdır.
KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARININ ÖNEMİ
Kitle iletişim araçları, halkın sosyalleşmesinde siyasal ve sosyal kararlara varmasında, günlük bilgi ihtiyacını karşılamasında önemli rol oynar.Kitle iletişim araçlarının,toplumun siyasal yönden olgunlaşmasında,demokratik davranışı ve temel hakları içselleştirerek karar verme sürecinde, doğru etkilenmesinde büyük bir önemi verdır.Kitle iletişim araçlarının ülke ve dünya sorunları hakkında kamuoyuna bilgi vermesi ve bu konulardan hangisinin kamuoyunda önceliğe sahip olması gerektiği konusunda etkili olduğu görüşü kabul edilmektedir.Toplumda,kitle iletişim araçlarının gündemine aldığı,büyük ağırlık ve yer verdiği konular önemli olarak algılanmaktadır.(2)
---------------------------------------------------------------------------------------------
2.Yard.Doç.Dr. Necla MORA (Siyasal Toplumsallaşmada Kitle İletişim Araçlarının Rolü)
İLETİŞİM DİL VE KÜLTÜR
İnsanlar arasında ortak bir semboller sistemiyle gerçekleştirilen bilgi alış verişine iletişim
adı verilir.İletişim bir mesaj alış verişi olarak da düşünülmektedir.Bu mesajlar dünden bugüne olduğu gibi,bugünden yarına uzanan mesajlarda olabilmektedir.Toplum bilimleri içerisinde nereye yerleştirileceği hususu tam olarak bir karara bağlanmamış olmakla birlikte,iletişimin toplum bilimlerinin bulgularının kullanıldığı bir uygulama alanı olduğu kabul edilmektedir.
İletişim çalışmalarında üzerinde durulan en önemli konu KÜLTÜR unsuru olan ve iletişim kanalını oluşturan DİLDİR. İletişim olgusu dil aracılığıyla gerçekleşir.İnsan haberleşmesi, en
gelişmişiletişim düzeni olan dil üzerine kurulmuştur.İletişimde dilin dışında başka vasıtalar da kullanılmakla birlikte,mesajın mutlaka dil ile ifade edilmesi,dili her türlü iletişimin taşıyıcısı durumuna sokmaktadır.Dil milletin tarihinde meydana gelen maddi ve manevi değerlerin ifade vasıtasıdır.
Millet denilen sosoyal varlığı birleştirir ve onlar araasında duygu ve düşünce akımını meydana getirir. Bir millete mensup olan her fert,o milletin kültürünü,dilini,dinini,inançla-rını,zevkini,gelenek ve göreneklerini beraberinde taşır.Kültür fertlere yön ve kişilik veren
bir varlık,kişiyi ayakta tutan bir güçtür.Aynen bunun gibi, bir milleti de dünya milletleri arasında ayakta tutan,ona canlılığını,sürekliliğini sağlayan kültür kaynakları ve bu kaynakların iletişim gücüdür.
İletişim olmazsa kültür durağanlaşır,canlılığını kaybeder.Dil zaman ve mekan engellerini aşarak ruhlar arasında fikir birliği kurar;insanlar arasında duygu ve düşünce iştirakini sağlar.Yani dil bir milletin bütün sosyal dilimleri arasında ortak bir anlaşmaaracı olduğundan,dildeki kelimelerin de herkes tarafından anlaşılacak şekilde yaygın ve umumileş
miş olması gerekmektedir. Çünkü bir milletin bütün fertlerini ve her yeni nesli,milli tarihin en eski kaynaklarına kadar götüren ve onlarla milli tarih arasında köprü kuran tek vasıta dildir.Biz bugün dilimizi kullanırken bizden önceki nesillerin düşünce kalıplarını hazır bulup kullanmaktayız.Böylece dil,nesiller arasında iletişimi sağlamış olmaktadır.(3)
---------------------------------------------------------------------------------------------------
3.İnternet
------------------KÜLTÜR---------------------
Kültür,belirli bir toplumda ya da toplulukta yetişen insanların,öğrendikleri beceri,dil,inanç,davranış ve alışkanlıklardır.Bu anlamda kültür,bir insanın,yaşadığı toplumdan aldığı tüm beceri ve alışkanlıkları kapsar.Bir milletin,bir halkın ya da toplumun yaşam biçimi olarak da özetleyebileceğimiz kültür, kuşaktan kuşağa aktarılır.(4)
