- 841 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Parçalanma Korkusu
Hayatımızın bir çok evrensinde çok çeşitli paçalara ayrılmışız. Bunları say say bitmez. Doğunca insan önce birimiz oğlan birimiz kız. İki ayrı cins. Zaman içinde yaşlar ilerledikçe aynı cinsler arasında gene farlılıklar, kimi uzun, kimi kısa, kimi ela gözlü kimi mavi. Kişilik özellikleri ise insanların saymakla bitmez.
İnsanları aynı dili konuşanlar diye ayırdığında bu bir parça eder. Fakat bu parçanın içinde yukarda saydığımız ve sayamadığımız o kadar çok ayırıcı özellik olur ki. Artık aynı dili konuşsa dahi insanlardan birbirlerini anlayamayanlar olur.
İnsanlar huylarıyla, meslekleriyle, yaşlarıyla farklılara sahiplerdir. Ama tüm bu yönlerini bir kenara bırakınca insanların o çok kadar ortak yönleri vardır ki. Farklı cins veya farklı milleten olsun yaşlısı gencinde hep bir adalet, doğruluk, dürüstlük gibi kavramlara önem verme, onu her zaman güzel erdem olarak bilme gelir.Kimi insanın bunlarla hiç alakası yoktur belki, ama gerçekten düşündüğünde aklı selimle, hayır demez.
İnsanoğlunu çok çeşitli özellikleriyle gruplandırmak ayrıştırmak, kamplara bölmek pek zor değildir. Ama özde bakıldığında herkesin ortak istekleri vardır. Hayattan beklentileri güzel bir aileye sahip olmak, eğitim, sağlık, güvenlik gibi ihtiyaçlarının sağlanmasını ister. Her insan bu ortak ihtiyaçları çevresinde bir çaba içindedir.
İnsanca yaşamanın önündeki engelleri kaldırmak için çalışmak uğraşmak bireysel ve toplumsal bir görevdir. İnsanlar bu çağın ulaştığı eğitim, ulaşım, adalet güvenlik seviyeye gelmesi için çalışılmalıdır. Kimi Hakkari’nin Dağında kitap defter görmeden ömür geçiyor, kimide hangi özel okula gideceğini seçememek gibi bir durumdaysa işte asıl paçalanma budur. Bu olduktan sonra başka nasıl bir parçalanmadan korkacaksınız. İstanbul’un göbeğinde insanlar hastane, hastane dolaşırken acil servisler önünde can verirken, bir tarafta estetik ameliyatlara milyonlar harçayanlar varsa bu parçalanmadır, bir toplumun parçalanmasıdır.
Arınç daha gerçen söyledi,bir yolunu bulup askerliğini evinin yakınında yapanlar bir tarafta iken, bir tarafta teröristlerle göğüs göğüse çarpışanlar var. Aynı vatanın evladları değil mi bunlar neden bu farklılık; parçalanmışlık.
Vatan bölünüyor diye ortalığı yıkanlara baksan tüm ayrıcalıklar onlarda, gel kardeşim bırak bu öncelikli olma halini dersen hayır der. En büyük bölücü kendisidir bunu anlamaz. Vatandaşlara eşit hakların verilmesini hazmedemez, vatan bölünüyor derken, asıl birleştirmeyen, asıl parçalayan kendisidir bunu bilmez.
Özelde doğuya bakarsan büyük bir ayrıcalıklı kesim var. Büyük bir ayrıcalıklı derken kendileri az sayıda fakat ellerindeki imkanlar büyük. Terörü besleyende onlar. Televizyonda izliyoruz kimi hainler onlarla birlik olup bu ateşin sürmesine yardım etmişler, ediyorlar. Neden bu şekilde hareket ediyorlar asıl gayeleri kendi güçlerinin devam etmesi, sıradan halkın imkanlar konusunda eşitsizliği mahrumiyeti devam etsin. Etsin ki onlar diledikleri gibi at koştursunlar. Demokrasi gerçekten uygulansa parçalanma getirmez, aksine birleştirir. Hak adalet üzerinde bir birleşim tüm halkın lehinedir.
Asıl korkulan parçalanma ki bunu yaşıyoruz: Şehrin varoşlarıyla lüks semtlerinin yüksek duvarlarla çevrilmesidir. Sanki kendine özel bir alan oluşturmuş. Bir yerde kendini oraya hapsetmiş. Bu kesimin yaşantısına baksan büyük halk kitlesinden uzaktır onlar. Aynı havayı solumuyoruz, aynı toprağa ayağımız basmıyor sanki. Onlar çoktan dünyanın sırrını çözmüşlerdi nasılsa. Hayatta bir elit takım olmalı ya onlardır. Kendileri güya o halkın içinden gelmiş onları en iyi bilendir. Halbuki hiç alakaları yoktur. Onlar çoktan yükünü almış artık dünya endişesi taşımayan ehli keyf insanlardır. Ne kira, yol parası, ne sağlık onları böyle sorunları yoktur. Sorsan bu kesime en demokrat onlardır. Herkese eşit sosyal haklar verilmeli, iyi bir hayat stadartlarına sahip olacak imkanlar verilmelidir.