------------------------------------------------------------------------------------------------------
4.Temel Britannica Ansiklopedisi
Kültür,bir toplumda geçerli olan ve öteden beri süregelen her türlü duygu,düşünce,yaşam ve sanat anlayış biçimlerinin tümüdür.Batılı anlayışa göre kültür,doğa karşıtı olan değerler
dir.Bir ulusta mevcut bilgiler,dinsel inaçlar,sanat,ahlak,hukuk,adet,gelenekler ve kişinin toplum üyesi olarak edindiği daha başka yetenek ve alışkanlıklar kültür kavaramı içine girer.Toplumların sürekliliğini sağlayan da kültürdür.(5)
---------------------------------------------------------------------
5.Görsel Genel Kültür Ansiklopedisi
Kültür,yalnız bir milletin din,ahlak,akıl ,estetik,dil,ekenomi ve teknikle ilgili yaşayışlarının uyumlu bir bütünüdür.(6)
---------------------------------
6.Ziya GÖKALP(Türkleşmek-İslamlaşmak-Muassırlaşmak)
Kültür unsurları maddi ve manevi olmak üzere ikiye ayrılır:
Manevi kültür,inançlar,değerler,semboller,normlar şeklinde tasnif edilebilir.Manevi kültür,
Bir milleti diğer milletlerden ayırt etme imkanı veren örf,adetler,davranışlar,ahlak anlayışı
değerler,sosyal normlar ve zihniyet değişiklikleridir.Manevi kültür,kolayca müşahade ve teşhis edilemeyen değerleri,inançları,düşünce tarzlarını ihtiva eder.Bunlar bazen o kadar derinde yer etmişlerdir ki, bizzat o kültürün sahibi olan kimseler bile fark edemez.(7)
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
7.Prof.Dr.Erol GÜNGÖR (Dünden Bugünden Tarih-Kültür ve Milliyetçilik)
Maddi kültür, ise kısaca manevi kültürün dışındaki kültürsel unsurlar olarak tarif edilebilir.
Daha başka bir ifadeyle insanların yaptıkları aletler,kullandıkları malzemeler maddi kültürü oluştururken,diğerleri manevi kültürü oluşturur.(8)
----------------------------------------------------------------
8.Sabahattin BİLGİN
TÖRE NE DEMEKTİR ?
Töre,gelenek ,görenek,örf ve adet gibi kavramların hepsini içine alan geniş kapsamlı bir terimdir.Bir toplulukta,bir grupta,bir yörede bireylerin uymaya yükümlü oldukları ya da zorlandıkları davranış kalıplarının ve tutumlarının tümünü içine alan töreler,özellikle geleneksel kesimde ve kırsal alandaki etkinliği ile dikkat çeker.Öyle ki töreliri zedeleyen
ya da törelere aykırı sayılan davranışlar çoğu kez bağışlanmaz;bir tutumla yasaların yargılanmasına zaman bırakmadan bu tür durumlar için toplumca belirlenmiş olan cezalara
çarptırılırlar.
GELENEK.GÖRENEKVE ADETLER:
Gelenek,en genel anlayışıyla folklorik,sosyolojik veya dini boyutlarıyla bir sürekliliği ifade eder.Bir toplumda kuşaktan kuşağa geçen kültür kalıntıları,miraslar,alışkanlıklar,bilgiler,
beceriler ve davranışlarhep bu gelenekler içinde yer alırlar.Gelenekler maddi olmayan kültürdür.Gelenekler genellikle yasalardan çok daha geniş bir alanı yönetir.
En yalın tanımıyla bir şeyi görüle geldiği gibi gerekli ve uygun yöntemleri kapsar görenekler.Ama bunların mutlaka yerine getirilmesi istenmez.Bunlar süreklilik kazandığı gibi bir süre sonra kalkabilir.
Yaptırım gücü daha ve esnek adetin,birçok tanımı yapılmıştır.Bir toplumun istediği ve çoğu kez gelenek arcılığıyla belirlediği,davranış ve işlem tarzı,bir toplumun yapması gerekli görülen davranış tavrı gibi tanımlamak mümkündür.Adetler de sosyal içerikli ilişkiyi
düzenlemekte,yönetmede ve denetlemektedir.Örnek olarak,karşılamalar,uğurlamalar,yemek ve sofra düzenlemeleri.kız isteme adetleri,nişan
evlenme usulleri,bayramlar,önemli günlerle ilgili davranış biçimleri,yas,anma ,baş sağlığı dileme vb.tavır ve tutumları adetler olarak nitelendirebiliriz.