Sözlerinde hep birleştiricidir fakat şu elindeki pastadan bir parça ver desen seni gidi bölücü seni bana ne kalmış ki sana vereyim der. Adalettin, huzurun her yerde olduğu insanların eğitim, sağlık, güvenlik konusunda eşit olduğu, parçalı olmadığı bir dünya dileğiyle.
Melik Haker (Ekim 2009)
YORUMLAR
Anlatma güçlüğü çekiyorum, bireyin önemi toplumsalın önemine koşuttur. Birey önemlidir, ama bireycilik; yeni sömürge çağında, emperyalizmin istediği türde insandır! Siz bireyciliği, bireyselden toplumsala giden bilinci ile birey şeklinde, böyle örnekleyerek söyleyecebileceğim şekilde, olması gerekirken; yer yer birbirine karıştırarak yazıyorsunuz.
Tüketim demokratizasyonu, demokratikleşmenin göstergesi değildir. Diyorsunuz ki; paran kadarsın, bu sitem ve şikayet ederek, yine bu emperyal kapitalizme teslimiyettir ! Böyle röntgen çekilmez, böyle tanı, işbirlikçiliğin ve emperyalizmin işine çokça gelir...
Yukarıda da belirttim: Eşitsiz gelişmeyi görmezseniz, rant teoriyi görmezseniz; çelişkileştirirsiniz ! Biz sorunsal çözümlemelerde zıtları aramıyor muyuz?
Göktürkmen tarafından 1/12/2010 3:39:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hastalığı tedavi etmek için önce teşhis gerekir. Tanıyı ortaya koymadan hastalığın tedavisine gidilmez. Ben röntgenini çekiyorum, olayı anlamak çabam. Yüzde yüz doğru bu değil ki. Hastalık bu diyorum. Tedavi edilmeli hayır adını bile koyamadığımız bir problemle nasıl baş ederiz.
Tüketim demokratizasyonu kapital ve global bir dayatmadır ! Bunu demokrasi ile yani gerçek demokrasi ile karıştırmadan yazmak gerekir diye düşünüyorum... Ayrıca; Eşitsiz Gelişme Yasası ve Rant(iye) Teori'yi birey, bireycilik karmaşası ve feodal estetik değerleri ile destekleyerek yazarsanız, zihin karıştırıcı anlamında tutarsızlık olur, çelişki olur; ama zıt olmaz !
Bunu ve daha epeyce bir konuyu netleştirmek adına konuşmak gerekiyor, müsait bir zamanda katkılarla konuşalım.
Yazılarınızı ilgi ile takip ediyorum. Teşekkürler ayrıca...
Göktürkmen tarafından 11/20/2009 12:49:00 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sınıf sınıf maddi olarak bölgeler ayrılmışsa, lüsk semtler ayrıcalıklı coğraflar varsa, bu parçalanmışlıktır. İster sol deyin buna. Zengini ayrı bir dünya içine kendini konumlandırıp, ayrıcalıklar içinde kendi özel dünyasında, yekpare bir hayat inşa etmiş, geriye kalanları başarısız, tutunamayanlar olarak damgalamışsa bu parçalanmadır. Adım başı adamına göre, adalet, eğitim , sağlık bilimum devlet hizmetler veriliyorsa bu parçalanmışlıktır. Daha ne olsun. Sağı solu da yok bu işin ne kadar az vicdan taşırsan o kadar yükselir kendini ayırır parçalarsın bir halktan, insanlıktan. Tüm kavramları bile kendine göre anlam yüklemek demokrasiyi gücün kadar faydalanmak daha ne diyeyim, parça parça olmuşuz ey insanlık duy sesimi...
Sevgili kardeşim dağınık bir yazı olmuş. Birilerinin sağı solu haksız yere eleştirdiğini, parçalayıcı davrandığını söylerken siz de yazınızın sonuna doğru aynı hataya düşmüşsünüz. Haklı tesbitlerinizin olması sizi her zaman haklı kılmaz. Teori ile pratik ayrı şeylerdir. Daha dikkatli olursanız daha güzel yazılar ortaya çıkacak İnşallah. Saygılar.
Temel çelişki de çok haklı, asal çelişkide geriye doğru gidiş önermeleri nedeniyle, sadece antikapital bir çelişkiler tespiti yazım olmuş...
Şimdilik bu kadar Melik bey, esenlikler...
Göktürkmen tarafından 11/18/2009 11:55:53 PM zamanında düzenlenmiştir.
Göktürkmen tarafından 11/19/2009 12:40:33 AM zamanında düzenlenmiştir.