Örfler çoğu zaman toplumun katı beklentileri olarak bir takım örnek tutum ve davranışlardır.Örfler aynı zamanda toplumun herhangi bir değer sisteminin bünyesini oluşturan temel taşlarınıda temsil eder.Örflerin bireyle-aile,bireyle-komşu ve akrabalar,
bireyle-halk ve millet arasındaki ilişkileri,davranışları düzenleyen ve belirleyen işlevleri
vardır.
TÜRK SANATLARI
Çini Sanatı:Türklerde iç ve dış mimariyi süslemenin en renkli kolu olan çini sanatı,asıl büyük ve sürekli gelişimini Anadolu Türk Mimarisi’nde göstermiştir.Çeşitli tekniklerle zenginleşen bu süsleme sanatı hep mimariye bağlı kalmış, onun üstünlüğünü ezmemiş,ama renkli bir atmosfer yaratarak mekan etkisini artırmıştır.
Türk mimarisinde çini süslemenin kullanımı çok eski tarihlere kadar gider.Uygurların,Karahanlıların,Gaznelilerin,Harzemşahlıların ve özellikle İran’da Büyük Selçukluların mimarisinde çininin kullanıldığı bilinmektedir.Bu sanat dalı Anadolu Selçukluları ile çok daha yaygın hale gelerek, bir çok eserde gelişerek günümüze kadar gelmiştir.
Ebru Sanatı:Ebru,kitreli yoğun su üzerine,özel hazırlanmış ödlü boyalarla resim yapma ve bunu kağıda aktarma sanatıdır.Ebru,"bulut"veya "bulutumsu" anlamına gelen Farsça "ebr" kelimesinden türemiş ve Türkçe’de "ebru" halini almıştır.
Ebruda hazırlık aşaması uzun,eser meydana getirme aşaması ise tam tersine çok kısa zaman alır.Sanki benliğimizden alıp su üzerine bıraktığımız boya damlaları düştükten sonra yayılırlar ve şekiller oluştururlar.Müdahalemiz ile inanılmaz resimler ortaya çıkar.Ebru yapmanın ise çok daha olumlu ruhsal etkileri olduğu bilinmektedir.Bunların dışında günümüze kadar gelen hat sanatı,minyatür sanatı ve tezhib sanatı da vardır.(9)
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------
9.Türk Kültürü.Net bahadirhan
TÜRK MÜZİĞİ
Türk müzik tarihi kendi bünyesinde,kendine has ve kendi ürettiği biçimi ile genel müzik tarihi içinde yerini aldı.Türk müzik tarihi "hem Türklerin tarih boyunca müzik ile olan her türlü ilgisinin,hem de Türk müzik sistemi ile bu sisteme karışan her türlü müziğin teknik gelişmelerinin incelenmesi" biçiminde tanımlanabilir.
Dünya’ya yayılan Türkler,müzikteki ilerlemelerini gittikleri yerlere taşımışlar ve geliştirmişlerdir.Bugün Türklerle ilgisi olan tüm ulusların müziklerinde, Türk müziğinin etkisi görülmektedir.Bir çok batılı besteci,eserlerinde Türk motiflerini işlemiştir.Ayrıca Türkler,nota ve müzik aletlerinin gelişmesine de öncülük etmişlerdir.Kemençe(ıklığ),tar,kopuz,saz,vurmalı çalgılardan davul,tef,kudüm,kös vb. bunlara en iyi örneklerdir.Türk Müziği’nin tarihsel gelişimi ve dönemleri ise iki ana başlıkta toplanır.
1.Türk Halk Müziği’nin Tarihsel Gelişimi
2.Klasik Türk Müziği’nin Tarihsel Gelişimi
Halk müziği dünyanın her tarfında o ülkenin aydınları tarafından yaratılan müzik türlerinden farklı olmuştur.Halk müziği ile aydınlar tarafından yaratılan müzik türleri arasında en önemli fark halk müzüğinin anonim olmasıdır.Halk müziği ülkenin kendine has ürünüdür.Milletlerin öz varlığının yıllar boyunca dile gelmesinden doğmuştur.
Sonuç olarak,dünyada ki hiçbir kültürde,kendini bu kadar Türk müziğinde yansıtan toplum yok gibidir.Kendi milletinin adını türkülere vermiştir.Türk milleti,özünde var olan tüm nitelikleri,tarihsel süreç içinde geliştirip,bozmadan koruyarak günümüze kadar aktarabilmiştir.
TÜRK EDEBİYATI
1.İslamiyet Öncesi Türk Edebiyatı(?-11. yy)
2.İslamiyet Sonrası Türk Edebiyatı(11-19. yy)
3.Modern Türk Edebiyatı(19.yy-)
İslamiyet önceki Türk Edebiyatı sözlü dönem ve yazılı dönem olarak incelenebilir.Sözlü dönem henüz yazının kullanılmadığı dönemdir.Bu dönem ürünleri tamamen sözlüdür ve genellikle şiir şeklindedir."Şölen "ve "yuğ"larda bir araya gelen "ozan","kam" veya "baksı"
denilen şairler "kopuz" denilen saz eşliğinde "koşuk"lar ve "sagu"lar söylerlerdi.Ayrıca
"sav"lar ve "destan"lar da kültürümüzde yer almaktadır.
Yazılı dönemde Göktürkler ve Uygurlar tarafından kendi alfabeleriyle eserler verilmiştir.Bu yazılı metinler Yenisey Kitabeleri,Göktürk Kitabeleri(Tonyukuk Anıtı,Kültigin Anıtı,Bilge Kağan Anıtı) günümüze kadar gelmişlerdir.O dönem Türk yazılı edebiyat belgeleridir.
Modern Türk Edebiyatı’da 1839’da Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesiyle başlayan medeniyet ve kültür değişikliği ve bu değişikliğin dayandığı batılaşma olgusunun belirlediği
bir gelişim sürecinde değerlendirilebilir.19. yy.Türk edebiyatı,batılılaşma hareketine bağlı olarak roman,hikaye,tiyatro gibi yeni türlerin denenmesiyle modern bir çizgiye girdi.
Batıyla ilişkiler,aydınların batı dillerini öğrenmeleri,batı edebiyatlarından yapılan çeviriler,
batıdaki fikir akımları ile tanışma bir kültür ve medeniyet değişimini gündeme getirdi.Sosyal,ekenomik ve siyasi hayatta meydana gelen değişiklikler edebiyata da yansıdı.Cumhuriyetin kuruluşuna kadar arayışlar devam etti.
Sonuç:
Antropoloji literatüründe kültürün maddi ve manevi unsurları incelenirken,kültür değişmesi sırasında bunlardan hangilerinin daha kolay intikal edeceği, bir kültürden öbürüne geçebileceği tartışılır.Genellikle maddi kültür unsurlarının,yani inançlardan çok
bunların somut görüntülerinin bir başka kültür tarafından daha kolay öğrenilmesi kültürel değişimlerde en belirgin gerçeklerdir.
Bir kültürden öbürüne en kolay ve kısa zamanda intikal eden unsurlar, iletişimi en kolay olanlardır.En kolay iletilenler ise doğrudan doğruya idrak edilen nesneler,yani maddi unsurlar ve davranışlardır.Kültür bir inançlar,bilgiler,duygu ve heyecenlar bütünüdür;yani maddi değildir.
Bazı davranışlar herhangi bir açıklamaya ihtiyaç bırakmayacak kadar açık ve sadedir;bir demirci çırağı ustasını maharetini öğrenmek için kitap okumaya veya ders dinlemeye muhtaç değildir;ustanın hareketlerini dikkatle takip etmesi yeter.Bundan daha karmaşık
tipte maharetler ise,sözlü veya yazılı açıklamayı gerektirebilir.
Fakat dil de kültürün bir parçası olduğu için,bir dilden öbürüne yapılan aktarmalarda bazı güçlüklerle karşılaşırız.Bununla birlikte,dil herhangi bir engel çıkmadığı zaman bile,bazı şeylerin başka kültürdeki insanlara aktarılması,anlaşılması son derece zor ve bazen de imkansızdır.
Kaynakça
----------------------------------------------------------------
1.M. Sadık Arslan-Emine Genç
(Medya Okur Yazarlığı Kitabı)
2.Yard.Doç.Dr.Necla Mora
(Siyasal Toplumsallaşma Kitle İletişim Araçlarının Rolü)
3.İnternet
4.Temel Britannica Ansiklopedisi
5.Görsel Genel Kültür Ansiklopedisi
6.Ziya Gökalp
(Türkleşmek-İslamlaşmak -Muassırlaşmak)
7.Prof.Dr.Erol Güngör
(Dünden Bugünden Tarih-Kültür ve Milliyetçilik)
8.Sabahattin Bilgin
9.Türk Kültürü Net bahadirhan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.